Neredeeen Nereye...

Artun Sucuoğlu yazdı...

Millet ittifakını oluşturan altı siyasi partiden esinlenerek adı “Altılı Masa” olarak belirlenip öyle ifade edilen ittifak için şimdiye kadar çok şey yazılıp konuşuldu. Özellikle Cumhur İttifakı ortakları eleştiride sınır tanımadılar. Onlar böyle yapar da yandaşları olarak  bilinen ve de bundan hiç gocunmayan medya kuruluşları ve onların ekranlara çıkardığı ya da yazılı basın olarak sayfalarında köşe verdikleri gazeteciler geri kalır mı?

Altılı masanın altında yedinci ve hatta sekizinci bacakları aradılar. “Yok” dendikçe “hayır, var” diyerek o bacakları gördüklerini bile iddia ettiler.

Halbuki başka bacak olsa ne olacak, olmasa ne olacak?

Bu ülkede kavgaya, tartışmaya, hatta birbirlerine küfürler ve hakaretler etmeye alkış tutulup prim verilirken uzlaşmaya ve asgari müştereklere buluşma gayretlerine hakaretler mi edilecek?

Ya da adamına göre mi muamele?

Cumhur ittifakı da beşli masadan oluşmuyormu kimse bundan söz etmiyor. AKP, MHP, BBP, VATAN PARTİSİ , HÜDA PAR  bunlar Cumhur ittifak ortağı değilmi.

Ak Parti’nin 20 yılı aşan iktidar döneminde bazen günü gününe uymayan  farklı politikalar izlediğine çok tanık olduk. O açılım sürecini hiç unutmadık. Teröristlerin kentlere kahramanlar gibi girip adeta miting havasında gövde gösterisi yapmalarını, kurulan çadır mahkemelerinde bile küstahça ifade vermelerini, güvenlik güçlerinin bütün bu olanları elleri kolları bağlı olarak izlemelerini üzüntü ve dehşetle izledik.

Yapılanlar çok yanlıştı ve bu yanlışı halka doğru olarak anlatıp ikna etmeleri için akıllı adamlar görevlendirilmişti. Bu akıllı yurttaşlar içinde film yıldızları bile vardı da kendilerine “Akil Adamlar” denilen bu görevliler devletimizden yüklü maaşlar da alıyorlardı. Bunlar öyle masa altına gizlendiği iddia edilen bacaklar gibi de değil, alenen yapılan işlerdi..

Hatta hatırladığım kadarıyla Sayın Devlet Bahçeli de o günlerde Sayın Erdoğan’ı en çok eleştiren liderdi. Kavgada bile söylenmeyecek laflar ediyordu. Bana göre bunlardan en ağırı ve de en ibret verici olanlarından biri 2015 yılında Çankırı Mitinginde kullandığı ifadelerdi. Sayın Erdoğan’ın tarafsızlığını kaybettiğini ifade den Devlet Bey o gün meydanda şu ifadeleri kullanmıştı:

“Türkiye  hain bir kuşatma altındadır. Milletimiz kutuplaştırılmaktadır. Önümüz kapatılmaktadır. Sorumlusu AKP’dir. Çıbanın başı kaçak saraydadır. Bu şahsın idrak ve kişisel ufku kapanmıştır. Erdoğan alenen milletin karşısına geçmiştir. Erdoğan başkanlık Sistemini kabul ettirmek için var gücüyle çalışıyor. Cumhurbaşkanı olmasına rağmen AKP’nin eş genel başkanı gibi davranmaktadır. Sahte açılışlarla halkın karşısına çıkmaktadır. Anayasanın kendisine çizdiği sınırları defalarca ihlal etmiştir. Gönlümde bir parti  var diyerek tükenmişliğini örtbas etmenin çabasındadır…”

Gördünüz mü Sayın Bahçeli’yi. Bu sözleri şu anda söyleyebilen bir muhalefet lideri var mı? O günlerde milletin kutuplaştırıldığını, önümüzün kapatıldığını ve bunun sorumlusunun AKP ile Sayın Erdoğan olduğunu iddia eden Devlet Bey bugün geldiğimiz noktada vatan evlatlarını millet ve zillet diyerek ikiye bölmekten çekinmeyen, o gün eleştirdiği başkanlık sistemini bugün herkesten çok savunan Tayyip Beyin yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi için adeta AKP kurmaylarından fazla çaba harcayan bir tutum içinde değil midir?

O gün sahte açılışlardan söz eden Bahçeli bugün yapılan açılışlar için neden düşünce beyan etmiyor? Anayasayı defalarca ihlal ettiğini söylediği bir siyasi parti liderinin arkasında nasıl böyle kararlılıkla duruyor?..

Ben Devlet Bahçeli’nin bu Çankırı konuşmasını çok ibret verici buldum. Dünden bugüne karşılaştırmalar yapıp Sayın Cumhurbaşkanım gibi  “neredeeen nereye” demeyi de çok seviyorum. 

Herkese iyi hafta sonları..