Erdoğan 10 Mart'ta seçim kararını açıklayacak
Bursa'da konuşan Erdoğan, 2023 seçimleri için net tarih verdi ve, "İnşallah 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerde siz gençlerle yol arkadaşlığı yapmamızı nasip eden rabbime hamd ediyorum" ifadelerini kullandı. Erdoğan, 10 Mart'ta seçim kararını açıklayacağını belirtti.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa’da gençlerle buluştu. Burada konuşan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı;
*Gençlerimizle her bir araya gelişimizde sizlerin sevgisine, enerjisine, coşkusuna, vizyonunuza şahit oldukça geleceğimize daha büyük bir umutla bakıyoruz.
*Bazıları diyor ki ‘Bu enerjiyi nereden buluyorsun?’ İşte enerji burada. Farklı bir yerde aramaya gerek yok. Bu tablo aynı zamanda bize, sizlere miras bırakacağımız Türkiye Yüzyılı’nın inşası için daha çok çalışmamız, daha fazla mücadele etmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
*İnşallah 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde ilk defa oy kullanacak siz kıymetli gençlerimizle yol arkadaşlığı yapmamızı bize nasip eden Rabbime hamd ediyorum.
*Sizlerin sayesinde aradan 40 yılı aşkın vakit geçmiş olsa da geçmiş dönemlerimizdeki heyecanı hatırlatıyor, aynı duyguları tekrar yaşıyoruz.
“ESKİ TÜRKİYE…”
Gençlik yıllarında, Türkiye’nin meselelerinin çok başka olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O eski Türkiye’nin imkanları da çok başkaydı. Şimdi 20 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmet altyapısının üzerinde her alanda dünya ile yarışmaya hazır bir gençlik görüyoruz. Halbuki bizim gençliğimiz üç ‘Y’ ile kuşatılmıştı: Yasaklar, yokluklar, yoksulluklar. Kavgalarla dolu bir Türkiye’de geçti bizim gençliğimiz. İleride ülkemizin yakın siyasi tarihi vicdanlı bir değerlendirmeyle yazıldığında bu iki dönem arasındaki fark çok daha iyi anlaşılacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
GENÇLERE OY ÇAĞRISI
Erdoğan, ilk defa oy kullanacak gençlerle ilgili olarak, “Bugün önümüzdeki seçimlerde ilk defa oy kullanacak siz gençlerimizden beklentimiz elinizin altındaki imkanlarla dünyayı ve ülkemizi en iyi, en doğru şekilde okumanızdır. Maziden atiye sağlam bir köprü kurmadan, bu okumayı güçlü bir şekilde yapmadan, nerede bulunduğumuzu özellikle nereye gideceğimizi de bilemeyiz. Biz her konuda olduğu gibi, bu hususta da siz gençlerimize güveniyoruz. Birileri gibi gençlerimizi iradesi ipotek altında tutulacak vitrin süsü, konu mankeni olarak asla görmedik, görmüyoruz.” diye konuştu.“BURAYA GÖKTEN ZEMBİLLE İNMEDİK”
AKP’yi kurarken, Türkiye’nin gerçek anlamdaki ilk gençlik kolları teşkilatlanmasını AK Parti bayrağı altında yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda genel başkanlar arasında öyle siyasette gençlik kollarından çıkıp gelen bir başkası yok. Sadece bu kardeşiniz var, başkası yok. Biz buraya gökten zembille inmedik. Merdivenleri basamak basamak çıkarak geldik. Bunların bir kısmı kasetle geldi, bir kısmı farklı yerden siparişle geldi. Bizim böyle bir durumumuz yok. Biz, meydanlardan gümbür gümbür esinlenerek geldik.” ifadelerini kullandı.
“CHP NEDEN ADIM ATMADI?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
*Sizlerin yaşlarında, gençlik kollarında ilk görev alan nesil şimdi bakan, milletvekili, genel başkan yardımcısı, belediye başkanı, bürokrat, iş insanı olarak gösterdikleri başarıyla bizleri gururlandırıyor.
*İnşallah önümüzdeki yıllarda sizlerle de aynı gururu biz yaşayacağız. Şimdi genel başkanınız olarak, cumhurbaşkanınız olarak gençlerimize güvendiğimiz için, gençler bunu çok iyi işlemeniz lazım. Seçilme yaşını ne yaptık?
*Önce 25’e, ardından ne yaptık, 18’e düşürdük. Kanunlarımıza göre reşit sayılan her bir gencimizin sadece seçme değil, seçimle gelinen görevlerde de sorumluluk alabilmelerini biz sağladık. Gençler biz size güvendik.
*Bu CHP’si filan bunlar niçin bu adımları atmadılar? Niçin bunlar gençlerin önünü açmadılar? Ama biz güvendik. Niye? Çünkü biz şuna inanıyorduk: ‘Fatih 20 yaşında bir çağı kapatıp bir çağı açtığına göre, onun torunları olarak bizler de aynısını yaparız.’ dedik. Ve oldu mu? Oldu. Onlar kadırgaları karadan yürüttüler. Bunlar anlamaz ha anlamaz. Yahu bunca zamandır bu ülkede siyaset yapıyorsunuz.
*Denizin altından siz metro yaptınız mı? Bu metroyu kim yaptı? Biz yaptık. Avrasya Tüneli’ni kim açtı? Biz açtık. Hani gücünüz yetiyorsa, bir de siz yapsaydınız. Biz Haliç’i temizledik, bunlar Haliç’i doldurdular.
Yahu bunlarda temizlik diye bir şey yok. Bunlarda ‘Böyle kalkıp da dünyaya örnek gösterilecek bir şey yapalım.’ böyle bir dert yok, çünkü bunlar dertli değil. Biz dertliyiz dertli. Neler yaptık, neler yapıyoruz, neler yapacağız.”
” ‘KONUŞ’ DEYİNCE KONUŞACAK KUKLA BİR ADAY ARIYORLAR”
Erdoğan, Bursa’yla ilgili olarak, “Şu Bursa’yı nereden, nereye getirdik? İstanbul’dan gel, Bursa’dan geç, İzmir’e yönel 7-7,5 saatte olan bu güzergahı biz 3 saate indirdik. Bay Kemal, artık seni yormuyoruz görüyorsun. Yani, 7-7,5 saatte gittiğin bu yolu 3 saate indirdik daha rahat gidebilesin diye ama İzmir’e uğradığın da yok.” diye konuştu.
Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçtiği dönemi hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
*Ülkemizde çok partili siyasi hayata geçildiğinde kadınlarımız ve gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımız ‘Oy namustur.’ dediler. Siyasi iradelerine, sandığa canları pahasına sahip çıkmışlardı.
*Bugün olduğu gibi o dönemde de insanımızı ‘Gel’ deyince gelecek, ‘Git’ deyince gidecek, ‘Şuraya oy ver’ deyince verecek güruh olarak gören çarpık bir zihniyet vardı. Tek parti, faşizmi, artı bu zihniyet, aday olarak milletin karşısına çıkardığı kendi mensuplarına bile aynı muameleyi göstermekten çekinmediler.
*Şimdi kendilerine ‘Gel’ deyince gelecek, ‘Sus’ deyince susacak, ‘Konuş’ deyince konuşacak kukla bir aday arıyorlar. Bulamıyorlar. Dertleri, milletimizin namusu olarak gördüğü oylarla ülkeyi yönetecek sizlerin geleceğini inşa edecek bir cumhurbaşkanı çıkarmak, milletvekili seçmek değil.
*Bunların tek dertleri, her biri diğerinden hazzetmeyen, sayısının 6 mı, 10 mu olduğunu bilemediğimiz masa ortaklarının çıkarlarına göre hareket edecek bir isim bulmaktır.
“1970’LERİN SİYASET FORMATINDA KALMIŞ TİPLER”
Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayıyla ilgili gündemdeki tartışmalara işaret eden Erdoğan, “Milletimiz ülkesini yönetmek için cumhurbaşkanı seçmenin peşinde, bunlar masa ortaklarının yöneteceği aday bulma peşinde. Böylesine bir algoritmaya bedava oynanan oyunlarda bile rastlayamazsınız. Çünkü bunların kafası henüz Türkiye Yüzyılı’na erişememiştir. Bunlar artık sürümden kalkmış olan, güncellemesi bile yapılamayan 1990’ların, 1970’lerin siyaset formatında kalmış tiplerdir.” diye konuştu.
“ÇÖZÜM YERİNE KRİZ…”
Muhalefetin vaatlerinin Türkiye’yi yeniden eski Türkiye’ye döndürmek olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
*Eski Türkiye dedikleri ne biliyor musunuz? ‘Eski Türkiye’, günlük hayatınızın hemen her anında yararlandığınız imkanların neredeyse hiçbirinin olmadığı Türkiye’dir. Eski Türkiye her işin çok emekle yürütüldüğü, buna karşılık çok az sonuç alınabildiği, çok az mesafe katedilebildiği Türkiye’dir.
*Eski Türkiye, insanların birbirleriyle sınırsız iletişimi bırakın, asgari müştereklerde bile buluşmakta zorlandığı Türkiye’dir. Eski Türkiye, siyasette, ticarette, bürokraside, akademide, sanatta velhasıl hayatın her alanında bir avuç seçkin azınlık dışında kimseye şans verilmeyen Türkiye’dir.
*Eski Türkiye, altılı masanın bizzat uygulamaları olarak gösterdiği gibi kavganın, kargaşanın, ayak oyunlarının eksik olmadığı Türkiye’dir. Eski Türkiye, siyaset kurumunun, milletin sorunlarına çözüm üretmek yerine sürekli kriz ürettiği, suni krizleri tetiklediği Türkiye’dir.
“ALTILI MASA DENİLEN UCUBE YAPI”
“Altılı masa denilen ucube yapının gıdası, eski Türkiye’nin milletimiz için zulüm, birileri için ayrıcalık aracı olan yoksulluğudur, yoksunluğudur, husumet iklimidir, sömürü düzenidir.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
*Biz 20 önce ülkemizi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde tıpkı rahmetli Menderes’in, 73 yıl önce yaptığı gibi ‘yeter’ dedik. Gençler, milli iradeyi hiçe sayan vesayete ‘yeter’ dedik. Hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan zulüm düzenine ‘yeter’ dedik.
*Milletimizi geri kalmışlık prangasına mahkum eden çarpıklığa ‘yeter’ dedik. İtilmişliğe, kakılmışlığa, milli onurumuzun örselenmesine ‘yeter’ dedik. Terör örgütlerine, onların iplerini ellerinde tutanlara, dökülen kanlara, yaşatılan acılara ‘yeter’ dedik. Darbecilere, onları üzerimize salan küresel emperyalistlere ‘yeter’ dedik.
*Maruz kaldığımız her saldırının sinsi refakatçileri olan siyasi ve ekonomik tetikçilere ‘yeter’ dedik. Evet, bu ülkeye ve bu halka zulmeden kim varsa hepsine de rahmetli Menderes gibi ‘Yeter, söz milletindir.’ dedik.
*Fakat biz bunlarla yetinmedik. ‘Yeter, söz de karar da milletindir.’ diye ilave ettik. Şimdi de yaklaşık üç çeyrek asır sonra tekrar ‘Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir.’ diyoruz.
“MART AYININ 10’UNDA AÇIKLAYACAĞIZ”
*Bu bir erken seçim falan değil, seçimi öne almak. Yapılan bu. Bir diğer adım olarak da biz burada aslında bir güncelleme yaptık. Bu güncelleme ile birlikte bu adımı attık ve Cumhur İttifakı olarak da Devlet Bey’le bu görüşmelerimizi yaparak dedik ki ‘Zaman kaybına tahammül yok.
*Bunun için öyle incelemeler yaptık ki herkesin yaz tatiliyle ilgili durumlarını tutun, Karadeniz’de çay, fındık vesaire bütün bunların gidişlerini tutun bütün değerlendirmeleri yaparak herhangi bir sıkıntıya, KPSS vesaire…
*Bütün bu ayrıntıları masaya yatırdık ve adımı da buna göre atalım dedik. Hele hele öğrencilerimizin durumları bizim için çok önemli. Bu adımı da atarak kararı buna göre verdik ama resmi olarak cumhurbaşkanının burada bir yetkisi var.
*O da biliyorsunuz 10 Mart’ta Cumhurbaşkanı olarak biz bu yetkimizi kullanacağız ve ondan sonra 60 gün süre var. O süreyi de kim değerlendirecek? Yüksek Seçim Kurulu ama biz kararımızı inşallah Mart ayının 10’unda açıklayacağız.
“BİZ ÇOK FAKİR OKUDUK”
Bu sene ilk kez oy kullanacağını söyleyen öğrencilerden Ahmet Salih Gürbüz’ün “Bu zamana kadar gençlere sunduğunuz imkanları siz gençlik yıllarında yaşasaydınız hangi imkandan yararlanmak isterdiniz?” sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
*Biz çok garip okuduk be, çok fakir okuduk. Biz kitaplarımızı, kalemlerimizi, defterlerimizi bulamazdık. Teksir notu nedir bilir misin? Biz kitap olmadığı için o teksir notlarıyla okurduk. O teksir notları da onun makinesi çalışır, bütün o mürekkepler o saman kağıdının üstünde dağılır ve ağabeylerimize ‘bize satın’ derdik, bize satmazlardı.
*Zaten kitabı kırtasiyeciden alamazdık. Defter için bir hafta, 10 güne gün verirlerdi ama biz ne yaptık ‘biz bu çileyi yeni nesle, Ahmetlere çektirmeyelim’ dedik. Okullar açıldığında sıralarınızın üzerinde kitaplarınızı buluyor musunuz kuşe kağıtla?
*Şimdi yardımcı ders kitaplarını da sıraların üzerine koyduk ama bunun hassasiyetini, bunun inceliğini bütün annelere, babalara, bütün komşularımıza anlatmamız lazım, değil mi? Böyle bir akım, böyle bir nesli hazırlıyoruz.
*Bunun için de tabii biz de diyoruz ki marifet iltifata tabidir, öyleyse bunları yapan bir iktidar milletinden ne istiyor? Diyor ki ‘Gel, oyunu da bize ver.’ Çünkü, inanın bu adamların eline bu memleket kalırsa yazıklar olur.
*Onun için çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Çünkü biz bunları göremedik, biz bu çileyi çok çektik ve bu çileyle beraber okullarımızı okuduk, bitirdik.