CHP'den iktidara Katar tepkisi
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Türkiye'nin su yönetiminin Katar'lılara devredilmesi ile ilgili açıklamada bulundu.
Türkiye’nin su yönetiminin Katar’lılara devredildiğini dehşetle izlediklerini dile getiren CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Borsasından, tank palet fabrikasına; kıyısından, toprağına Katar’a satan AKP iktidarı şimdi de suyumuza gözünü dikti. Küresel ısınma ve susuzluk önlem almamız gereken, korumamız gereken en önemli varlıklarımızdanken AKP iktidarı ülkeyi 1 damla suya muhtaç edecek!” dedi.
Türkiye ile Katar arasında su yönetimi konusuna dair anlaşmanın onayının Resmi Gazete'de yayımlandığını hatırlatan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile karar verildi. Resmi Gazete'de yer alan kararda, Türkiye ve Katar'ın işbirliği alanları -entegre su kaynakları yönetimi, su tesisleri yönetimi, kıyı ve geçiş suları yönetimi- olarak maddelendi. Kamuoyuna yansıyan bu bilgiler hepimiz ne yazık ki dehşete düşürmüştür. Öncelikle sormak gerekir; “Türkiye’nin suları satılır mı?” Katar’a veya başkasına, Türkiye’nin bu varlıklarını “Niye ve hangi hakla satıyorsunuz?” AKP İktidarının ve Saray yönetiminin öncelikle bu soruların cevabını vermeleri gerekir” İfadelerini kullandı.
STRATEJİK VARLIKLARIMIZ PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR!
Katar ile yapılan anlaşma ve satışları hatırlatan Beko, şunları dile getirdi “Geçtiğimiz günlerde Varlık Fonunu Sayıştay denetimi dışında tutan tek adam yönetimi, pandemi ve ekonomik krizin ortaya çıkardığı sorunları çözmek yerine; Varlık Fonu bünyesine aldığı Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hissesini Katar’a satmıştı. Türkiye-Katar işbirliği anlaşmaları, Katar’dan Türkiye’ye 300 milyon dolarlık sermaye akışının gerçekleşeceğinin açıklanması ile Varlık Fonu'nun Sayıştay denetimi dışında tutulması ve fon kapsamındaki şirketlerin neredeyse tamamen vergi dışı bırakılmış olması düşünüldüğünde tehlikenin boyutlarını gözler önüne serilmektedir. Kazancının büyük kısmı Türkiye liglerini seyretmek için abone olanlardan gelen Katarlı Bein parayı ödeyemediği zaman para Devlet'ten ödeniyorsa… BMC'yi almaya-işletmeye parası yetmeyen işadamı için Cumhurbaşkanı Katar Emir'ini arıyorsa… Tank Palet Fabrikası 50 milyon dolar için 25 yıllığına BMC'ye yani Türk-Katar ortaklığına kiralanıyorsa… Katar Emiri'nin annesinin, önce Kanal İstanbul güzergahında 44 dönüm tarla aldığı, ardından bu tarlanın imar planındaki değişiklikle turizm ve ticaret alanına dönüştüğü ortaya çıkıyorsa… Haliç'te yapılması planlanan Altın boynuz projesi için Katar ortaklardan biri oluyorsa… Ve son olarak da; ülkenin su yönetimi Katarlılara devrediliyorsa… Gerisini siz düşünün. Ülkemizin stratejik öneme sahip kuruluşları ve kurumları Türkiye Varlık Fonu’na devredilerek yabancı-yerli sermayeye ve devletlere peşkeş çekilmektedir. Bu durumu kabul etmemi söz konusu değildir.”
TÜRKİYE’NİN SU YÖNETİMİ KATAR’A MI DEVREDİLDİ?
“Bu tablo ortadayken Katar’la yapılan “Su Yönetimi Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı”nın ne anlama geldiği ve detayları kamuoyu ile ayrıntılı ve şeffaf bir biçimde paylaşılmamıştır” diyen CHP’li Beko, şöyle devam etti: “Söz konusu anlaşmanın ülkemiz, su yönetimimiz ve su kaynaklarımız açısından hangi sonuçları doğuracağı tam olarak bilinmemektedir. Soruyoruz; Türkiye'nin su yönetimi Katar'a mi devredildi? Katar, Türkiye'de su yönetiminde söz sahibi mi oldu? Yoksa Katar ihtiyacı olan gıdayı burada üreterek ülkesine mi götürecek? Ya da uç bir durum ama Türkiye'nin suyunu Katar'a mı taşıyacaklar? Yaptığı bir açıklamada, Su Mutabakat Zaptı’nı Türkiye adına imzalayan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Katar'ın Türkiye'de değil, Türkiye'nin Katar’da su yönetimi konusunda çalışmalar yapacağını söylemiştir. Sayın Tarım Bakanına inanmak isterdik ama AKP’nin sicili ortadadır. Bu anlaşmanın içeriği şeffaf ve güvenilir bir biçimde açıklanmadıkça da, şüphelerimiz devam edecektir.”
VARLIK FONUNUN KAPATILMASI ŞART!
Ayrıca su krizinin kapımızda olduğunun da unutulmaması gerektiğine değinen Beko, “Dünyada ve bölgemizde iklim krizi her geçen gün derinleşiyor. Su krizi kapımızda. Bilindiği üzere; 138 yılın en sıcak 20 yılı 1997 sonrasında, en sıcak 10 yılı ise 2005 sonrasında yaşandı. Üstelik kıtasal buzullar da eriyor. Antarktika her yıl 120 milyar ton, Grönland ise her yıl 280 milyar ton kütle kaybediyor. Böyle giderse iklim temelli yıkım kaçınılmaz. Tüm insanlığı etkisi altına alacak büyük ölçekli felaketler başladı ve artarak devam edecek. İşte böylesi bir ortamda, geleceğe dönük, iklim temelli önlemler alınması, adımlar atılması gerekirken, AKP iktidarı ülkeyi bir çöküşe götürmektedir. Bu yönetim, kendisini kurtarmak için de ülkede ne var ne yok satışa çıkararak kendisini ve yandaşlarını kurtarma derdine düşmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurum ve kuruluşlarını, sularını, kıyılarını, ormanlarını, kentlerini, meralarını, derelerini doğasını, yaylasını satışa çıkarılmasının önünü açan Varlık Fonunun mutlaka kapatılması gerekmektedir. Yanı sıra da yapılan bu anlaşmalar gözden geçirilerek iptalleri sağlanmalıdır” diye konuştu.