Yeraltına dikkat
Ege Bölgesi'ndeki yeraltı sularının seviyesinde yıllık 0.6 metrelik düşüş gözlendiğini belirten yeraltı suyu uzmanı Prof. Dr. Celalettin Şimşek, '1997...
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nden (DEÜ) hidrojeoloji (yeraltı suyu) uzmanı Prof. Dr. Celalettin Şimşek, son dönemlerde Türkiye’de yağış dengesizliği yaşandığını söyledi. Bunun sonucu olarak kuzey bölgelerde aşırı, güneyde yetersiz yağış gerçekleştiğini belirtti. Türkiye’de kişi başı düşen su potansiyelinin her geçen gün azaldığını kaydeden Prof. Dr. Şimşek, 2030 yılında kişi başına düşen 1100 metreküplük kullanılabilir su miktarı ile Türkiye’nin su sıkıntısı çeken bir ülke konumuna gelmesinin mümkün olduğunu vurguladı.
‘DAHA DERİN KUYULAR AÇILACAK’
Prof. Dr. Şimşek, “Yapılan su şûrası çalışmalarında günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde kullanıma dönük yerüstü suyu miktarı yıllık 94 milyar metreküp, emniyetle çekilebilecek yeraltı suyu işletme rezervi yıllık 18 milyar metreküp olmak üzere ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yıllık toplamı 112 milyar metreküptür” dedi. Yeraltı suyu seviyesindeki düşüşe dikkat çeken Prof. Dr. Şimşek, özellikle Ege Bölgesi’nin iki önemli havzası olan Gediz ve Küçük Menderes havzalarında su seviyelerinin hızlı bir düşüş eğiliminde olduğunu bildirdi. Ege Bölgesi’ndeki yeraltı sularının seviyesinde yıllık 0.6 metrelik düşüş gözlendiğini aktaran Prof. Dr. Şimşek, “Yeraltı suyu özellikle kuraklık, volkanizma gibi, deprem gibi doğal afetlerde yegâne kullanım suyumuz. Dolayısıyla bunları korumamız gerekiyor. Eğer koruyamazsak ileriki dönemlerde çok ciddi problemlerle karşılaşabiliriz. Örneğin yaptığımız bazı ölçümlerde 1997 yılında 15-20 metre derinlikte ulaştığımız yeraltı suyuna bugün 40 metrede ulaşıyoruz. Her yıl Menderes’te yıllık 0.6 metre, Gediz’de 0.5 metre gibi düşümler var. Dolayısıyla bu düşüşü durdurmamız gerekiyor. Aksi takdirde sınırsız olduğunu düşündüğümüz yeraltı suyunda sıkıntı yaşanır. Çünkü yeraltı suyu aslında çok sınırlıdır. İleriki dönemlerde çok daha derin kuyuların açıldığını göreceğiz. Bu da çok ekonomik olmayacak. Çünkü çok derinden yer altı suyunu sağlamak zordur” dedi.
‘VAHŞİ SULAMA YÖNTEMLERİNİ TERK ETMELİYİZ’
-Yeraltı suyunu korumaya yönelik tedbirler alınması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Şimşek, “Sulamada damlama sistemi gibi kapalı sistemlere geçmemiz çok önemli. Suyu doğrudan sulama alanına gönderecek sistemleri seçmemiz gerekiyor. Özellikle damlama sisteminin tercih edilmesi gerekiyor. Vahşi sulama artık dünyanın her tarafında terk edildi. Bizim de artık bunu bırakmamız gerektiğini düşünüyorum. Baraj sulamalarını öncelikli tercih etmemiz lazım” diye konuştu.