Başkan Tugay En az 10 kent lokantası olacak..
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay büyükşehir belediye başkanlığında ki görev süresinin 100. gününde Gazeteci Yusuf Kırbiç'in sorularını yanıtladı.
Başkan Cemil Tugay, yapılan söyleşide ilçe belediyeleri ile uyumdan tasarruf uygulamalarına, şehir tiyatrosundan kent lokantası projesine kadar birçok merak edileni cevapladı.
“İlçe belediyesi ile büyükşehir belediyesi kopuk olamaz”
İlçe belediye başkanlığının ardından büyükşehir belediye başkanı oldunuz. Zaman zaman ilçe belediye başkanlarıyla da buluşuyorsunuz. Yapılan toplantıların amacı nedir?
İlçelerin büyükşehirle çalışmalarında kopukluk oluyordu. Aralarında bir uyum olmadan çalışılıyordu. Bu konu bazen büyükşehirin yanlış şeyler yapmasına neden oluyordu. Bir konuyu ilçe belediyesinin gördüğü gibi değil de kendine göre yapınca hatalı şeyler yapabiliyordu. Bu olmasın diye şimdi mutlaka ilçe belediyesi ile uyum içerisinde çalışalım istiyoruz. Onun için şimdi ilçe koordinasyon toplantılarını gerçekleştiriyoruz, altı ayda bir mutlaka toplanarak biz o ilçeye giderek yapmaya devam edeceğiz. Birimler ortak çalışsın diye o kültürü geliştirelim diye. Aynı veri tabanından ilerleyen işler ile ilgili şuan altyapı hazırlıyoruz. Bazı ilçelerin bazı konularda ihmal edilmişliği var. Kiraz’ın planları yok. Kınık’ın alt yapı sorunları ağır. Dikilin arıtması. Urla’nın olması gereken düzeyde kültür sanat altyapısı yok. Urla’nın seçkin bir kitlesi var. Epey bir sanatçı da yaşıyor ama baktığınız zaman bir tesisi, salonu, merkezi yok. Olmaması büyük eksiklik. Turizm ilçelerinin farklı ihtiyaçları var.
“İsrafa müdahale ederim, edeceğim de’’
Görev sürecinizde bazı konular üzerinde kaos varmış gibi lanse ediliyorsunuz. Genel olarak üzerinizde bir baskı hissediyor musunuz?
Benim burada belediye başkanı olmamdan memnun olmayan değişik insanlar var. Bir kısmı zaten farklı partiden, onların tercihleri ben değildim. Bir kısmı kendi parti içi yarışlarda maalesef istediklerine erişmemiş insanlar. Bir kısmı da ben belediyeye başladıktan sonra belediye üzerinden sağladıkları faydayı şu anda göremiyorlar. Çünkü ben belediyenin gereksiz harcamalarının çoğunu fark ettim ve durdurdum. Sonuçta ben halka karşı sorumluyum. Vicdanıma karşı sorumluyum. Birileri belediyenin kaynaklarını gereksiz yere kullanıyorsa israf varsa yanlış bir şey varsa ben müdahale ederim, edeceğim de. Bundan dolayı da bazı insanlar kızıyor, bozuluyor. Ondan sonra bir saldırıya geçiyorlar. Değişik çevreler üzerinden yapıyorlar. Bazen sosyal medyadan bazen medyanın kendisinden bazen araya bilirlerini aracı olarak koyuyorlar. Bunları fark ediyorum ama bunlar normal, bunlar olacak. Neticede biz haklıysak doğru olduğuna inanıyorsak bunları zaman içerisinde insanlara açıklayabiliyoruz. Bence biz daha çok güçleniyoruz, ben öyle düşünüyorum. Yanlış bir şey yapmadıkça bunlar bizi güçlendirecek şeyler.
“Şehir tiyatrosuna değil, sisteme müdahilim var”
Son zamanlar konuşulan İzmir Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten’in işine son verilmesi. Yaratılmak istenen bir kamuoyu baskısı var. Bunların nedeni nedir?
Ben göreve başladıktan sonra bir çok sanatçı Yücel Bey’i bana şikayet etti. Dediler ki bu adam tek adam oldu her şeyi o belirliyor. Yönetim kurulunu o atıyor. Yönetim kurulunda Ocak 2024’te yapılan değişiklikle yönetmelik değişikliğine gidilmiş. Yönetim kurulu genel sanat yönetmenini belirler diye düzenleme yapılmış. Yani kendisi yönetim kurulunu belirliyor, yönetim kurulu da genel sanat yönetmenini. Anlayacağınız kendisini seçecek kişileri kendisi belirliyor. Ve bu Ocak 2024’te yapılan değişiklikle olmuş. İlk başladığında 2020’de bir danışma kurulu var. Danışma kurulu adayları belirler ama bu demokratik sistemi unutmuşlar. Ben seni seçiyorum sen de beni seçe çevirmişler. Yani danışma kurulunu lav etmiş bu arkadaş. Bir de inanılmaz bir bütçe kullanılıyor orada. Oyunlara baktım çok eleştiri var. Tamamen kendi kişisel tercihlerine göre belirlenmiş oyunlar. Bir oyunun prömiyerine gittim ardından kokteyli vardı pahalı bir kokteyl organizasyonu yapmışlar. O da beni çok rahatsız etti, salonda tam dolu değil. Yapılan böyle bir organizasyonda sanatçıların yakınları gelse oranın dolması lazım ama boştu. Halktan kopuk bir çalışma yapıldığını gözlemledim. Açıkçası eleştirimde bu yöndeydi. Bundan dolayı dedim ki bir şey yapalım. Yeni bir danışma kurulu oluşturalım. Onlar bu işi enine boyuna incelesinler görev almak isteyen kişiler o kurula başvursun. Ön elemesinden geçsin ondan sonra kimin genel sanat yönetmeni olacağına karar verilsin. Biz gayet makul mantıklı bir karar almışken kendisi ve araya sokabildiği birkaç insan sanki büyük bir haksızlık varmış gibi tuhaf şeyler söylediler. Gerçekle hiçbir ilgisi olmayan şeyler. Benim şehir tiyatrosuna müdahalem filan yok, benim müdahilim şehir tiyatrosunda ki sisteme. Böyle bir şey olmaz buranın bir belediye olduğunu halka hizmet etmekle hükümlü olduğumuzu benim de belediye başkanı olarak bu kurumun en iyi şekilde işlemesi için gerekli düzenlemeleri yapmaya hakkım olduğunun hatırlanması lazım. Burası onun özel kullanım alanı değil kimsenin keyif alanı değil. Benim de keyif alanım değil. Zaten şehir tiyatrolarına kimin sanat yönetmeni olacağını ben belirlemeyeceğim. Danışma kurulunun yapacağı eleme belirleyecek. Neticede benim istediğim kendine değil de halka sanat yapan bir şehir tiyatrosu olsun, benim politik tercihim budur. Yüzü halka dönük, salonların hınca hınç dolduğu insanların çok beğendiği bir şehir tiyatrosu olsun.
“En az 10 kent lokantası olacak”
100 güne yapılan işlere örnek kent lokantası diyebilir miyiz? 2.’si Çiğli’ye açıldı devamı gelecek mi?
Belediyenin yapılanması ve bütçe denetimi ile ilgili yaptığımız işler var. Onun dışında küçük küçük dokunduğumuz birçok şey var. Kent lokantaları da onlardan birisidir. İnsanlar memnunlar. Çiğli’de yeni açılışına gittim mesela. Bir sürü insan bundan yararlanacak öyle anladım. Çok memnun oldum. Kent lokantalarının sayısını arttıracağız. Ben başında biraz kararsızdım bu konuda açıkçası. Ama bu iki kent lokantasını açtıktan sonra insanların buna ihtiyacı olduğuna ikna oldum. İstanbul’da 14 tane var, bizimde an az 10 tane olur diye düşünüyorum.
“İZBETON’un her ay 400 milyonluk ödemesi var’’
Belediye şirketleri hakkında borçlar konuşuluyor. İZBETON ödemeleri hakkında da bir takım söylenenler var. Mali yönden nasıl bir yol izliyorsunuz?
İZBETON’un piyasadaki algısı kesinlikle düzelmeye başladı. Borçlarını ödüyorum. Bayağı bir borçla bırakıldı bu firma. Çekler kesilmiş, 2 milyar 600 milyon gibi bir rakam. Ocak’a kadar çek kesilmiş. Çek olayı da normalde olmaması gereken bir şey. Çeklerden dolayı her ay 350-400 milyon liralık bir ödemesi var. Onları yapıyor İZBETON. Bir taraftan da hizmet için bir bütçe oluşturuyor, yolları da elinden geldiğince yapıyor. İZBETON’da sahada çalışan işçilerin emekli olduktan sonra, TİS nedeniyle emekli olan işçi yerine çocuğunun personel olarak işe alınıyor. Hüseyin Sezer daha önce de İZBETON Genel Müdürü’ydü. 5 yıl aradan sonra kurumu aldığında kendi yorumu şu oldu; ‘’İZBETON’un sağlam bir personel yapısı, araç-gereç farkı ve ciddi bir operasyon kabiliyeti var. Saha işçisi (asfalt, taş döşeyen) insanlar emekli olmuşlar. Toplu iş sözleşmesinde ‘işten ayrıldığında onun yerine çocuğu işe başlayacak’ yazdığı için çıtı pıtı bir kız gelmiş babasının yerine işe başlamış.’’ Bu şekilde işe giren yüzlerce insan var. Uzun zamandır yeni araç alınmamış. Senelerdir İZBETON’un kendi personeli sahada iş yapmıyormuş. Yapılacak işler müteahhitlere verilmiş. Bizim yönetim anlayışımız burada farklı. Bazı insanların bizden hoşnut olmamasının sebebi de bu. Biz ne diyoruz? Kendi aracımızla, kendi personelimizle hizmet edelim. Şu anda hizmet anlayışımız bu yapıya geri dönmeye başladı. Ona göre değiştiriyoruz her şeyi. Bu değişme ve kendine gelme süreci doğal olarak biraz zaman alır. Ama her geçen gün daha iyiye gidiyor. İZBETON personelleri de bu durumdan mutlu. Bize ‘‘İyi ki Hüseyin beyi geri getirdiniz’’ diyorlar. Hüseyin beye karşı bir güven ve saygı var. Hüseyin bey de her şeyleriyle ilgileniyor. Yani içeride de bir memnuniyet var. Biz böyle bir tablo istiyoruz. Burada bir aile ortamı oluşturmayı istiyoruz. Ama maalesef bu böyle değildi. Şu an biz kuruyoruz bunu.