Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Türkiye Yüzyılı çağrısı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin "Türkiye Yüzyılı" Programı'nda, “Biz Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını, aynı zamanda Türkiye'de siyaseti üslubuyla, tarzıyla, işleyişiyle, sonuçlarıyla değiştirecek yeni bir dönemin de miladı haline getirmek istiyoruz. Türkiye Yüzyılı için yapılacak her katkı bizim için çok kıymetlidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen "Türkiye Yüzyılı" Programı'nda konuştu. Programa, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bakanlar, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, milletvekilleri bazı STK ve sendika yöneticileri katıldı.
"YA YAPACAĞIZ"
Erdoğan, "Kanal İstanbul Projesi" için, "Muhalefet ne diyor? Kanal İstanbul’a karşı çıkıyor. Ya siz zaten bugüne kadar neye karşı çıkmadınız ki. Her atılan adıma karşı çıktınız. Çünkü dikili bir taşınız yok ya. Biz Kanal İstanbul yapacağız diyoruz, onlar diyor ki olmaz. Ya yapacağız" dedi.
"DEMOKRASİMİZİ, KATILIMCI DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET KİMLİĞİYLE TAÇLANDIRALIM"
Türkiye'de siyasetin üslubu, tarzı, işleyişi ve sonuçlarıyla değiştirecek yeni bir dönemi başlatmak istediklerini ifade eden Erdoğan, "Gelin, 29 Ekim 2023'e kadar Türkiye yüzyılını konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım. Gelin, Türkiye yüzyılında demokrasimizi, katılımcı demokratik bir Cumhuriyet kimliğiyle taçlandıralım. Gelin, Türkiye yüzyılında ülkemizdeki özgürlüklerin çerçevesini, pozitif özgürlük anlayışıyla tekrar çizelim" diye konuştu.
Erdoğan’ın bir buçuk saat süren konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"SON BİR SİLKİNİŞ İLE MİLLİ MÜCADELEYİ BAŞLATTI: Cumhuriyetimizin birinci asrının son yılına girmeye hazırlandığımız şu günde; Türkiye yüzyılının ahdi için bir araya geldik. İnşallah, Cumhuriyetimizin 99’uncu yıl dönümünün gururu ile birlikte Türkiye yüzyılını da milli hafımıza kazıyacağız. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılına Anadolu’daki özellikle Anadolu topraklarındaki 9 yüzyıllık varlığımızı sona erdirmek isteyen bir saldırının ardından giriş yapmıştık. Osmanlı devleti ile birlikte milletimizi de topyekûn tarihe gömmek isteyenler bu defa Çanakkale’de ve Kut'ül-Amare'de olduğu gibi doğrudan karşımıza çıkmadılar. Bunun yerine en elverişli aracı kullanarak Anadolu’yu işgale yeltendiler. Uzunca bir süredir devam eden savaşların yükü altında beli bükülen milletimiz, ‘Yurdunu alçaklara uğratma sakın’ diyen son bir silkiniş ile milli mücadeleyi başlattı ve zafere ulaştırdı.
KİRLİ HESAPLARDA KULLANILAN MAŞALAR HİÇ EKSİK OLMADI: Anadolu’daki üçüncü büyük devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilanı ile kendi içinde pek çok merhaleyi ve mücadeleyi barındıran yeni bir döneme adım attık. Tüm sıkıntıları ve kazanımlarıyla ilk yüzyılımızı geride bırakırken önce milli mücadeledeki destansı meydan okumanın ve küllerinden yeniden doğuşun öncülerini selamlamak istiyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bizlere üzerinde özgürce nefes aldığımız bu vatanı armağan eden tüm kahramanlarımızı rahmetle, şükranla, minnetle yad ediyorum. Cumhuriyetimiz maalesef bu bir asırlık geçmişsinin önemli bir kısmında kendi içinde barışık yaşayamadı. Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hesapları hiç mi hiç eksik olmadı. Bu kirli hesaplarda kullanılan maşalar da hiç eksik olmadı. Dün vardı bugün de var.
RAHMETLİ DEMİREL, ECEVİT, ERBAKAN, TÜRKEŞ..: Ülkemiz milli iradenin üstünlüğüne dayanmak yerine vesayet güçlerinin güdümünde kalan yönetimlerin elinde altın kıymetinde yıllarını heba etti. Şehit Başbakan Menderes’in, ‘Yeter söz milletin’ diyerek başlattığı demokrasi ve kalkınma hamlesi idam sehpasında kesintiye uğradı. Rahmetli Özal’ın ‘Devlet, millet içindir’ diyerek ülkeyi tekrar demokrasi ve kalkınma rotasına sokma girişimi koalisyon dönemlerinin kaosu içinde kaybolup gitti. Aynı şekilde rahmetli Demirel’in, rahmetli Ecevit’in, rahmetli Erbakan’ın, rahmetli Türkeş’in ülke ve milletin hayrı için başlattıkları girişimler hep darbe ve vesayet duvarına çarptı. Ülkemiz vesayet yoluyla Cumhuriyet ve demokrasiyi birleştirmekten hep kaçınan hatta bunları birbirinin alternatifi gibi göstermeye çalışan bir zihniyetin elinde ciddi sıkıntılar çekti.
SANILMASIN Kİ BU 20 YIL DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ MİSALİ, SADECE ÇALIŞMAKLA GEÇTİ: Milletimizin teveccühüyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimiz 2002 Kasım'ında, işte böyle bir Türkiye mirası devraldık. Elbette Cumhuriyetimizin ilk 80 yılında da başlatılan, bir kısmı neticeye ulaştırılan güzel işler vardı. Ama ülkemizin ulaşmış olması gereken kalkınma ve milletimizin sahip olması gereken demokrasi seviyesiyle, bulunduğumuz yer arasındaki fark çok büyüktü. Biz işte bu anlayışla, Türkiye'yi 20 yıl boyunca, hep ‘durmak yok, yola devam’ diyerek büyüttük, geliştirdik, güçlendirdik, zenginleştirdik. Tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi, yeri geldiğinde bize canı pahasına sahip çıkan milletimizin desteğiyle, ülkemizin asırlık kayıplarını 20 yılda telafi edecek çalışmalar gerçekleştirdik. Sanılmasın ki bu 20 yıl dikensiz gül bahçesi misali, sadece çalışmakla geçti. Yurt içinde ve yurt dışında, emperyalistlerin, vesayetçilerin ve darbecilerin ne kadar aparatı varsa, hepsi de üzerimize salındı. Yeri geldi bildiriler yayınladılar, yeri geldi tuzaklar kurdular, yeri geldi bürokratik oligarşiyi, yeri geldi terör örgütlerini harekete geçirdiler, hatta partimizi kapatmaya kalktılar.
BİZ HİÇBİR ZAMAN ŞİKAYET ETMEDİK, HEP MÜCADELE ETTİK: Bunlarla kalmayıp doğrudan silaha da sarıldılar. Biz hiçbir zaman şikâyet etmedik, hep mücadele ettik. Demokrasi ve kalkınma adımlarımıza çelme takılmaya çalışıldığında, çözümü sadece milletin sinesinde, milli iradenin gücünde aradık. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının en kritik demokrasi ve kalkınma atılımını, her türlü siyasi-sosyal sınıflamaların ötesine geçen bir ortak akılla, ortak iradeyle, ortak vicdanla gerçekleştirdik.
HAKSIZLIĞA MARUZ KALAN BU TOPRAKLARIN EVLADI HRİSTİYAN VE YAHUDİ’NİN KAYIPLARINI TELAFİ ETTİK: Geçmişte ayrıştırılmaya, hatta çatıştırılmaya çalışılan kim varsa, Türkiye'nin ilk yüzyılının son 20 yılına sığdırdığımız bu büyük devrime katkı vermiştir. İnancından dolayı dışlanan Müslüman’ın; dilinden dolayı ayrımcılığa uğrayan Kürt’ün; meşrebinden ötürü baskı gören Alevi’nin; haksızlığa maruz kalan bu toprakların evladı Hristiyan ve Yahudi’nin… Kısaca bu ülkede vesayetin gadrine uğrayan kim varsa herkesin yanında olduk, mücadelesine destek verdik, kayıplarını telafi ettik.
AYASOFYA'YI CAMİ OLARAK HİZMETE AÇMIŞ OLMAMIZ BİLE KÜRESEL VESAYETE KARŞI BÜYÜK MEYDAN OKUMADIR: Sadece nesillerin hayali olan Ayasofya'yı Fatih'in emanetine uygun şekilde yeniden cami olarak hizmete açmış olmamız bile, küresel vesayete karşı gerçekleştirilmiş bir büyük meydan okumadır. Kendisini hangi ideoloji, inanç ve köken kavramıyla ifade ederse etsin, bu tarihi dönemde hakkın, hakikatin, doğrunun yanında yer alan her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum.
İSTİHDAMA, İŞE, AŞA ERİŞİMİ KOLAYLAŞTIRDIK: Ekonomiyi büyüterek, refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi tüm fertleriyle birlikte zenginleştirdik. Üretimi yaygınlaştırarak, sanayiden tarıma her alanda istihdama, işe, aşa erişimi kolaylaştırdık. Sosyal destekleri artırarak, ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımızı insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla kucakladık. Yönetim sistemini değiştirerek, iki asırlık arayışa cevap verecek bir büyük reformu hayata geçirdik.
MİLLETİMİZİN İTİBARINI YÜKSELTTİK: Dış politikamıza şahsiyet kazandırarak, devletimizin gücünü, bayrağımızın şanını, milletimizin itibarını yükselttik. Velhasıl, her alanda Cumhuriyetimizin ilk asrının eksiklerini giderecek, ikinci asrının hazırlıklarını tamamlayacak eser ve hizmetler ortaya koyduk. Böylece, takip eden değil, takip edilen bir ülke haline geldik. Bugün Türkiye Yüzyılı için milletimizin karşısına, işte böyle bir müktesebatla, işte böyle bir karneyle, işte böyle bir mirasla çıkıyoruz. Rabbimize her gün, her an, bize.
12 EYLÜL DARBESİ ANAYASASININ RAF ÖMRÜ ÇOKTAN DOLMUŞTUR: Ülkemizi darbe anayasası ayıbından kurtararak tamamen yeni, sivil, demokrat, özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma girişimlerimiz geliyor. Hükümetlerimiz döneminde pek çok anayasa değişikliğine öncülük etmiş olmamız, bu konuda halen süren eksikliği görmemize ve hayıflanmamıza mâni değildir. Hücrelerine kadar vesayete hizmet etmek üzere hazırlanmış 12 Eylül darbesi anayasasının raf ömrü çoktan dolmuştur. Bu doğrultuda başlattığımız girişimlerin bazıları Meclis safhasında, bazıları daha teklif aşamasında, muhalefetin destek vermemesi sebebiyle, akim kalmıştır.
GENÇLERİMİZİN GELECEKLERİNE UMUTLA BAKMALARINI SAĞLAYACAK: Her şeyiyle milli iradenin ürünü yeni bir anayasayı ülkemize kazandırmak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir. Bu yeni anayasayı; ülkemizin huzurunu güçlendirecek. Milletimizin refahını yükseltecek. Hukukun üstünlüğünü, çoğulculuğu, adaleti, hakkaniyeti tahkim edecek. Her bir vatandaşımızın özgürlüklerini garanti altına alacak. Gençlerimizin geleceklerine umutla bakmalarını sağlayacak.
BAŞI AÇIK VEYA BAŞI ÖRTÜLÜ TÜM KIZLARIMIZIN: O gün gelene kadar da boş durmayacağız. Başı açık veya başı örtülü tüm kızlarımızın, hanım kardeşlerimizin eğitim ve çalışma haklarını güvence altına alacak, ayrıca aile kurumumuzu sapkın akımların tehdidinden koruyacak bir anayasa değişikliği teklifi hazırladık. İnşallah önümüzdeki hafta teklifimizi Meclis'e sunarak, aslında tabii bir hak olan bu konunun ülkemizin gündeminden, inşallah tamamen çıkmasını sağlayacağız. Her gayretimiz gibi, bu girişimlerimizin gücünü de ülkemizde tesis ettiğimiz güvenden, huzurdan, özgürlük ve kardeşlik ikliminden alıyoruz.
HER ALANDA DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 DEVLETİ ARASINA ÇIKARTARAK YÜKSELTECEĞİZ: Türkiye yüzyılını, evlatlarının geleceği için yüreği kıpır kıpır çarpan annelerin, babaların hayallerini hayata geçirerek yükselteceğiz. Türkiye yüzyılını, gençlerimizin teknolojiden sanata, spordan çevreye kadar tüm alanlardaki beklentilerini karşılayarak yükselteceğiz. Türkiye yüzyılını, milli ve manevi değerlerimiz temelinde maziden atiye kurduğumuz köprüyü, insani ve ahlaki sütunlarla tahkim ederek yükselteceğiz. Türkiye yüzyılını, ülkemizi siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, diplomatik her alanda dünyanın en büyük 10 devleti arasına çıkartarak yükselteceğiz.
ABDÜLHAMİD HAN'DAN GAZİ MUSTAFA KEMAL'E…: Derdi sadece millet olan, hep doğrunun, hakkın, erdemin peşinde koşmaya gayret etmiş bir dava adamı sıfatıyla sizlerin huzurundayım. Sultan Alparslan'dan Osman Bey’e, Fatih Sultan Mehmet'ten Yavuz Sultan Selim'e, Abdülhamid Han'dan Gazi Mustafa Kemal'e ve bugüne uzanan bir emaneti hakkıyla temsil etme iddiasıyla sizlerin karşısındayım.
KUTUPLAŞTIRMA SİYASETİ YERİNE BÜTÜNLEŞTİRME SİYASETİNİ: Sözümüz, işiten kulaklara, gören gözlere, hakkı konuşan dillere, kapısı açık kalpleredir. Türkiye yüzyılı; kimlik siyaseti yerine birlik siyasetini; kutuplaştırma siyaseti yerine bütünleştirme siyasetini; inkâr siyaseti yerine kucaklama siyasetini; tahakküm siyaseti yerine özgürlük siyasetini; nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini ikame etmenin adıdır. Türkiye yüzyılı hakiki icraatları samimi kabullerle buluşturmanın; insani değerleri ideolojik fanatizmin önüne geçirmenin; hakkı teslim etmeyi bağnazlığa yeğ tutmanın; gerçeklere sırtını dönenlerin yönünü hakikate çevirmenin böylece, hep birlikte daha büyük hedeflere yöneleceğimiz yeni bir başlangıcın adıdır.
DÜNYADA EMSALİ OLMAYAN BİR HİZMETİ, EN KALİTELİ VE ÜCRETSİZ ŞEKİLDE ALMAKTADIR: Sağlık sorunu yaşadığı için hastaneye giden insanımız, teşhisi, tedavisi, ilacıyla dünyada emsali olmayan bir hizmeti, en kaliteli ve ücretsiz şekilde almaktadır. Yaşlı ve engelli gibi dezavantajlı vatandaşlarımıza evde bakım dahil her türlü hizmet sunulmakta, düşük gelirli ailelerimiz kapsamlı yardımlarla desteklenmektedir. Gözü gibi bakıp büyüttüğü evladını askere gönderen anne-babalar, çocuğunun, başını ezdiğimiz terör örgütünün tehdidine maruz kalmayacağını bilmektedir.
DOĞALGAZIN KOLAYLIĞIYLA KARDEŞLERİMİZ HAYATLARINI KONFORLA SÜRDÜRÜYOR: Evini doğalgazın kolaylığı, temizliği ve ekonomikliğiyle ısıtan, mutfağında, banyosunda aynı imkana sahip kardeşlerimiz hayatlarını konforla sürdürmektedir. Barajlarla, göletlerle, sulama tesisleriyle donattığımız topraklarımızın bereketiyle üretimi artan, kazancı çoğalan çiftçimizin refah düzeyi yükselmektedir. TOKİ'den veya müteahhitten aldığı evinde güvenle oturan, sahip olduğu otomobilini keyifle kullanan vatandaşımız için bunlar, standart hayat seviyesi haline gelmiştir.
KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNDE ÇOK ÖNEMLİ MESAFE KAT ETTİK: Bir insanlık suçu olarak gördüğümüz kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda çok önemli mesafe kat ettik. Kadın hakları ile ailenin korunmasını, birbirinin alternatifi değil birbirinin tamamlayıcısı gören bir anlayışla çalışmalarımızı yürütüyoruz.
DEMOKRASİMİZİN UÇ BEYLERİ MUHTARLARIMIZ: Kamu yönetim sisteminin en alt birimi olan muhtarlıklarımıza, valilikler, kaymakamlıklar, belediyeler nezdinde muhataplıklar tesis ettik. Demokrasimizin uç beyleri muhtarlarımızı, asgari ücret düzeyinde gelire kavuşturarak, sosyal güvenlik primlerini karşılayarak, daha pek çok sorunlarını çözerek her alanda güçlendirdik.
20 YILDA ÇİFTÇİLERİMİZE VERDİĞİMİZ DESTEK CARİ DEĞERLE 500 MİLYAR LİRAYA YAKIN BİR RAKAMA TEKABÜL EDİYOR: Tarım ve ormanda; son 20 yılda çiftçilerimize verdiğimiz toplam 216 milyar lira tutarındaki tarımsal destek, cari değerle 500 milyar liraya yakın bir rakama tekabül ediyor. Daha önce 40 milyar lirayı bile bulmayan Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasılamızı, geçtiğimiz yıl itibariyle 407 milyar liraya yükselttik. Satın alma gücü paritesine göre ülkemizi dünyanın en büyük 1l'inci, Avrupa'nın 4'üncü büyük ekonomisi konumuna çıkardık.
YERLİ OTOMOBİLİMİZ TOGG'UN FABRİKASINDA İLK ARACI, YARIN, 29 EKİM'DE BANTTAN İNDİRİYORUZ: Sanayi ve teknolojide; kurduğumuz 152 yeni organize sanayi bölgesi, 29 endüstri bölgesi ve 94 teknoparkla, ülkemizin üretim gücünü artırdık. Milli Uzay Programı’mızı oluşturarak, bir vatandaşımızı önümüzdeki yıl uluslararası uzay istasyonuna gönderme hazırlıklarına başladık. Yerli otomobilimiz TOGG'un fabrikasında ilk aracı, yarın, 29 Ekim'de banttan indiriyoruz.
DOĞALGAZ REZERVİ KEŞFETTİK: Enerjide; toplam kurulu gücümüzü 31 bin 846 megavattan 101 bin 518 megavata yükselttik. Nereden nereye… Karadeniz'de toplam 540 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettik. İnşallah yakında enerjide yeni müjdelerin sevincini milletimizle, sizlerle paylaşacağız. Yerli ve yenilenebilir enerji üretimine yaptığımız yatırımlarla, ülkemizin dışa bağımlılığını merhale merhale azaltıyoruz. İşte Rusya ile yaptığımız görüşmeler neticesinde sayın Putin’in de açıklamalarını duydunuz. O da nedir, İnşallah Rusya’dan doğalgazı Türk Akım olarak Türkiye’den dağıtımını Avrupa’ya yapacağız. Bunlar durup dururken olmadı. İşte gerçek manada diplomasi nedir? Bu diplomasinin işletilmesi ile oldu.
KANAL İSTANBUL PROJESİ, TÜRKİYE YÜZYILIMIZDAKİ SÖZLERİMİZDEN BİRİ OLARAK HEDEFLERİMİZ ARASINDA: Hamdolsun, verdiğimiz sözlerin hemen tamamını gerçekleştirerek milletimizin hizmetine sunmayı başardık. Bu çerçevede Kanal İstanbul Projesi… Muhalefet ne diyor? Kanal İstanbul’a karşı çıkıyor. Ya siz zaten bugüne kadar neye karşı çıkmadınız ki. Her atılan adıma karşı çıktınız. Çünkü dikili bir taşınız yok ya. Biz Kanal İstanbul yapacağız diyoruz, onlar diyor ki olmaz. Ya yapacağız, bak köprünün temelini attık Kanal İstanbul’da. O yürüyor. İnşallah yakında da Kanal İstanbul’un çalışmaları başlayacak. Ve İstanbul Boğazı’nı çevre tehdidinden kurtaracağız Kanal İstanbul ile. Ama bu muhalefetin kafası basmaz. Anlamaz bunlar anlamaz… Siz ne derseniz deyin biz yürüyoruz. Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.
ÜLKEMİZİ, METAVÖRS'TEN BLOKZİNCİR'E KADAR HER ALANDA EN ÜST SEVİYEYE ÇIKARTACAĞIZ: Çağı yakalamaya çalışan ülkeden, çağa yön veren ülkeye giden bir yolculuk içindeyiz. Bunun için, dijital teknolojiler alanında ülkemizi, Metavörs'ten Blokzincir'e kadar her alanda en üst seviyeye çıkartacağız. Dünyanın en yaygın ve etkin e-devlet altyapısını kurmuş, orta ve yüksek teknolojiye dayalı üretimini hızla geliştiren bir ülke olarak, küresel dijital devrim ekonomisinin de öncülüğünü yapacağız.
TÜRKİYE YÜZYILI, İLETİŞİMİN YÜZYILIDIR: Millet ve devlet, devletimizle diğer ülkeler arasındaki iletişimi hızlı, sürekli ve şeffaf hale getirecek düzenlemeleri, sosyal huzurun ve milli güvenliğin teminatı olarak görüyoruz. Vatandaşımızı ve dünyayı, güvenilir kaynaklar aracılığıyla doğru ve zamanında bilgilendirecek altyapıyı güçlendirmeyi, dezenformasyona karşı etkili tedbirler almayı sürdüreceğiz.
TÜRKİYE YÜZYILI, BİLİMİN YÜZYILIDIR: Bilimin ve teknolojinin ilerleyişinin insanlığın geleceğini ne yönde etkileyeceğinin farklı boyutlarıyla tartışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde, insanımızın hayat kalitesini artırmaya yönelik olarak kamuda ve özel sektörde yürütülen bilimsel çalışmaları destekleyerek, bu alanda da söz ve iddia sahibi konuma ulaşmayı planlıyoruz. Uluslararası sıralamaların ilk 500'ünde en az 10 üniversitemizin yer almasını sağlayacak, 2030 yılında 10 milyonu bulacağı öngörülen uluslararası öğrenci sayısından, halen 300 bine yakın olan payımızı 1 milyona çıkartacağız.
TÜRKİYE YÜZYILI, KALKINMANIN YÜZYILIDIR: Tarihimizin en büyük kalkınma atılımını gerçekleştirirken, küresel krizler karşısında. Kendi önceliklerimizi korumayı da başardık. Ülkemizi 81 vilayetiyle kavuşturduğumuz, her alanda çağın ihtiyaçlarına cevap verecek, hatta kimi alanlarda gelişmiş devletlerin önüne geçirecek altyapıyı daha da geliştireceğiz. Küresel krizi fırsata dönüştürerek, ülkemizi asıl hedeflerine ulaştıracak yeni bir ekonomik ve sosyal kalkınma atılımını gerçekleştirmenin eşiğindeyiz. Milli gelirimizi artırdıkça, her kesimden insanımızın bundan hak ettiği payı adil bir şekilde almasını da sağlayacağız.
TÜRKİYE YÜZYILI, BARIŞIN YÜZYILIDIR: Dört bir yanımızda savaşın, çatışmaların ve gerilimlerin arttığı bir dönemde, tüm taraflarla eşit, ahlaki, adil bir ilişki tesis ederek, barış için samimi gayret gösteren tek ülke durumundayız. Milli menfaatler, uluslararası ilkeler ve çok yönlü dengeler üzerinde hem masada hem sahada sergilediğimiz insani ve vicdani duruş giderek daha çok takdir topluyor. Önümüzdeki dönemde, bu yaklaşımımızı daha da genişletip etkinleştirerek insanlığın hizmetine sunmayı sürdüreceğiz.
TÜRKİYE YÜZYILI, DEĞERLERİN YÜZYILIDIR: Tarihin, hepsine de sahip çıktığımız en kadim medeniyetlerinin membaı bu toprakların bugünkü sakinleri olarak, insanlığın ortak değerlerini korumakla da yükümlüyüz. Bizimle birlikte geniş bir coğrafyanın kültürel ve sosyal ahengin güvencesi olan bu kadim değerleri, yeni gerçekler ışığında zenginleştirerek sonraki nesillere aktaracağız.
TÜRKİYE YÜZYILI, HAKLININ YÜZYILIDIR: Hayatımız boyunca güçlünün değil haklının üstün olduğu bir siyasi ve sosyal düzenin inşası için çalıştık, çabaladık. Temel özgürlüklerin eksiksiz kullanılabilmesini temin ederek, haklının güvencesi ve doğrunun tarafı olacak bir demokrasi işleyişini sağlama almak istiyoruz. Bunun için köken ve inanç başta olmak üzere, hiçbir ayrım gözetmeksizin, her bir bireyin hakkını, hukukunu, geleceğini teminat altına alacak düzenlemeleri daha da etkinleştireceğiz.
TÜRKİYE YÜZYILI, ŞEFKATİN YÜZYILIDIR: İnsanlığın vicdanının sükûta büründüğü her durumda ve her yerde, bizim sesimiz aynı gürlükte çıkmaya devam etmiştir. Şefkatin, merhametin, vicdanın rafa kaldırıldığı bir dünyanın herkes için yaşanılmaz hale geleceği inancıyla, bu mücadelemizi küresel düzeyde sürdürüyoruz. Kadim devlet geleneğimizden aldığımız ilhamla, sosyal destekler başta olmak üzere, her alanda vatandaşlarımıza daha kuşatıcı hizmetler sunacağız.
TÜRKİYE YÜZYILI, GENÇLERİN YÜZYILIDIR: İstikbalimizin teminatı gençlerimizi, eğitimden spora her alanda TEKNOFEST ruhuyla en üst düzeyde yetiştirmek, için gereken altyapıyı önemli ölçüde tamamladık. Bu temel üzerinde gençlerimizi, kökü mazide olan ati anlayışıyla, değerlerine bağlı, ne istediğini bilen, geniş ufuklu, azimli, donanımlı, çalışkan bireyler olarak geleceğe hazırlamaya devam edeceğiz.
GERÇEK DEVRİMLER, GERÇEK REFORMLAR: Çizmeye çalıştığım bu resim, Türkiye yüzyılının siluetidir. Milletimiz bu silueti netleştirecek, hayalleri gerçeğe dönüştürecek özgüvene sahiptir. Gerçek devrimler, gerçek reformlar, gerçek dönüşümler, milletin özünden çıkıp gelen enerjinin, hareketin, çabanın neticesi olarak hayat bulur. Ülkemizi yıllarca özgürlüklerden ve zenginliklerden uzak tutanlar güçlerini, milletimizin özgüveninin önünü kapatmış olmalarından alıyordu. Ne zaman ki bu set yıkıldı, işte o zaman Türkiye bambaşka bir görünüme büründü. Menderes'in ilk kazmayı vurduğu, Özal'ın ilk gediği açtığı bu seti kökünden söküp atmak, hamdolsun, bize nasip oldu.
İŞKENCEYE MARUZ KALAN EVLATLARIMIZIN DAVASI, BİZİM DAVAMIZDIR: Mamak ve Diyarbakır zindanlarında işkenceye maruz kalan evlatlarımızın; hülasaten horlanan, hakir görülen, ezilen, dışlanan, haksızlığa maruz bırakılan her insanımızın davası, bizim davamızdır. Bunun için hep daha fazla demokrasi, daha fazla eser ve hizmet, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha fazla fırsat eşitliği için çalıştık.
TÜRKİYE BÖLGESEL VE KÜRESEL BİR CAZİBE MERKEZİ HALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR: Ülkemize gelen herkesi sığınmacı sanan, her gördüğü yabancıya nefretle bakan hastalıklı zihniyetler anlamıyor olsa da Türkiye bölgesel ve küresel bir cazibe merkezi haline dönüşmüştür. Sadece canını kurtarmak isteyen mazlumları misafir etmiyoruz. Yatırımcılardan profesyonel meslek mensuplarına kadar her kesimden insan, ülkemizdeki potansiyeli görüyor ve buraya yöneliyor. Dünyanın her ülkesi, finans ve yetişmiş insan kaynağı durumundaki bu tür insanlara kapılarını sonuna kadar açmaktadır.
GELİN, DEMOKRASİMİZİ, KATILIMCI DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET KİMLİĞİYLE TAÇLANDIRALIM: Biz Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını, aynı zamanda Türkiye'de siyaseti üslubuyla, tarzıyla, işleyişiyle, sonuçlarıyla değiştirecek yeni bir dönemin de miladı haline getirmek istiyoruz. Türkiye Yüzyılı için yapılacak her katkı bizim için çok kıymetlidir. Gelin, 29 Ekim 2023'e kadar Türkiye yüzyılını konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım. Gelin, Türkiye yüzyılında demokrasimizi, katılımcı demokratik bir Cumhuriyet kimliğiyle taçlandıralım. Gelin, Türkiye yüzyılında ülkemizdeki özgürlüklerin çerçevesini, pozitif özgürlük anlayışıyla tekrar çizelim."
"7 AYIMIZ VAR, 7 AY İÇERİSİNDE DURMAK YOK YOLA DEVAM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı" tanıtım toplantısı öncesinde, salon dışında bahçede bulunan partililere de otobüsün üstünden seslendi. Erdoğan şunları söyledi:
"Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Onlara da sorun siz bu ülkede ne yaptınız? 20 yıldır yaptıklarımızla konuşuyoruz. Eğitim de neler yaptık zaten hepsini biliyorsunuz. Sağlıkta neler yaptık zaten biliyorsunuz. Ulaşımda neler yaptık biliyorsunuz. Enerjide nereden nereye geldik biliyorsunuz. Tarım da neler yaptık biliyorsunuz. Biraz sonra bundan sonra da neler yapacağız onları açıklayacağız. Yedi ayımız var. Yedi ay içerisinde durmak yok yola devam. Hanım kardeşlerime inanıyorum, gençlerime inanıyorum, ana kademeye inanıyorum ve bu anlayışla hep beraber her zamanki şu çerçevemizi çizeceğiz: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız, kimse bizi bölemeyecek. Kimse bizim önümüze taş koyamayacak. Yeter ki biz birbirimizi sevelim."
YORUMLAR