İtiraf gibi savunma

'Yenidoğan çetesi' soruşturmasını yürüten savcı Yavuz Engin'i makamında tehdit eden Mustafa Kemal Zengin'in; tutuklu hemşire Tuğce Toptemel'i tahliye...

Dünkü oturumda hâkim karşısına çıkan hemşire Tuğçe Toptemel, soruşturmayı Türkiye gündemine düşüren tehdidin de sebebi. Savcı Yavuz Engin’i tehdit eden Mustafa Kemal Zengin’in ‘üvey kızı’ diye biliniyor. Zengin, o meşhur görüntülerde savcıdan onun tahliyesini istiyordu. Toptemel dün en son kürsüye çıkan isimdi. Herkes onu bekliyordu.

BEBEĞE NARKOTİK İLAÇLAR

Hayatını kaybeden bir bebekle ilgili savunma yapan Toptemel, özetle şunları söyledi: “Kalbini hissedemediğim bebek için Doğukan Taşçı beni aradı, ‘Büyük bebek olduğu için kalbini hissedemiyorsundur’ dedi. Hastaneden çıkarken aradım telefonu hoparlöre aldım, ciddiye almadığını düşündüm, 6 aylık bebeğin yenidoğanda olmasını sorguladım. Bebeğe narkotik ilaçlar kullanılmıştı. Müdahale ettim, pişman değilim yine olsa yine yaparım. Ben bebeği nabzı atıyor şekilde teslim ettim. Kimseyi suçlamıyorum aslında ama mesai saatinde olması gerekenler hastanede olmalı diye düşünüyorum. Bebek bize sevk olarak geldi, sonradan öğrendim 2 kere kalbi durmuş bize bu bilgi verilmedi.”

‘BEBEĞİ ÖLDÜRMÜŞSÜNÜZ’ DİYOR

Mahkeme başkanının, bebeğin ölüm süreciyle ilgili sorusu üzerine Toptemel, Hakan Doğukan Taşçı’yı kast ederek “Ben yaşar şekilde teslim ediyorum, 2 saat sonra arıyor ‘Bebeği öldürmüşsünüz’ diyor” dedi. Toptemel, para alımıyla ilgili tape’lere ilişkin ise “Hiçbir işbirliğim yok, keşke almasaydım o paraları. Paraları Fırat Sarı dağıtıyordu, 4 ay aldım. Vicdanım rahat, ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıkıyorum. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım, etmesem yine burada olacaktım” diye kendini savundu.

ŞİKÂYETTE BULUNMADIM

Müşteki avukatın ‘Opara bebek öldükten sonra ilgili makamlara şikâyette bulunma gereksinimi hissetmedin mi’ sorusunu cevaplayan Toptemel, “Şikâyette bulunmadım, bizde çocuk doktoru hiçbir zaman yoktu. Opara bebeğe bağlı bir şey değil, ölümler maalesef oluyordu ama Opara bebek 6 aylık olduğu için beklenmedik ölümdü, normal değildi. Doktor kabul ettiği için susmak zorunda kaldım, susturdular” dedi. Sanık Toptemel, ifadesinin devamında yenidoğan yoğun bakım servisinde 10 yıldır hiçbir doktorun müdahale ettiğini görmediğini ifade etti. Savunma sırasında söz verilen tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı, ifadesinde “Doğukan kendini doktor diye tanıttı” diyen Toptemel’e “Hastanın durumunun bu kadar ciddi olduğunu bana söylemek yerine neden kustuğunu geç söyledi?” diye sordu. Duruşma bugün devam edecek.

CANİ DOKTORA ÇİFTE KELEPÇE

Davanın dün görülen dördüncü oturumunda sanıklarla ilgili güvenlik tedbirleri son derece yüksekti. Tutuksuz sanıklarla tutukluların teması kısıtlandı. Sebebinin ise tutuksuz bir sanığın önceki gün yanından geçerken, davanın bir numaralı sanıklarından Fırat Sarı’ya sataşmasının olduğu anlaşıldı.

Yenidoğan Çetesi’nin lideri olmak ve on bebeğin ölümüne yol açmakla suçlanan Fırat Sarı önceki günlere göre biraz daha enerjikti. Elleri önden kelepçeli ve o kelepçe de yanındaki jandarmanın bileğine kelepçeliydi. Duruşmanın başından beri devam eden donukluğu biraz daha gevşemeye dönmüş gibiydi. Hemen ardından gelen İlker Gönen’in elinde yine sarı bir dosya vardı. Dr. Gönen, ilk günden beri bu sarı dosyayı elinden bırakmadı.

BİRBİRLERİNİ SUÇLADILAR

Sanıklar arasında toplu bir dayanışma yok. Birbirini suçlayanlar ve itiraf niteliğinde anlatanlar da var. Özel bir üniversite hastanesinde çalışan Serdar Yüksel onlardan biri. Hasta bebek sevklerinden 12-13 kez para aldığını kabul ediyor. Salon sükûnet içindeydi. Ancak sanıklar arasında çekişme ve gerilimin artması da muhtemel görünüyor.

SİYASİ HEDEFLİ SANIK

İlk savunmayı yapan hemşire Funda Özen’den sonra ise kürsüye Renas Kılıç geldi. Esenyurt Belediyesi’nde sağlık işleri müdürüymüş. Siyasi bir kariyer hedefi olduğunu da vurguladı. Belediye başkanı, ilçe başkanı isimleri de zikretti. Şimdiye kadar savunma yapanlar içinde en kararlı ve emin konuşandı. Ama savcı da ikna olmadı.

BELEDİYEDE GÖREVLİ TUTUKLU SANIK: AMACIM BAŞKAN OLMAKTI

Yoğun bakımları doldurmakla görevli olduğu öne sürülen Esenyurt Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’nde görev yapan tutuklu sanık Renas Kılıç da dün ifade veren isimlerden biriydi. Renas Kılıç, mahkeme başkanının “Senin görevin hastanelere hasta göndermek mi?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Görevim hasta göndermek değil. Ama hasta bana veya ilçe başkanına geliyorsa yardımcı oluyoruz. Hasta nereye isterse oraya gönderiyoruz. 112 bu kadar basit sistem değil. Hiçbir hastadan 1 TL para almadım. Maddi durumu düşük insanlar bize ulaştığında hastaneden böyle talepte bulunuyoruz.”

OY İÇİN GÖRÜŞTÜM

Dönemin Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’un çağırması sonucu belediyede görev aldığını söyleyen Kılıç, Bozkurt’un kendisini çok sevdiğini ve seçimi tekrar kazanmak için oy kazandırabileceği dernekler, muhtarlıklar ve hastaneler ile iletişim sağlamasını istediği için hastaneler ile iletişim kurduğunu ifade etti: “Basında çıkan haberlerden dolayı linç girişimine uğradım. Bir insanın hayatıyla oynamak bu kadar basit olmamalı. Burada bize katil muamelesi yapılıyor. Amacım Esenyurt Belediye Başkanı olmaktı.”

TALİMAT BAŞKANDAN

Müşteki avukatının, “112 dışında sevki nasıl yapıyorsunuz?” sorusunu ise Kılıç, “Hasta talepleri oluyor, Belediye tarafından yenidoğan paketi var. İhtiyaçları olduğu zaman ‘Bize ulaşabilirsiniz’ diyoruz. Biz herhangi bir hastaneye git diyemiyoruz, protokol var. Yönlendirme işlemi hastayla doktor arasında. Biz talepte bulunuyoruz, ‘Hastanede iletişime geçeceğiniz kişi bu’ diyoruz. Fırat Sarı ismini vermiyordum, dosyada adı geçenlerle iletişim kurmuyordum. Ben talimatı belediye başkanından alıyordum” diye yanıtladı.