Yeşil Tire çölleşiyor
Küçük Menderes Havzasında etkisi gittikçe büyüyen su sorunu hem tarımsal üretimi hem de sanayinin geleceğini tehdit ediyor.
Bölgede su sorununun en çok yaşandığı ilçelerden biri olan Tire’nin köylerindeki birçok üretici, tarlalarını ekmek bir yana ineklerinin içme suyunu dahi tankerlerle taşıyor.
Aynı zamanda Tire ekonomisinin can damarı olan TOSBİ’de fabrikalar tankerlerle taşıma su ile üretimi sürdürmeye çalışıyor.
YER ALTI SULARI HOYRATÇA KULLANILDI
Su sorunu nedeniyle ortaklarının üretimi sürdürmekte zorlandığını ifade eden Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, “Dünyanın en verimli tarımsal üretim alanı olan Küçük Menderes’te maalesef hayat bitiyor. 90’lı yılların sonuna kadar yapılan pamuk üretimi bitince hayvancılığa yönelen bölge çiftçisi ve bu hayvancılığın tercih edilme nedeni de bölgede 2 kez yüksek verimli silajlık mısır üretilebilir olması. Bu nedenle bölgemizde hayvancılık ilgi odağı haline geldi. Dışarıdan yatırımcılar geldi çiftlikler kurdu ve bütün ova mısır tarlasına dönüştü. Hayvancılık yapmayanlar da pazar garantisi olduğu için mısır ekip satıp gelir sağlamaya başladılar ve yer altı sularını vahşi sulama ile hoyratça kullanmaya başladık. Kışın yağmur sularının denize akıp gitmesine seyirci kalındı. Her geçen yıl yeraltı suları azala azala gelinen noktada ovanın büyük bölümünde artık sulu tarım yapılamaz hale geldi” şeklinde konuştu.
SUYU KURTARMALIYIZ
Susuzluğun ilk olarak 1990’lı yıllarda hissedildiğini sözlerine ekleyen Eskiyörük şöyle devam etti: “Bunun işaretleri 90’lı yılların sonunda başladı. Ben kendimde çiftçiyim. 30-40 metrelerden aldığımız sular kesildi şu an 200 metrelere indik. Çiftçiler su aramak için çaresizlikten tarlaların her köşesine sondaj yaptırmasına rağmen maalesef se bulunamaz hale geldi. Şu an artık ovadaki artezyenlerin çoğu kesildi. Hayvancılık yapanlar bırakın yem bitkisi üretmeyi hayvanını sulamak için tankerlerle su taşıyor. Böyle bir acı yaşanıyor yani üretim bitiyor. Bu suyu kurtarmalıyız. Bu su sorunu çözmezsek ovada üretim biter hayvancılık biter. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı bölgemizde sanayiciler büyük yatırım yaptı. Bu sanayiler kapanır. Binlerce insan işsiz kalır. Sanayiciler de şu an da tankerlerle su taşıyarak üretim yapıyorlar. Suyu kurtarmazsak üretim olmaz. Üretim olmazsa sut olmaz et olmaz sanayi olmaz. Bölgenin ekonomisi tarıma dayalı olan küçük mendereste esnafa kadar herkes etkilenir, fakirleşir. Bu bölge halkının ve Türkiye’nin sorunu. Çünkü Türkiye’nin en büyük gelir kaynağı olan bu ova kurtarılmalıdır”
OVAMIZI KURTARMALIYIZ
Bir an önce tedbir alınması gerektiğini sözlerine ekleyen Başkan Eskiyörük, “Bunu kurtarmak için sadece suyu tasarruflu kullanmak yetmiyor. Kışın az da olsa yağan yağmur sularının bir damlasının dahi denize göndermeyecek, dağdan gelen suyun önüne vadiler oluşturarak göletler yaparak yer altı sularını besleyecek sistemler oluşturulmalı göletler artırılmalı. Yeterli yağmurlar yağmazsa da kışın Büyük Menderes’ten su aktarımı yapılarak bölgemizdeki mevcut göletler beslenmeli. Küçük Menderes Nehri temizlenerek ıslah edilmeli. Büyük su sarfiyatı yapan sanayi işletmelerinin atık suları arıtılarak tarımsal sulamada kullanılmalı. Vahşi sulamadan vazgeçilmeli. Devlet destekleme politikaları ile damlama sulamayı teşvik etmek gibi bilimsel çalışmalar yapılarak su sorununa mutlaka çözüm bulunmalıdır. Bakanlığımız, su sorununu çözmeye yönelik alt yapı yatırımlarını en öncelikli programına almalıdır. Bu sorunu ben bir çiftçi olarak 20 yıldır yaşıyorum ve Küçük Menderes çöl olmasın diye dile getiriyorum. Maalesef bugün çiftçimiz susuzluktan üretmez hale geldi. Eğer bu bölgede üretim biterse bu sadece çiftçinin yok olması demek değil sanayinin yok olması binlerce insanın işsiz kalması ve esnafında bundan olumsuz etkilenerek bu bölgede varlık içerisinde yokluk yaşanacak. Bu tehlikeye seyirci kalmayıp ovamızı kurtarmalıyız” dedi.
200 METRE DERİNLİKTE DAHİ SU YOK
Işıklı Mahallesinde çiftçilik yapan Melih Yılmaz, yaklaşık 10 sene önce 50 metrede su vardı şimdi 200 metrede su yok. Üretim yapamıyoruz. Hayvanlarımızın yemlerini üretemiyoruz” dedi.
Üretici Mestan Girgin, “2 yıldır devamlı su sorunumuz var. İçme suyu ovayı tamamen kuruttu. Sularımız hayvanlarımız için yetişmiyor. Eskiden 40-50 metreden su çıkardı şimdi 200 metreden su çıkmıyor. Konuyla ilgili yetkililerden baraj sularını buralara aktarmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.
SUSUZLUKTAN TARLAMIZI EKEMEDİK
Su olmadığı için tarlasını ekemediğini söyleyen üretici Mestan Girgin, “Bölgede büyük su sıkıntısı yaşıyoruz. Şu anda hayvanlarımızın içme suyunu çok zor karşılıyoruz. İleride belki de tankerlerle su taşımak zorunda kalacağız. Arazilerimiz çok verimli. Ama sularımız yetmiyor. Şu görmüş olduğunuz tarlaya 1 kere mısır ekildi ama yeterli sulanmadan zamansız biçmek zorunda kaldık ve şuan boş duruyor. Su olmadığı için ekemedim” dedi.
OVAMIZ YANIYOR
Üretici Hasan Hüseyin Karakaş, “Hepimiz susuzuz ovamız yanıyor. Ektiğimiz mahsuller olmuyor, ağaçlara varasıya kurumaya gidiyor. Yerdeki mahsul zaten kuruyor. Ya Beydağ barajından ya da Büyükmenderes’ten su getirilerek bizi kurtarsınlar. Toprağımızdan 3 kez mahsul alıyorduk. Şimdi bir kez bile alamaz olduk. Niye, su yok. Su yoksa ovada toprağın da değeri yok. Su varsa hayat var.” dedi.