Dindar - Kindar...
Geçen hafta gazetedeki habere bir göz atalım istedim: “Aydın İmam Hatip Lisesinde görev yapan kadın öğretmen E.S, 15 Kasım günü, hafta sonları diğer öğrenciler gibi müfredat derslerini okulda gören açık İmam Hatip Lisesi 9-C sınıfı öğrencilerinin, Arapça dersine girdi. Sınıftaki öğrencilerden üçünün şalvarlı ve sarıklı sınıfta oturduğunu gören öğretmen ortaöğretim yönetmenliğine göre, sarıklarını çıkarmalarını i tedi. Öğrencilerden M.H.K " Sen benim sarığımı çıkaramazsın. Kadın başına konuşma, zaten saçını başını açıp gelmişsin, kadın- madın demem döverim” diyerek öğretmenin üzerine yürüdü.
Öğretmenlerini korumak için diğer öğrenciler araya girdiğinde ise,” Eğer Müslüman iseniz karışmayın. Siz bunları bilmezsiniz, bunların dedeleri bizim dedelerimizi astı” diye bağırdı. Olay büyüyünce öğretmen E.S dilekçe ile durumu okul idaresine bildirdi. Okulun bulunduğu Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Hakan Özcan:” Derhal gereğini yapın” talimatını verdi. Milli Eğitim, idari soruşturma başlatırken, öğretmen ayrıca avukatı aracılığıyla Cumhuriyet Savcılığına da suç duyurusunda bulundu. 46 öğretmenin görev yaptığı okulda, hafta içi 335 normal öğrenciye, hafta sonları ise Açık İmam Hatip Lisesi öğrencilerine ders veriliyor.
Gazete yukarıdaki gibi. MEB’e bağlı Açık Öğretim İmam Hatip liselerinde halen 144 bin 610 öğrenci kayıtlı görünüyor.
Kayıtları açık öğretimde görünse de, hafta sonları İmam Hatip Liselerinde derse girip, not alıp, o okulun öğrencisi kabul ediliyorlar.
Olaya karışan 3 öğrencinin de, yurtta kaldığı ve yurdunda bir tarikata ait olduğu ileri sürülüyor.
Öğretmen E.S ifadesinde:” Derse girdiğimde 3 öğrenci sarıkla oturuyordu. Öğrencilerin derste şapka ile oturmalarını da uygun görmedim. Şapkalarınızı çıkarır mısınız? dediğimde, M.H.K aniden kalkıp, el kol hareketleriyle, sen benim sarığımı çıkartamazsın. Okul beni böyle kabul ediyor. Sen kimsin ki diye bağırdı.” Sen “diyemeyeceğini hatırlatıp, edepli olması için uyardığımda “ Ben seni hoca olarak kabul etmiyorum” dedi. “ O zaman dersimden çık” dedim. O da,” Sen benim olduğum sınıftan çık. Zaten saçını başını açıp gelmişsin” diye karşılık verdi. Dersteki öğrenciler çok rahatsız oldu, bir öğrenci, susmasını söyledi. Bu kez o öğrenciye dönüp, “ Sen bunları bilmezsin, bunların dedeleri bizim dedelerimizi astı. Eğer Müslüman isen sus karışma” dedi. Ardından benim üzerime yürüyüp kadın başına konuşma sus. Kadın madın dinlemem, seni döverim. Diye tehdit etti. “Kolaysa döv” dediğimde “o günlerde gelecek, merak etme” diyerek tehdidini sürdürdü. Öğrenciler zorla sınıftan çıkardı.
Eğitim-iş Aydın Şubesi Başkanı Özdemir: ”Dindar gençlik yetiştirme hedefinin, kindar nesil yetiştirme haline dönüştüğünün en somut örneği ile karşı karşıyayız. Son zamanlarda Atatürk ve Cumhuriyet’e saldırılar çok arttı. Sarıkla okula gitmek, yasada suç. Okulların yol geçen hanına dönmesine, öğretmenlerin şamar oğlanı yapılmasına, Cumhuriyetle hesaplaşanlara asla izin vermemeliyiz. Öğretmenlerin can güvenliği yok. Okullarda darp edilip, bıçaklanıp, öldürülüyorlar” dedi.
Eğitim İş Hukuk İşleri Genel Sekreteride: Cemaat- tarikat yapılanmaları, din kisvesi altında, öğrencilerin beyinlerini yıkıyor. 15 Temmuz'dan ders çıkarmayanlar, bu yapılanmalara destek veriyor. Okulların bu yapılardan arınması, laik, bilimsel ve demokratik eğitim için sendika ve hukuki mücadele vermemiz gerekiyor” dedi.
Bu olaylardan da anlaşılacağı üzere tarikatlar artık yasalara aykırı da olsa Türkiye'nin birçok ilinde Sıbyan Mektebi açıyorlar. İktidarın, dindar-kindar nesil yetiştirme hedefinin siyasi mühendisliğinin ötesine geçmediğini de, yine tarikatlar herkesten önce gördü. Çünkü, araştırmalar imam hatipler dahil yeni neslin dinden uzaklaştığını gösteriyordu. İmam Hatiplere zaten karşı olan tarikatlar, diploma için açık İHL’lere gönderdikleri mürit öğrencilerle, şeriat tebliği kararı almış görünüyor. Aydın İHL’de bir asırdır yaşanmayan bir ayaklanma oldu. Tarikat yurtlarından geldikleri iddia edilen, okulun açık öğretimli 3 öğrencisi şalvarlı, sarıklı sınıfta oturdu.
Adli-idari soruşturma açılsa da, daha önemlisi, istenilen dindar-kindar nesil bu muydu? Millete lütfen açıklansın. Cumhuriyet öğretmenleri, tarikatların şamar oğlanına çevrilemeyeceği gibi devletin okulunda devletle hesaplaşma cüreti gösterilmesine de izin verilemez. En çok üzüldüğüm nokta da memleketim Aydın'da olması. Tüm Türkiye'de söylenen “Aydın, aydınlık insanları şehridir” sözünün artık mazide kalmasıdır.
Hepinize iyi hafta sonları.