PKK'ya karşı Irak'la tarihi imza

DIŞİŞLERİ Bakanı Hakan Fidan ile Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin'in eş başkanlığında, Ankara'da güvenlik zirvesi yapıldı.

Edinilen bilgiye göre, Bağdat’ta Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi, Başika’da Ortak Eğitim ve İşbirliği Merkezi kuruluyor. Tüm bu merkezler iki ülkenin başta PKK olmak üzere terörle mücadelesinde ortak çalışmasına imkan sağlayacak.

Dışişleri Bakanlığı Fidan’ın ev sahipliğindeki toplantıya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Irak Savunma Bakanı Sabit Rıza El Abbasi ve Haşdi Şabi Heyeti Başkanı Falih el-Feyyad da katıldı. Toplantı sonrasında Dışişleri Bakanı Fidan, Iraklı mevkidaşı Fuad Hüseyin ile düzenlediği ortak basın toplantısında şunları söyledi:

“Irak’ta PKK farkındalığın arttığını görmekten memnunuz. İlişkilerimizin güvenlik ve askeri boyutlarını ele aldık. Ticari işbirliği fırsatlarını değerlendirdik. Müzakeresini yaptığımız askeri, güvenlik ve terörle mücadele zaptı taslağı üzerinde görüşmelerimizi yoğunlaştırdık. Tarih bir anlaşmayı duyurmak istiyorum; Türkiye ve Irak arasında Askeri, Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadeleye dair Mutabakat Zaptı iki ülkenin Savunma Bakanları tarafından imzalandı. Bu anlaşma tarihi önemi haizdir.”

15 YAŞ ALTI VE 50 ÜSTÜ IRAKLILARA VİZE SERBESTİSİ

 “Bu anlaşmada öngörülen Ortak Koordinasyon ve Eğitim Merkezleri marifetiyle, işbirliğimizi bir üst seviyeye taşıyacağımıza inanıyoruz.   Terörle mücadele konusunda Irak’la geliştirmekte olduğumuz anlayış birliğini sahada somut adımlarla ilerletmeyi arzu ediyoruz. Bu yöndeki temaslarımızı kesintisiz sürdüreceğiz. 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklı kardeşlerimiz için vize serbestisi uygulamasını da 1 Eylül’de başlatma konusunda karar aldık.”

FUAD HÜSEYİN: DAİMİ BİR KOMİSYON OLACAK

- Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hussein ise özetle şöyle konuştu: “Mutabakat zaptı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tarihi ve önemli ziyareti kapsamında taçlanmıştır. Mutabakat zabıtlarının yazılması kolaydır ancak bunun yürürlüğe girmesi önem arz etmektedir. Geniş çaplı çalışmalar içinde takip gerektiriyor. Buna ilişkin, iki ülke tarafından daimî bir komisyon olacak. Sayın Fidan’ın ifade ettiği gibi bu, Türkiye ve Irak arasında tarihi bir gelişmedir. Bu mutabakat zaptı, farklı alanları da kapsıyor. Bu zaptla Türkiye ve Irak ilişkilerini daha ileriye götürmek istiyoruz.”

KERKÜK’TE VALİ SEÇİMİNE TEPKİ... İLK İŞ TÜRKÇEYİ KALDIRDILAR

IRAK’ın Kerkük kentinde geçen yılın aralık ayından bu yana yaşanan vali seçimi gerilimi iyice tırmandı. Önceki gün, Bağdat’ta Türkmenlerin ve Arapların katılmadığı bir toplantıda yapılan sözde seçimle KYB’li Rebvar Taha Kerkük Valisi seçildi. Sözde seçime, hem Türkmenlerden hem de Ankara’dan tepki geldi. Irak Türkleri Derneği Genel Başkanı Eyyüp Kerem, konuya dair Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Bizim önerdiğimiz metot; 16 ay Türkmen, 16 ay Kürt ve 16 ay da Arapların vali olmasıydı. Çoksesli bir yönetim olsun istedik. Bağdat’ta bir otelde oldubitti siyasetiyle sözde seçim girişimde bulundular. Bu hatadan dönülmeli” dedi ve şunları söyledi:

300 BİN SEÇMEN KERKÜK’TEN DEĞİL

“Seçime zaten sağlıklı bir ortamda gidilmemişti. Seçime gitmeden 4-5 gün önce 300 bin seçmenin kütüğü olmadığı ortaya çıkmıştı. Yani 300 bin civarında seçmen Kerkük’te değil. Mahkeme kararıyla da onaylandı bu ama sonuç olarak seçime gidildi. 16 kişilik mecliste daha sonra KDP ve Araplar 10 kişilik bir koalisyon kurdu. Bizim önerdiğimiz metot 16 ay Türkmen 16 ay Kürt ve 16 ay Arap vali olmasıydı. Çoksesli bir yönetim olsun istedik. Sonrasında oldubitti siyasetiyle Bağdat’ta bir otele böyle bir girişimde bulundular. Toplantının aslında, güvenlik sıkıntısı yoksa başka bir yerde yapılmaması da gerekiyor. Ayrıca, en yaşlı üye olmadan da toplanamıyor. Ama bütün bunlara rağmen bir otelde vali seçildi. Tepkiler sürerken, KYB’li Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid de Rebvar Taha’ya mazbatasını verdi. Türkmenlere karşı bir tutum içindeler. İlk yaptıkları şey; hem Türkçe hem Arapça hem de Kürtçe antetli resmi kâğıtlardan Türkçe kısmını kaldırmaları oldu. Tanınacak bir karar değil. Temkinli bir tutum içerisindeyiz. Ama tabii anayasal olarak bütün başvurularımızı da yaptık. Bu hatadan dönülmeli.”