Kaygı...
Artun Sucuoğlu yazdı...
Dünyayı etkisi altına alan yeni tip corona virüs (covid-19) salgınından dolayı çarşı pazar bomboş sanki savaştan kaçmış gibi insanlar,o cıvıl cıvıl hisar önü,kemeraltı,konak meydanı, sessiz ve sakin.
Ülkede kimi zaman “Ülke batıyor, sokağa çıkın” diyoruz. Çıkmıyorlar, Şimdi “içeri girin” diyoruz… Girmiyorlar… Hepimiz korkuyoruz açıkçası…
Karşımızdaki düşmanı tanımıyoruz bildiğimiz yuvarlak bir şey rüzgarda ters dönmüş şemsiye biçiminde uzantıları var. Zıplayarak mı gidiyor, yuvarlanarak mı yol alıyor havada mı, yerde mi. Maske takıyorsun gerçi, ya maskenin içindeyse bazı bilim adamları maske takın diyor ,bir kısmı hayır takmayın diyor kime inanacağız.
Küçük bir iş yerinde oturmuş komşular sohbet ederlerken, içlerinden birisi hapşırınca, herkes düşe kalka ok gibi dışarı kaçtı, en önde tezgahtar. Yolda insanlar yürürken birbirinden korkuyor endişeli bir bakışma ve korku hakim olmuş durumda.
Kaygı ve korku Dünya'yı değiştirdi sanki. Sayın Cumhurbaşkanı ilk kez dün akşam ulusa seslendi 10 gündür suskundu.
Hiç kimsenin yüzü gülmüyor her an yakınımızdan birisini alıp götürecek korkusu, hepimizin yüreğinde dolaşıp duruyor…
Her gün evinizde sabahın ilk güneşi perdenin arasından içeri süzüldüğünde, korkular endişeler dünde kalsın “Düzelecek” deyin… Mutfaktan gelen çaydanlığın tıkırtısı, kızarmış ekmeğin kokusu yıllarca eksik olmasın, dileyin… Bir küçük belanın dünyayı esir alacağını, illa ki bizim canımızı yakacağını düşünmeyin… Hiçbir aşının, ilacın, çarenin olmadığı çağlarda kolerayı, vebayı, tifoyu, veremi yok eden insanoğlu, bu zıkkıma teslim olacak değil…
Sevdiklerinizi uzaktan gözlerinizle öpün güzel sözcüklerle yüreklerine sarılın kimseye bir şey olmayacak diyerek, gülücüklerle evinize çiçekler serpiştirin. Kader hiçbirimizi sevdiklerimizden ayırmasın…