'Kaçak dövüşme!' herhalde böyle olur!
Yaşar Eyice yazdı...
Çoğunluk maskeli idi.
‘Kaçak dövüşme!’ herhalde böyle olur!
Nedense, CHP’yi diri tutmaya çalışan Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için bir şey söyleyemeyenler, ekibi için kulislerde atıp tutuyor.
Öyle ki, aynı gemide olanlar bile...
Sonuçlar belli oldu ya, genel başkanın listesi ortaya çıktı ya, şimdi plağın arka yüzünü çalmaya başladılar.
İnanın en geç bir hafta içinde çeşitli söylentiler çıkacak...
Ama hepsinin arka yüzünde değil açık ve net ‘bencillik’ olduğunu göreceksiniz.
CHP'nin 37'nci Olağan Kurultayı öncesinde bir noktada bölücülük yapanlar, başarılı olamayacaklarını anlayınca öyle bir dönüş yaptılar ki, şaşırmamak elde değil.
Sorgulanan kim?
Dolaylı yönden tek aday ve şu an için ‘yenilmez armada’ görünümündeki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu...
Öncesinde söylenenler şöyle idi;
‘Kılıçdaroğlu’nun etrafı yenilenmeli!’
Peki yenilenmek isteyenler kimler?
Yorumları okuyunca bunları anlayabilirsiniz...
Herkes kendine göre yontuyor, bunu da anlayabilirsiniz!
Gerçekten Genel Başkan Kılıçdaroğlu, tarihi bir misyonu üstlenmiş durumda...
Bildiğimiz şu:
CHP'nin ideolojisi hem evrensel değerlere çok kıymet veriyor, hem de Türkiye'de kapsamayacağı hiçbir değer yok!
Kılıçdaroğlu, son yerel seçimlerde, hem sözünde durdu, hem de çok önemli bir başarıya imza atınca, hakkındaki sözde imzacılar yani istemezükçüler tarafından da geri adım atmalarına yol açmış oldu.
*- Alışılmışın dışında
Söylenen şu:
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 37. Olağan Kurultayı coşkusuz geçti.
İddiaya göre, CHP’nin resmen ‘tek başına iktidar’ iddiasından vazgeçtiği kurultay olarak tarihe geçecek.
Pandemiyi yani Koronavirüs’ü bir yana bırakalım:
Önceki yıllarda diğer partilerde de olduğu gibi; ellerde ayakta sallayacak bayraklar yoktu.
Havada uçuşan konfetiler de yoktu.
Tempolu şarkı ve sloganlar da yoktu...
İtişip kakışmalar, kendini tanıtmalar, hararetli tartışmalar da yoktu...
Taraftarlar, seyirciler hak getire...
Tabii bu da renksizlik ya da soğukluğu oluşturdu...
Tenkit edilen noktalardan bir de şu;
Kurultayın yapıldığı Bilkent Odeon’a tempolu bir şarkı eşliğinde eşi ile giren Kemal Kılıçdaroğlu’nun doğrudan oturacağı koltuğa yönelip delegeleri selamlamak için podyumun sonuna kadar bile gitmemesinden itibaren bir ruh eksikliğinin olması.
Biri çıkıyor, ‘Bir yıl önceki yat seyahatinden’ bile hesap sorma hakkını kendinde bulabiliyor.
Hadi canım sende!
Dedim ya, çoğunluk gerçek yüzlerini maskelemiş...
Anlamakta zorluk çektiğim noktalardan biri de Parti Meclisi’ne girme çabasında olanların tavırları.
Sanki bir şey yapacaklar ya da yapabilecekler?
Çoğunluk bir yerlerden sebeplenecekler...
Hic unutmuyorum;
Normalde selam bile vermeyeceğiniz biri, önemli bir belediyenin, daha doğrusu başkanın danışmanı idi...
‘Senin görevin nedir?’ diye sorduğumda, bana ‘Ben kurultay delegesiyim!’ diye yanıt vermişti...
Bilmem bu dialog size bir şey anımsatıyor, ya da bilgi veriyor mu?
6. kez genel başkanı seçilen Kılıçdaroğlu’nun, kurultay konuşmasında bir kere bile CHP’nin tek başına iktidarından bahsetmemesi de tenkit ediliyor.
Ama yapılması gerekenleri tek tek maddeler halinde gayet güzel ve örnekleriyle anlatan ve ayakta alkışlarla kabul edilen maddeler için hiç kimse bir laf etmiyor.
Yani herkes öküzün altında buzağı arıyor ve kendinden söz ettirmek istiyor.
Bunlara ‘Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye!’ demek lazım...
*- Kılıçdaroğlu’nun manifestosu
Kemal Kılıçdaroğlu’nun merakla beklenen manifestosunun başlığı “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”ydi.
13 maddeden oluşan ve Kılıçdaroğlu’nun delegelerin oylarına sunduğu beyannamenin adı kadar, Kılıçdaroğlu’nun kurultay için ortaya koyduğu iddia da dikkat çekiciydi.
‘Türkiye’nin 5 temel sorunu olarak sıralananlar, 2018 kurultayında sıralananlar ile aynıydı; demokrasi, ekonomi, dış politika, eğitim ve toplumsal barış...’ diyenlere şunu söyleyeyim:
Kılıçdaroğlu ne yapacaktı?
Yeni sorunlar mı icat edecekti?
Bari siz söyleyin de öğrensin!
Biliyorsunuz, daha önce 16 madde vardı, şimdi bu sayı 13’e indi.
CHP Parti Meclisi oy sayımı da geceyarısını geçtikten sonra bitti.
Toplam 1324 oy kullanıldı. 1241 oy geçerli oldu, 83 oy ise geçersiz...
*- Rifat Nalbantoğlu’nun başarısı
477 oy aldı Tuncay Özkan, büyük olasılıkla yarışı kaybetti. Çünkü ilk 20’nin arasına giremedi.
Yani ilk 60 ‘ a girmesi imkansız gibi..
Çünkü kadın ve gençler kotası var.
Kadın kotası yüzde 30, gençlik kotası ise yüzde 20 olarak uygulanmak zorunda tüzüğe göre...
Faik Öztrak 982 oy ile en fazla oy almış oldu.
Gürsel Erol 824 oy alarak listeyi deldi ve ilk 10’a girdi. 40 yıl
İzmirli Rifat Nalbantoğlu 848 oy alarak büyük sürpriz yaptı.
Oğuz Kaan Salıcı 844 oy aldı.
Bu üç kişi listeyi delmiş oldu.
Sonuç; Kurultay delegesyonu ilk seçime Kılıçdaroğlu’nun yönetim kadrosu ile gitmeyi onaylamış oldu.
Büyük olasılıkla Gazeteci Ali Ertunç, İzmirlilerin yediği Tuncay Özkan’ın yerine geçecek,