Bağışıklık sistemin ne kadar hızlı?
Koronavirüs salgını ve karantina sürecinden sonra dünyanın diğer ülkeleri gibi ülkemiz de normalleşmenin yollarını arıyor. Ülkemiz için üç adım olarak planlanan normalleşme sürecininin tamamını yeni normal olarak isimlendiriyoruz. Şu an ikinci adımında bulunduğumuz yeni normal sürecinde öncelik, insanları sosyal mesafe kurallarıyla yaşamaya alıştırmak olmalı. Bu içerikte bahsedeceklerimiz maske, eldiven ve sıkça duyduğumuz diğer sosyal mesafe kurallarından ziyade çok sık dillendirilmeyen önemli ayrıntıları hedefliyor. Bu detaylardan en önemlisi, bağışıklık sisteminin normal işleyişini desteklemek ve güçlendirmek oluyor. Koruma kalkanlarını asla yanından ayırmayanların diğer önlemlerini kısaca sıralayıp, sonrasında bağışıklık sistemi fonksiyonlarına geçiyoruz...
Gerek bireysel gerek toplumsal tedbirler önümüzdeki yıla da sarkacak gibi görünüyorken şunu göz ardı etmemek gerekiyor: Bağışıklık sisteminin sağlamlığı, yeni normale adaptasyon sürecinin hızını ve yaşam kalitemizi doğrudan etkileyecek! Bu konunun öncesinde koruma kalkanlarını yanından asla eksik etmeyenlerin en pratik alışkanlıklarını sıralayıp, sonrasında bağışıklık sisteminin yeni normaldeki rolünü inceleyelim:
•Yeni normalde uyku kaliteni ve beslenme düzenini önemse. Bol sıvı tüketmeye çalış ve stresten mümkün olduğunca uzak dur.
•Zorunlu olmadıkça kapalı alanlarda bulunmamaya özen göster.
•Arkadaşlarınla toplu halde görüşmek yerine her biriyle ayrı ayrı buluşmaya çalış.
•Toplu taşıma araçlarını mümkünse daha az yoğun olduğu saatlerde kullanmaya çalış.
•Mecburi alışverişlerini yaptığın marketler ve alışveriş merkezlerinin daha az yoğun olduğu saatlerini belirle ve alışverişlerini bu saatlerde yapmaya özen göster.
Koruma kalkanlarını yanından ayırmayanların maskesiz ve eldivensiz dışarı çıkmamak, 1.5 metrelik sosyal mesafeyi korumak gibi sürekli dillendirilen önlemleri hali hazırda uyguladığını düşünerek, başlıkta da belirttiğimiz bağışıklık sisteminin yeni normale adaptasyonu konusuna geçiyoruz. Öncelikle bağışıklık sistemi nedir, ihtiyaç duyduğu en önemli bileşenler nelerdir, onları inceliyoruz...
İmmün sistem, yani bağışıklık sistemi, bir canlıyı dışarıdan gelen virüs ve bakteri gibi patojenlere karşı koruyan sistemin genel adıdır. Örneğin, vücut içerisine sızan yeni nesil bir virüs, bağışıklık sistemi tarafından tanımlanamadığı için yok edilemez. Bu durum virüsün rahatça çoğalarak insan hücrelerine ve en sonunda insana zarar verecek faaliyetleri sürdürmesine olanak verir. Yüksek oranda tanımlanıp yok edildikten sonra bu virüsün genetik bilgileri, bağışıklık sistemi tarafından tanımlanır ve etiketlenir. Bu aşamadan sonra virüsün bir sonraki istila girişiminde bağışıklık sistemi onu hemen tanır ve hücre içinde faaliyetlerine başlamadan önce yok eder. Bağışıklık sistemi dediğimiz bu savunma sistemin ne kadar iyi işlediği, salgın hastalıkların sebep olduğu yeni normal süreçlerine de ne kadar hazır olacağımızı belirler. Böylece yeni normale adaptasyon sürecinde hastalıklara yakalanma riskini düşürür ve bizlere koruma kalkanı sağlar.
Besinleri yalnızca enerji üretmek için tüketmeyiz. Yiyeceğimiz besinlerden ayrıca, bağışıklık sisteminde kullanmak üzere antikorlar (askerler) üretiriz. Bu da beslenme alışkanlıklarımızın doğru planlanmasının, yeni normalde bireysel olarak ne kadar hazır olacağımızı belirleyecek demektir. Aşağıda sizlere tanıtacağımız dörtlü ile, dört dörtlük bir koruma kalkanını sizler de edinebilirsiniz.
Beta Glukan: Yeni neslin en çok tanıdığı bağışıklık kalkanlarından olan beta glukan, çinko, d ve c vitamini gibi diğer kalkanlara bağlanabilme özelliği taşır. Böylece bağışıklık sistemi hücrelerinin, dışarıdan gelen virüsler ve bakteriler gibi davetsiz misafirlere karşı saldırısını hızlandırır. Ancak burada beta glukanın türü de çok önemli. Doğal ekmek mayasında bulunan 1,3 ve 1,6 bağ yapılı beta glukan vücudun savunma sisteminde kullanılırken, 1,4 bağ yapılı olan türü ise sindirim sistemini destekleme görevi üstleniyor. 1,3 ve 1,6 bağ yapılı olduğundan emin olduğunuz beta glukanın, maksimum faydayla kullanımı açısından bir diğer önemli nokta ise mikron büyüklüğü oluyor. Bağışıklık sistemi hücrelerinin onu en iyi şekilde özümseyip kullanabilmesi için beta glukanın mikronize edilerek 10 mikrondan küçük hale getirilmesi gerekiyor. Yani önemli olan miktarı değil, hangi bağ yapısında olduğu ve mikronize olup olmadığı oluyor...
Çinko: Çinko, virüs ve bakteri gibi serbest radikallerin vücuda verdiği hasarı onarmada görevlidir. Bizleri korumak üzere sürekli tetikte olan bağışıklık sistemi, savaştan sonra yaralarını sarmak için en çok Çinko’dan faydalanır. Güçlü bir antioksidan olan Çinko, hayvansal besinler olan kırmızı et, balık, karides ve diğer deniz ürünleri, ceviz, badem ve süt ürünlerinde bol miktarda bulunur. Günlük alınması gereken minimum miktarı da ortalama olarak 10 mg’dır.
D Vitamini: Aslında bir hormon olan d vitamininin üretimi, cildimiz güneş ışığına maruz kaldığında hızlanır. Temel kaynağı olan güneş ışınlarından yeterince faydalanamadığımız karantina günlerinde D Vitamini yoksunluğumuz da epey artmış olmalı. Özellikle içerisinde bulunduğumuz yaz döneminde mümkün olduğunca güneş ışınlarından faydalanmak gerekiyor. Ayrıca sonbahar ve kış dönemlerinde de geçerli olacağı kesin gibi olan yeni normalde, besin takviyesi olarak mutlaka D Vitamini tüketmek gerekiyor. D Vitamini içeren besinler arasında kefir, tereyağı gibi süt ürünleri, somon balığı ve ton balığı gibi yağlı balıklar ve yumurta sarısı yer alıyor. Günlük alınması gereken D Vitamini miktarı ortalama 20 mikrogramdır.
C Vitamini: C Vitamini, bağışıklık sisteminin en çok kullandığı besinlerin başında gelir. Antioksidan özellikler göstererek, vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar. En çok C Vitamini içeren besinler arasında yeşil biber, maydanoz, limon ve portakal gibi turunçgiller, kuşburnu, ıspanak ve roka gibi besinler bulunur. Günlük almamız gereken minimum miktarı da ortalama 75 mg’dır.
Yeni normale adaptasyon hızımızı belirleyecek olan şey, savunma kalkanlarımızın sağlamlığı olacak demiştik. İmuneksFarma’nın ürettiği Micro glucan Plus, herkesin yakından tanıdığı Micro Glucan’ın yeni nesil ve güçlendirilmiş hâli. Nasıl mı?
Türkiye’nin ilk ve en eski beta glukan içerikli besin takviyesi üreticisi olan İmuneksFarma, herkesin yakından tanıdığı koruma kalkanını yeniledi! 1,3 ve 1,6 bağ yapılı beta glukana ek olarak d vitamini, c vitamini ve çinkoyu da ekledi ve sonucunda savunma kalkanımız dört dörtlük bir hale geldi!