Ön Seçim Olmayacaksa Neden Parti Üyesi Olunur..

Artun Sucuoğlu Yazdı...

Ön seçim kendini demokratik olarak lanse eden başta CHP olmak üzere partilerin en önemli parti içi demokrasi unsurlarından birisidir. Ön seçim ile milletvekili adayları ile belediye başkan adayları belirlenir. Tüm üyelerin katıldığı ön seçimler en geçerli olanıdır. Delege sistemine bağlı olarak yapılan ön seçimler ise "Delege ağalığı" gibi sorunlar nedeniyle pek tercih edilmez.
Nedense her seçim öncesi partilerin tabanlarında ön seçim sesleri yükselirken yönetim kadrolarında bunun aksi olarak merkez yoklaması dillendirilir. Özellikle seçim bölgesine pek uğramayan, genel başkandan torpilli olan ve kontenjandan seçilmeyi marifet sayan milletvekilleri ön seçimi asla istemezler. Onlar parti tabanında karşılıkları olmadıklarını bilirler ve bir şekilde kendilerine bahşedilen vekilliğin ömür boyu sürmesini isterler. Neden istemesinler ki? Seçim bölgesinde çalışmadan Ankara’daki sıcak ofislerinde gül gibi yaşayıp her dönem seçilmek varken, kim gidip halk denen kişilerle muhatap olsun, onlara şirin gözükecek işler yapmak için canını dişine taksın.
Seçim yaklaşıyor ve şimdiye kadar olmadığı kadar CHP üyeleri arasında ön seçim isteği artıyor. Örgüt tabanında bulunanlar kendilerini temsil edecek kişileri kendilerinin seçmesini istiyor ve bunu yüksek perdeden dillendiriyor. Yukarıda saydığımız ve sayamadığımız nedenlerden dolayı parti yönetimi ise ön seçime soğuk bakıyor.
Elbette her seçim döneminin kendine özgü yapısı vardır. Buna bağlı olarak ön seçim yapmamak ya da göstermelik olarak bazı yerlerde yapmak için çeşitli bahaneler ortaya atılıyor.
İşte; ön seçim yapılırsa, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Zaman yok, şimdi zamanı değil. Bu üye profili ile seçimi olumsuz etkileyecek listeler oluşabilir. Şimdi iktidara yürüyoruz, milletvekillerini şansa bırakmayız. Ön seçim ortamında oluşabilecek çekişmeler partimize, hatta oluşacak meclis grubumuza zarar verebilir. Bu çekişmeli ortamı rakiplerimiz kullanarak bizi yıpratabilir. Üye üzerinde etkin olan kişi ve gruplar kendi istekleri doğrultusunda listeler oluşturabilir. Bahane çok.
Milletvekili adaylarının tabanda çalışması millet ile vekili arasındaki ilişkinin daha sağlam olmasına, halkın yaşadığı sorunların daha iyi tespit edilip daha iyi çözüm yolları bulunmasına olanak sağlar. Ama şimdi görünen durumda bu tür çalışmalara gerek kalmayacak gibi görünüyor.
Aday Adaylarının hepsi Ankara’da kulis peşinde olacak. Doğal olarak her aday adayı kendisine yakın üst yöneticilerle dirsek temasına girişecek. Büyük olasılıkla “Liste borsası” konuşulacak. Ortalarda değişik dedikodular ve karalamalar yapılacak.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı bir konuşmada; örgütlerin çok iyi çalıştığını, henüz seçim sathına girmediklerini, ön seçim konusunun zamanı gelince bunu Parti Meclisinde konuşacaklarını, belki ön seçim hiç yapılmayacağını, belki bazı yerlerde yapılacağını, Parti Meclisi olarak örgütlerin nabzını tutacaklarını, ona göre karar vereceklerini söyledi. Ayrıca bunları yaparken ittifakları da düşünmelerinin gerekli olduğunu, iller bazında anket yaptırılacağını, böylece daha sağlıklı sonuçlar alınacağını, artık olayın bir parti meselesinden çıkıp ittifak meselesi olduğunu, zamanı gelince tüm bunların oturulup konuşulacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun sözleri çok açık. Ön seçim olmayacak. Olsa bile göstermelik olacak. Yeni gerekçe de ittifak olacak.
Yani, parti tüzüğünde yer alan parti içi demokrasi yine sözde kalacak, parti yöneticilerinin dillerinden eksik etmediği parti içi demokrasi yine başka bahara kalacak.
Ama parti tabanında bu durum tepki yaratacak gözüküyor. Çeşitli kişilerin, grupların, yöneticilerin ve doğal olarak aday adaylarının, hatta bazı Parti Meclisi üyelerinin bu duruma itirazları yükselecektir.
Ön seçim olmayacaksa parti üst yönetimi iyi bir komisyon kurmalı, halkın beklentileri geniş kapsamlı anketlerle iyi analiz edilmeli, sadece parti üyelerinin katıldığı değil, tüm halkı temsil eden örneklem sistemi ile aday adaylarının durumu incelenmeli, seçim bölgelerini oluşturan alanlarda dengeler göz önüne alınmalı, mevcut vekillerden halkta karşılığı olmayanlar görevi ne olursa olsun liste dışı bırakılmalı, yeni yüzler, donanımlı ve temiz insanlara listelerde yer verilmeli, olası iktidar durumunda bu yükü kaldırabilecek değişim ve yenilenmeyi özümsemiş adaylar seçilmelidir.
Yoksa; sen, ben, bizim oğlan anlayışı ile bir yere varamayız. Ön seçim olsa hiçbiri seçilemeyecek, partisini değil, sadece kendini düşünen milletvekillerinin ne yapacaklarını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Umarım ön seçim olmazsa büyük sorunlar yaşanmaz ama mevcut durum sorunlar yaşanacağı yönünde. Listeler ortaya çıkınca hep birlikte göreceğiz. 
Peki neden  partiye  üye yapılır o zaman ön seçim yapsanda o üyelerine değer verdiğine göstersen.
"Gerçek demokratik ilke, hiç kimsenin halkın üzerinde bir güce sahip olmaması demektir.” (Lord Acton)