Akdeniz'in ekoloji akademisyenleri İzmir'de buluştu
Akdeniz Havzası'nın geleceğini kentler açısından ele alan 'Akdeniz'de Doğayla Birlikte Yaşamak' başlıklı uluslararası etkinlik başladı. Etkinlikte ekoloji akademisyenleri üç oturumda dünyada yaşanan enerji, gıda, göç ve iklim krizlerinin etkilerini ele alarak çözüm önerilerini paylaşacak.
Akdeniz Havzası'nın geleceğini kentler açısından ele alan “Akdeniz'de Doğayla Birlikte Yaşamak” başlıklı uluslararası etkinlik İzmir’de başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Planlama Ajansı (İZPA) ve Ege Belediyeler Birliği tarafından Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) düzenlenen etkinlikte 7 farklı ülkeden birçok akademisyen, kent yöneticisi ve uzman isim bir araya geldi.
“Felaketin sonuçlarını her yerde görüyoruz”
Etkinliğin açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Güven Eken, insanlar tarafından yaratılan felaketin sonuçlarını iklim krizi, yağmurların akışının değişmesi, toprağın bereketinin eksilmesi, savaşlar, açlık ve yoksulluk şeklinde gördüklerini belirtti. Eken, “Bunların hepsi birbiriyle ilgili meseleler. Hepsi, biriktirme hastalığımızın sonucu. Bu biriktirme hastalığının yarattığı sonuçlar sadece canlılar, ekosistem ve yoksul ülkeler için değil. Zengin ülkelerin zengin insanları da bu hastalıktan etkileniyor. Depresyon, mutsuzluk, hayal kuramama, yaşama sevincini yitirme, ailesine vakit ayıramama” dedi.
“Herkes farklı şekilde bunun bedelini ödüyor”
Herkesin farklı şekilde bunun bedelini ödediğini de ifade eden Güven Eken, “Bunu dönüştürmek zorundayız. Biriktirmenin odağı şehirler. Madenler çimentoya dönüşüyor bina oluyor. Topraklar tarım alanına dönüşüyor, gıda oluyor. Nehirler suya dönüşüyor, şişeleniyor. Sürekli biriktiriyoruz. Ama diğer canlılardan farklı olarak, bu biriktirmenin sonucunda diğer bölgelere çöp, karbondioksit, savaş ve açlık veriyoruz. Büyük dönüşüm şehirlerde olacak ki, bu biriktirme kültürü şehirlerde değişecek ki gezegenin farklı yerlerinde iyileşme gerçekleşsin. Dünyamız iyileşecekse, bunun başlangıcı dünyanın İzmir gibi metropolleri” diye konuştu.
“Biz çok şanslıyız”
Güven Eken sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Biz çok şanslıyız çünkü İzmir’de bu vizyona sahip bir belediye başkanı var. Böyle bir belediye başkanı Akdeniz’e 50 yılda bir gelir. Nadir bir durum. Böyle bir meseleyi şeklen değil, özü itibariyle anlamış bir belediye başkanının gelmesi ve yıllar içerisinde bir beton yığınına dönüşmüş şehri, yeniden doğayla uyumlu bir yaşam alanına, yuvaya dönüştürme vizyonu kurabilecek. Bunu kurabilen çok az belediye başkanı var.”
“Çözüm şehirlerden gelecek”
İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu da etkinlikte, sunum yaptı. Yaşanan sorunlara rağmen çözümün şehirlerden geleceğine inandıklarını ifade eden Koray Velibeyoğlu, İzmir’in varoluş sebebinin Körfez olduğunu, denizle yaşamı bir araya getirerek başlangıç noktasının buradan kurulması gerektiğine dikkat çekti.
Korunması gereken yerleri açıkladı
İzmir’de çeper alanlarda ise aktif koruma, geliştirme pozisyonu almanın gerekliliğine değinen Velibeyoğlu, “Deltalar, sulak alanlar, tarım alanları, ormanlar… Bu alanları ise yaşam destek sistemi olarak korumamız gerekiyor. Yoğun yapılaşmış alanda boşluklar, koridorlar açmamız lazım. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışmalar önemli. Sünger Kent çalışması, suyu toplayan, hasat eden bir düşünce getirmesi açısından önemli.Meles Çayı da çok önemli bir yere sahip. Kentte 20 kilometrelik bi ralanı kapsıyor. Bu bölgeyi dönüştürebilmek demek, kentin geçmişinden bugününe yeşil dönüşüm için önemli bir adım atmış olmak demek. Expo 2026 da ayrıca önemli. Kapladığı alan milli koridorun önemli bir yerini içine alıyor. 107 hektarlık büyük bir sahayı içeriyor ve Expo ile yapılacak bu dönüşüm, dere koridorunun hayata geçirilmesi anlamında önemli bir yeşil dönüşüm adımı” dedi.
Sorunlar ve çözüm önerileri konuşulacak
Etkinliğin “Değişen Dünyada Akdeniz” konulu ilk oturumunda çağın küresel krizi ve belirsizlikleri ele alındı. “Akdeniz’de Bölgesel Miras ve Ekoloji” başlıklı ikinci oturumda, bölgesel doğal ve kültürel mirasın öncülüğünde sürdürülebilir kalkınmanın taşıyıcısı olan nehir havzaları, son oturum “İzmir ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”nde ise bu hedeflerin yerelleştirilmesine dayalı yeni yönetişim planları değerlendirilecek.