CHP'li Sındır, "İktidar, emeğin milli gelirden aldığı payı üç yılda yüzde 31'den 25'e düşürdü"
Memur ve emekli maaş artışlarını içeren kanun teklifinin kabul edilerek TBMM Genel Kurulunda yasalaşmasıyla birlikte konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, emekli ve memur aylıklarına yapılan yüzde 30'luk zammın hak gaspı olduğunu, en düşük emekli aylığının 8500 lira olması gerektiğini ve emekli ile memur maaşlarının en az yüzde 81 artması gerektiğini rakamlarla ortaya koydu.
Sındır, “491,6 milyar lirayı sadece garanti ödemesi olarak 5'li çeteye vermeyi reva görüyorsunuz ama işçiye, memura, emekliye gelince maaşlarını enflasyon altında ezdirmeyecek olan yüzde 81 artırmayı çok gördünüz. AKP tercihini yoksullaştırdığı halktan yana değil, bir avuç zengini daha da zenginleştirmekten yana kullandı. Hem komisyonda hem genel kurulda memurlarımıza ve emeklilerimize rahat bir nefes aldıracak tekliflerimizi kabul etmediniz ama bilesiniz vatandaş da sandığı bekliyor” dedi.
“TÜİK'İN YAPTIĞI VERİ MANİPÜLASYONU!”
Memurun, işçinin, emeklinin maaşlarına yapılan zammın yeterli olmadığını, yüzde 30’luk zammın bir hak gaspı olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Sındır, “En düşük emekli aylığı 5.500 değil, asgari ücret düzeyinde en az 8500 lira olmalıydı. Emekli aylıklarında yüzde 30 artış verildi. Toplu İş Sözleşmesinden vermeniz gereken yüzde 16,48 var, bunun üzerine sözde refah payı adı altında yüzde 8,52 ile 25’e çıkardınız. Ardından bu çalakalem hesabınız üzerine Sayın Cumhurbaşkanı da alkışlar eşliğinde lütfeder gibi "Yüzde 5 de benden olsun" dedi, hadi oldu yüzde 30. Devleti, maliyesini, hazinesini yönetme anlayışınız işte bu kadar ciddiyetten uzak. Neyi alkışladınız? Bu artışın yüzde 30 değil en azından devletin alacaklarına uyguladığı yeniden değerleme oranı esas alınarak en az yüzde 81,08 olması gerekirdi. Emekli aylıklarında en az asgari ücret artışı ve kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinde yüzde 30'luk artış yerine bizim önerdiğimiz teklifi kabul edip yüzde 81,08'e çıkartsaydınız, doğrusal bir ilişki olmasa da, verdiğiniz etki analizinden tahmini bir çıkarımla en fazla yıllık 250-300 milyar liralık bir ek maliyet söz konusu olacaktı. Buna yük denemez, yük demeye kimsenin dili varmamalı çünkü bu yük değil, bu gasp edilmiş olan hakkın iadesidir. ENAG’ın enflasyon rakamları ortada yüzde 138. İTO'nun yüzde 94. TÜİK’in rakamları ENAG'ın yarısından bile daha düşük. TÜİK'in bile isteğe yaptığı veri manipülasyonuyla ücretlinin maaşında bir gasp söz konusu. Bizim getirdiğimiz yüzde 81,08’lik artış önergemize ek bir yük olarak bakamazsınız, tekliflerimiz sadece hak gaspının telafisi içindi” dedi.
“MEMURUN, EMEKLİNİN MİLLÎ GELİRDEN ALDIĞI PAY YÜZDE 31'DEN 25'E DÜŞTÜ”
İşçinin, memurun, emeklinin hak ettiğinin kendilerine verilmesinin karşılığının 250-300 Milyar lira olduğunun altını ısrarla çizen Sındır, “2021 yılına göre dış ticaret açığı 110,2 milyar dolar; bunun Türk lirası karşılığı 1 trilyon 202 milyar lira. İşçiye, memura, emekliye 250-300 milyar lirayı çok gördünüz ama bir yıllık dış ticaret açığındaki 1 trilyon 202 milyar lira olduğunu da görmeniz lazım, esas bunun nedenlerini sorgulamanız lazım. Cari işlemler dengesi eksi 43,4 milyar dolar, karşılığı 818 milyar lira. Türkiye’yi bir yıl içerisinde bu hale getirdiniz. Türkiye Varlık Fonunun bir yıl içerisinde varlık değerinde yitirdiği rakam 52 milyar dolar. Bunun karşılığı 977 milyar lira. 2017-2025 arasında toplamda 491,6 milyar lirayı sadece garanti ödemesi olarak 5'li çeteye, yandaş şirketlerinize vermeyi reva görüyorsunuz ama işçiye, memura maaşlarını yüzde 81 arttırarak en fazla 250-300 milyar lira vermeyi çok gördünüz. Son üç yıl içerisinde işçinin, memurun, emeklinin yani ücretlinin millî gelirden aldığı payı yüzde 31'den yüzde 25'e düşürdünüz. 2022 yılı millî geliri baktığımızda yaklaşık 10,1 trilyon lira. Düşen yüzde 6’yı dikkate aldığımızda emeğin, emekçinin son üç yılda millî gelirden aldığı payı 611 milyar lira düşürdünüz. Bunu AKP iktidarı yaptı, başkası değil” dedi.
“VATANDAŞIMIZ YOKSUL, AÇLIK VE SEFALET ÇEKİYOR”
Vatandaşların artan borcuna dikkat çeken Sındır, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Vatandaşın bankalara borcu bir yıl içerisinde 550 milyar lira, KOBİ'lerin 820 milyar lira arttı, çiftçinin borcu tavan yaptı. Kamu dış borcumuz 3 trilyon 270 milyar lirayı buldu, hazine borcu 3,9 trilyon liraya ulaştı. Dış borç için 2003-2022 yılları arasında toplamda yaklaşık 3,9 trilyon lira faiz ödediniz. Toplam dış borcumuz 443 milyar dolara yani 8 trilyon 319 milyar liraya ulaştı ama burada en fazla 250-300 milyar lirayı çok gördünüz. Bu siyasal iktidar tercihini yoksullaştırdığı halktan yana değil, bir avuç zengini daha da zenginleştirmekten ve yandaşlarından yana kullandı. Geniş halk kesimlerinin tabii ki bu tercihlerinize verecekleri bir karşılık, soracakları bir hesap olacak. Hem komisyonda hem genel kurulda memurlarımıza ve emeklilerimize rahat bir nefes aldıracak tekliflerimizi kabul etmediniz ama bilesiniz vatandaş da sandığı bekliyor. 2002’de asgari ücret 184 liraydı, 2002’de en düşük memur emekli aylığı 377 liraydı. En düşük işçi emekli aylığı 257 liraydı, en düşük esnaf emekli aylığı 150 liraydı. Bugün geldiğimiz noktada aynı oranları tutturmak gerekirse emekli maaşlarını 17 bin 377 lira olması gerekirken 5 bin 500 lirayı en düşük emekli aylığı olarak reva gördünüz.”