Balçovalı güzel ve güneşli günlerden söz ediyor...
Yaşar Eyice yadı...
Balçovalı güzel ve güneşli günlerden söz ediyor...
Kadın Başkan Fatma Çalkaya, sorunsuz ‘mis kokulu’ bir Balçova için gece yarısına kadar çalışıyor
*- Balçova’da sosyal yardımlar sürüyor. Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak.
*- Günün saatleri yetmiyor Fatma Çalkaya’ya...
*- Sağlık turizmi denilince de aklımıza Balçovayı getiriyor.
Önceki yazımda söz vermiştim:
Bir sonraki durağım ‘Balçova’ diye...
Önce, bir zamanlar ‘kuş uçmaz, kervan geçmez!’ denilebilen, sayılan bir belediyemizden Karaburun’dan ve onun kadın belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’dan söz etmiştim...
Mücadelesini anlatmaya çalışmıştım, hukukçu Kadın Başkanın...
Ve bugün de konuğum yine İzmirli bir kadın Başkan Fatma Çalkaya!
Kim bilebilirdi onun da kısa sürede böylesine halkın sevgili Başkanı olacağını, ‘Hizmet Bayrağını’ önceki Başkan sevgili eşi Mehmet Ali Çalkaya’dan alarak çok daha yukarılara taşıyacağını...
Vefa, Balçova’da ortaya çıktı
Hatırlıyorum:
Birçok belediye başkanı ve adayı gibi Mehmet Ali Çalkaya istenmeyen bir seçim tuzağına düştü, düşürüldü...
Süre olduğu için yerine yeni bir adayın gösterilmesi gündeme geldi.
Balçova’da CHP’nin başarısını bilmeyen yok...
Aynen İzmir Büyükşehir Belediyesi gibi, Balçova’da da CHP’nin göstereceği aday büyük olasılıkla ve büyük oy farkı ile seçilecekti.
Tabii bu kendini siyasete adayan onlarca kişiyi ve yakınlarını harekete geçirdi.
Gerçekten tüm partiler başkan adaylarını sevilen isimlerden seçiyordu.
İşte bu arada ‘vefa’ ortaya çıktı...
Madem Mehmet Ali Çalkaya aday olamıyordu, 15 yıldır bilfiil CHP içinde siyaset yapan, kadınları organize eden, aynı zamanda turizmciliğinin yanı sıra kooperatifçi ve ‘sosyal hizmetler’ eğitimi de alan eşi Fatma Güçlü Çalkaya aday gösterilmeliydi.
Ve ‘vefa’ galip geldi...
Gücü ortada ve kadınlarda
Bu arada herkes merak ediyordu;
Acaba, iki çocuklu yeni başkan Fatma Çalkaya ‘güçlü’ çıkacak mıydı?
Yani eşinin ya da bir başkasının etkisi altında kalacak mıydı?
Bu düşüncelerin benzerleri yıllardır görülüyor, konuşuluyordu bazı kentlerde...
Ama ne beklenen ne de korkulan oldu!
Ben dahil hiç kimse kendini eşi gibi Balçova’ya adayan önceki Başkan Mehmet Ali Çalkaya’yı gördü...
Çok iyi anımsıyorum:
Mehmet Ali Çalkaya sabah erkenden kalkar, temizlik işçileri gibi mesaiye başlar, kenti yürüyerek, bazen de bisiklet ya da bir araçla gezer, sorunları yerinde belirlerdi.
Geçerli bir yaşam tarzıydı bu...
Ve şimdi aynı güzel sistemi bir yıllık Başkan Fatma Çalkaya’da görüyoruz...
Balçova’da yaşayanlar bilir...
Ve de hepsinden önemlisi, seçilir seçilmez 15 yıldır taşıdığı ‘CHP’ rozetinin yerine ‘Türk Bayrağı’ rozetini takmasıydı...
Sosyal belediyecilik
Peki bir yıl içinde ne yaptı Fatma Başkan?
İfadesine göre; her şeyden önce, Balçova’da Sosyal Belediyecilik tam gaz...
Şu sözlerine de katılıyorum:
Balçova; çocukların mutlu, yaşlıların huzurlu doğal güzellikleriyle şanslı bir ilçemiz...
İzmir’in belki de önemli yeşil alanları da Balçova sınırları içinde bulunuyor.
Şimdi sözü, Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya’ya bırakıyorum:
31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinden bugüne kadar yaptıkları çalışmaların değerlendirmesinin özeti şöyle:
‘Gücümüzü daha çok sosyal yardımlara ayırdık’
‘1 yıllık çalışmalarımız hedeflediğimiz ve vatandaşa seçim döneminde söz verdiğimiz doğrultuda devam ediyordu.
Yaşanan küresel salgın nedeniyle tüm dünya da olduğu gibi biz de bu çalışmalara ara vermek zorunda kaldık.
Ama verdiğimiz sözlerin bir bölümünü hayata geçirdik.
Bunların başında Kültür Merkezi ve Cemevi’mizin yapımı var.
İki yatırımımızda önemli ölçüde tamamlandı.
Bir anaokulu açtık, çocuklarımıza bilişim atölyesi açtık.
Kadınlarımız için 2 tane Semt Spor Merkezi açtık.
Semtevleri’nde ve Kooperatifimizde üretilen ürünlerin satışı için bir satış merkezi açtık.
Yaşlı Olgun Merkezimiz için bir vakıfla protokol imzaladık.
Ayrıca sosyal projelerimizi de eksiksiz yerine getirdik.’
Gerçek çıplaktır...
Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya, dikkatinizi çektiği gibi, her bir cümlesinde önemli çalışmalardan söz etti...
Yani realist bir hareketle, ya da halkın tabiriyle yağlama- ballama yapmadı.
Her cümle genişletildiğinde kitap olabilecek bilgiler değil mi?
‘Tevazu’ mu, diyelim, yoksa ‘bilgi’ ve hatta belki size acayip gelecek ama ‘tecrübe’ mi?
Söyleyeceğim;
Akıl yaşta değil, baştadır...
Peki koronavirüsten sonraki, güncel durumda Balçova’da ne yapılıyor..
Tabii ki, olağan bir durum.
Başkan da, ‘Koronavirüs salgını çıktıktan sonra özellikle yatırım hizmetleri biraz yavaşladı....’ diyor ve ekliyor:
‘Gücümüzü daha çok sosyal yardımlara ayırdık.
Bu konuda da vatandaşlarımızın tüm ihtiyaçlarımı karşılamaya çalışıyoruz.
Özellikle yaşlı ve işini kaybeden vatandaşlarımızı yalnız bırakmıyoruz.’
Ve gelelim İzmirlinin yıllardır sayfiye yeri, hava alma yeri, nefes alma, sıkıntılarını atma yeri olarak bilinen İnciraltı’na..
Sıkıntılı bölge; İnciraltı!
Kadın Başkan Fatma Güçlü Çalkaya, ‘İnciraltı turizm sağlık
eğitim alanı olarak planlandı’ diyor ve devam ediyor:
‘Balçova imar açısından sıkıntılı bir bölge.
İnciraltı, Balçova arsaları gibi konularımız var.
Bu iki alanın planlanması ilçemizin önünü açacaktır.
Benzer bir bölgemiz de Ilıcalar bölgesiydi.
Balçova Termal Otel ile 9 Eylül Üniversitesi arasında kalan 300 bin metrekarelik bu alanın planlamalarını yaptık.
Bölge Turizm, sağlık ve eğitim alanı olarak planlandı...’
Umarım halkı arkasına alan Başkan Fatma Çalkaya’nın projeleri birileri tarafından bozulmaz...
Ya da çomak sokanlar çıkmaz...
İnciraltı bizlerin, yani belirli yaşın üstündekilerin de ‘deniz banyosu’ yaptığımız yer idi..
Sıcak günlerden önce, Bahar aylarından itibaren Kültürpark (Fuar) dan önce ailece gidip ağaçların altında yere serdiğimiz kilimlerin üzerinde piknik alanımızdı.
Daha sonra belediye plajı yapıldı.
Sandal sefaları unutulmaz anları yaşatırdı.
Tabii bu arada Agamemnun ılıcaları ile mandalina bahçelerini unutmamak lazım...
Belki bir gün Başkan Fatma Çalkaya ile bu güzellikleri konuşuruz, belgelere bakarız...
Zaman yetmiyor
Ve gelelim, başlangıçta anlattığım ve yaptığım yoruma...
Balçova’nın kadın başkanına klasik soruyu soruyoruz:
‘Günün nasıl geçiyor?
Ve işte yanıtı:
‘Zorlu güne erken başlayıp geç bitiriyorum!’
Ve nedenini şöyle dillendiriyor:
‘Çünkü çok çalışmamız gerekiyor.
Hatta bazen günün saatleri yetmiyor diyebilirim.
Ama çalışmak hiç zor gelmiyor.
Bizim bir hedefimiz var.
İnsanların mutlu olduğu, çocukların yatağa aç girmediği bir ülke istiyorsak; Daha çok çalışmamız gerekiyor!’
İnsanları mutluluğu
Çalışmak motivasyon ile olur...
Peki başkanın motivasyonu nedir?
Bakalım bu konudaki görüşü nedir?
‘İnsanların mutluluğunu görmek en büyük motivasyon.
Yaptığımız hizmetlerin insanların yararına olması onları mutlu ediyor. Beni ve çalışma arkadaşlarımı da motive eden bu mutluluk.’
Başkan konuşmasını şöyle bitiriyor:
‘Balçova birbirine saygılı ve komşusunu düşünen insanların yaşadığı, çocuklarının mutlu, yaşlılarının huzurlu olduğu ve doğal güzellikleri ile şanslı bir ilçedir...’
Ben de kabul ediyorum...
Son günlerde çiçek sektörüne çıkılan sahiplilik bile başlı başına bir konudur.
Çiçek gibi, miss kokulu bir ilçemiz Balçova...
Zaten bu güzellikleri tercih edenler mutluluklarını, güzelliklerini yaşayanlar da ‘Güzel günler, güneşli günler görüyoruz’ diyorlar Nazım Hikmet’i anımsatarak...
Akla gelen;
‘Balçova’da gezilecek yerler denilince ilk akla gelen, İnciraltı mı, Agamemnon Kaplıcaları mı?
Bu soruyu sorduklarım, yani küçük anketimde, Agamemnon bir adım ani çıktı.
‘Çok yer var! Ama Agamemnon’da, bu yerde görebileceğiniz olağanüstü doğal güzellikler de bulunmaktadır.
Bununla beraber bu yerde görebileceğiniz olağanüstü doğal güzellikler de bulunmaktadır’ diyorlar.
Tabii ki yalnız İzmirliler değil, onların konuklarının da nefis Körfez manzarası için teleferikten de söz etmemiz gerekiyor.
Sağlık turizmini de unutmamak lazım...