İYİ Partili Ağıralioğlu'ndan zehir zemberek sözler!
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, 'Ben terörün gölgesinin düştüğü yerde, devletin makamlarının örselenmesine razı değilim. Partimiz istiskal edildi. İYİ Parti'nin emekleri ziyan edildi. İYİ Parti'den kimse özür dilemedi' dedi.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Ağıralioğlu, şunları söyledi:
“İYİ Parti’nin kıymetli emeklerinin mimarı olarak Meral Akşener,
millete umut olarak kurduğu masada, bir siyasi dayatmayla karşı karşıya kaldı diye itiraz ediyoruz. İtirazımızın merkezinde, hiçbir kazanma hevesinin, hiçbir makam-mevki şehvetinin milletin umudunu söndürmemesi gerektiğine dair bir hassasiyeti dillendiren tarafı temsil ediyoruz.
Meral Akşener’in milletin umudu olsun diye ortaya konmuş; sonra da katlanarak, tahammül ederek, alttan alarak; bütün bu süreçlerin içinde milletin umudu sönmesin diye bugüne getirdiği siyasi mücadelede, millete umut masasında kendisine pusu kurulmasından rahatsızız. Kurucusu olduğumuz masada bize pusu kurulmasından rahatsızız. Rahatsızlığımızı ifade ettiğimiz andan itibaren, sırf kaybetme endişesi duyuyoruz diye bize küfredilmesinden rahatsızız.
Kemal Bey’in adaylığına değil, Kemal Bey’in adaylık iradesi taşımasına da değil; bir genel başkan, ana muhalefetin genel başkanı olarak hem aday olmaya hem de aday olma iradesi taşımaya, anasının ak sütü gibi helal bir duyguyla talip olma hakkı vardır. Dedik ki, ‘bu yarışı; 60-40, 70-30 bitirebilecek olan bir mutabakat aramalıyız. 50’yi bir geçmek duygusuna düştüğü andan itibaren, muhalefet; kirlenecek dedik. 50’yi bir geçmek arzusuyla eğer bir kazanma şehvetine kapılırsak, siyaset kirlenecek ve ilkesizleşecek dedik ve dediğimiz bulduk.
Seçmen 30 milyona, 30 milyon gelse dedik. Bir oy kalsa ve o bir oyla iktidar belirlenecek olsa dedik. O oy çocuklarımızın katilini methediyorsa dedik, o oyla kazanmaktansa, kaybetmeyi şerefi bilenlerin partisidir dedik, İYİ Parti. Bütün adaylara ilk ikazımız, 50’yi bir geçmek değil, geçmek için her yolu mübah saymak değil; hükümeti tenkit ederken… Muhalefetin, iktidar olmak için bakanlık dağıtmasını ahlaki bulmuyoruz dedik. Ne için böyle söyledik? İktidara benzememek lazımdı.
Adaylık iradesinin bu şekilde dayatılmasına karşı çıktık. Biz, umut olarak kurulmuş bu masada ümitlerine pusu kurulmuş bir partiyiz. Biz, bu masanın; bazı milletvekillerinin daha önce söyledikleri halde düzeltilmeyen hevesleri ile başka bir gündemin masası haline dönüştürüldüğünü gördüğümüz için konuştuk. Biz kimsenin ne mezhebine ne inancına ne meşrebine, ne ekalliyetine hürmetsizlik edecek kadar kalbi kararmış insanlar değiliz.
Geldiğimiz yer şöyle: İktidar on yılda milleti görmez oldu. Siz daha gelmeden kör ve sağır oldunuz. Aslında, memleket mücadelesinde yüzde 75-80’lerin konuşulması gerekirken, şimdi iktidarı matematiğe çevirdiniz. Muhalefet vazifesini unuttu. Muhalefet, Cumhurbaşkanlığı makamını, bölücülüğün pazarlık masasına sebep olacak şekilde yönetti. Beş yıl sonra milletim bizi bağışla dememek için söylüyorum.
Tenkit ettikleriniz, İletişim Başkanlığı ve troller üzerinden kızdıklarınız, elinizdeki güç ve imkanı kullanırken, kendiniz gibi düşünmeyenlere hakaret ediyorsunuz diye bağırdıklarınıza benzerseniz: Meral Akşener itiraz ediyor diye, kaybetme endişe duyuyor diye buna saygı duyulması gerekiyorken, bu kaybetme endişesine küfrediyorsanız, üç gün boyunca 30 yıllık küfrediyorsanız, siz iktidara gelince ne yapacağı kestirilemez bir iradeyi temsil ediyorsunuz. Bizi tedirgin ediyoruz. Milleti de tedirgin ediyorsunuz.
Altı genel başkanın mutabakatı ile alınmayan kararı, karar olarak milletimize sunamayız; umut diye arkasında duramayız diyen; Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Altı kişi ile mutabık olduğumuz masada, beşi bire pusulayacak şekilde kurgulayanların hesap vermek zorunda olduğu bir irade adına, bir parti adına konuştum ben. Bu İYİ Parti ailesi; bunca hakaretin altında beş yılını geçirdi. Hükümet çok tahammülsüzmüş. Siz elinize güç geçince bize ne yapacağınızı göstermiş insanlarsınız. Herkesin eli beline geldi, İYİ Parti acaba kaybedebilir miyiz korkusu yaşadığı için. ‘15 vekil var ya’, ‘Siz faşistsiniz ya…’
Güçlendirilmiş, İyileştirilmiş Parlamenter Sistem diye yola çıkıp, Güçlendirilmiş İyileştirilmiş Kemal Kılıçdaroğlu modeli memlekete umut olarak sunulmuş oldu. İYİ Parti bu sürecin içinde susan taraf oldu. Bugün de aynı şeyi yapıyor İYİ Parti.
‘Bizde HDP var, ama sizde de HÜDA Par var.’ Ne laf ama yani? Muhalefetin vazifesi, sen yaptın ben yapmadım. Sen sağırsın ben değilim. Sen körsün ben görüyorum. Bizim çok saygı duyulacak bir endişemizdi. Bu istiskalin arkasında ne var biliyor musunuz? Herkesin eli belinde, eli kalbinde olanlar var.
HDP bugün açıklama yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu lehine aday çıkarmayacaklarını açıkladılar. Ben partim adına yetkili olduğum grup başkanvekilliği dahil, parti sözcülüğü dahil, genel başkan yardımcılığı dahil, şimdi İstanbul vekilliği dahil, Genel İdare Kurulu üyesi olarak dahil, Türk milletinin şerefli bir evladı olarak dahil. Söylüyorum ki HDP’nin içine dahil olduğu bir denklemde, defalarca ifade ettik; biz terörün gölgesinin düştüğü yerde olmayız. Biz terörü memleketin en şerefli makamlarının seçileceği iklimlerin içerisinde, bir pazarlık vesilesi yapmayız; dedik. Yavuz Ağıralioğlu için şartlar hiçbir zaman değişmez. Menfaatimiz var diye bu ilkesizliğe göz yumamayız.
Hükümete bir aynaya bakar gibi bakıyoruz. Memlekette siyasi hasımlığa, üçüncü yol olarak ortaya çıktık biz. Biz üçüncü yoluz. Üçüncü yol, şudur. Sarkacın iki tarafıymış gibi bir siyasi tasnifin, memlekete nefes aldıramayacağına inanıyoruz. Merkezine Türk milletinin, bütün renkleri ile varlığını koyduk. Alın terimiz ile geldik bu günlere. Ben millet huzurunda ettiğim sözlerin, milletime söz diye partim adına konuşabilme imkanı bulduğum iradenin gereği ile söylüyorum. Ben terörün gölgesinin düştüğü yerde, devletin makamlarının örselenmesine razı değilim. Partimiz istiskal edildi. İYİ Parti’nin emekleri ziyan edildi. İYİ Parti’den kimse özür dilemedi.”