Ön seçim istemezük

Artun Sucuoğlu yazdı...

CHP İzmir'de il başkanlığı koltuğuna oturan Şenol Aslanoğlu'nun basınla buluştuğu kahvaltılı toplantıya katıldım. 
İş hayatında başarılı bir geçmişi bulunan Aslanoğlu siyasetteki önemli görevine de başlar başlamaz yoğun ve enerjik görünümüyle çok belliydi. 
Toplantıda ki önemli açıklaması ise "Neden iyiye odaklanmıyoruz" oldu. Kavgacı, agresif bir yapıdan uzak, siyasette özlenen, uzlaştırıcı bir yapı ile hareket edeceğini de açıkça ifade etti. Bunu da yaparken iktidar ya da muhalefet ayrımı yapmadan herkese elini uzattı. Ama ön seçim ve milletvekili seçimleri ile ilgili hiçbir şey söylemedi.
Artık  seçim yaklaşıyor, belki üç ay sonra, belki altı ay sonra genel seçimler var. Tüm partiler, özellikle muhalefet kanadı tüm gücüyle seçimlere hazırlanıyor. Altılı masa bu işin ciddiyetini net olarak anlatıyor ama sonuç ne olacak, belli değil. Seçim kendini göstermişken CHP’de süreç öyle işliyor ki, parti içi demokrasinin öncelikli şartı olan ön seçim yapılma oranı binde bir gibi görünüyor.
CHP’de taban ısrarla ön seçim istiyor ama parti yönetimi nedense olaya soğuk bakıyor. Gerekçe onlara göre net; bu ortamda ön seçim yapılırsa, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir, Meclis Grubu elden gidebilir, mevcut iktidar yeniden seçilebilir, seçimi kazanırsak nitelikli kadro sayısı düşük kalabilir vs deniyor.
Ön seçim istemeyen kitle bana göre örgütten kopuk tabansızlar kitlesidir. Kılıçdaroğlu’nu yakın markajda tutanlar, partideki kontenjana sığınanlar, partililerin deyimi ile tabansızlar ön seçim yapılırsa gideceklerini çok iyi biliyorlar. Bu kişilerin tek şansları merkezden aday gösterilmelidir. Doğal olarak tüm güçleri ile merkez yoklaması olsun diye bastırıyorlar. Gerekçeleri belli, karar net; ön seçim istemezük.
Eskiden milletvekili adayları ön seçim olacak diye seçimden çok önce bile tabanda çalışırdı. Hatta listeye girmese bile bir daha ki seçimi düşünerek küsmez, canla başla çalışmaya devam ederdi. Sonuç olarak örgüt ile partililer arasındaki bağ güçlü olurdu ve seçmenlerin konsolide edilmesi kolaylaşırdı.
Şimdi bu şartlarda ön seçim yapılacak gibi görünmüyor. Sadece milletvekilleri değil, milletvekili olmak isteyen her partili Ankara’da kulis peşinde. Bunun doğal sonucu olarak partili ile örgüt arasındaki bağ neredeyse kopmak üzere.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu konu ile ilgili olarak daha önce konuşmuştu. Kılıçdaroğlu örgütlerin çalıştığını, henüz seçim sathına girilmediğini, zamanı gelince parti meclisinde konuşulacağını, belki ön seçim yapılmayacağını, örgütlerin nabzının tutulacağını falan söylemişti. Ayrıca tüm bunları  yaparken ittifakları da düşünmemiz gerektiğini, konunun altılı masada konuşulmadığını söyledi.
Bizim anlamadığımız, CHP yönetimi sürekli demokrasiden söz ediyor, ama bunu kendi partisine layık görmüyor. Tabanın ön seçim isteğine herkes sessiz kalıyor, bazıları aday oldukları için susuyor, bazıları ön seçimden korktuğu için susuyor. Ama suskunluk parti içi demokrasi için ölümcül bir hastalıktır. Tüm bunların ışığında bu işin sonu iyi olmayacak gibi görünüyor.
Delegeleri istediğiniz gibi belirleyebilirsiniz. Örgütleri bu delegelerle oluşturabilirsiniz. Parti yönetimini de kolaylıkla ayarlayabilirsiniz. Ancak seçimde iş değişir. Seçmen bildiğine, gördüğüne ve inandığına oy verir.
İçinde bulunduğumuz şartlarda iktidarın tonlarca hatası var. Ekonomi felaket. Adalet yerlerde, eğitim ve sağlığı hiç sormayın. Ama tüm bunlara rağmen ana muhalefetin oyları artmıyor. Parti yönetimi nedense hatada ısrarlı davranıyor. Böyle giderse sonuç yine hüsran olursa sürpriz olmaz.
Sonuç olarak, ön seçim olmazsa CHP’de sorun yaşanacak gibi görünüyor. Hele listeler açıklandığında tabandaki memnuniyetsizlik giderilemezse altılı masa içinde başka partilere oy kayması yaşanabilir.

Ön seçim olsun veya olmasın artık çalışma zamanı, örgütün tüm gücü ile seçimlere asılması ve ufukta görünen iktidarı alması zor olmayacaktır. Bunun için iyi bir liste sıralaması olması gerekiyor. Yoksa bir önceki seçimde olduğu gibi on beklerken yediye düşülecektir.
Herkese iyi hafta sonları..