Kılıçdaroğlu: Çözemiyorlarsa bıraksınlar biz çözelim
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Yahu Allah aşkına siz koskoca Türkiye’de nasıl olur da bir çadır sorununu çözemezsiniz! Nasıl olur da ‘Çadır sorununu çözdük’ diye ortada geziyorsunuz.Daha önce çağrı yapmıştım aynı çağrıyı tekrar yapıyorum; Türkiye’de çadır üreten, fiyatı ne olursa olsun ‘Evet biz çadır üretiyoruz istediğiniz çadırları size vereceğiz’ diyorsa herhangi bir sanayici, üretici çadırların tamamını satın alıp deprem bölgelerine göndermeye hazırız. Çözemiyorlarsa bıraksınlar biz çözelim” dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, depremin 17’nci gününde CHP’li büyükşehir belediye başkanlarıyla birlikte yeniden deprem bölgesi Hatay’ı ziyaret etti. Hatay Defne’de konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Deprem sonrası üçüncü kez Hatay’a geliyorum. Acılar hala büyük, hepimiz acıları derinden hissediyoruz. Hatay’ın bizim açımızdan, tarihimiz açımızdan büyük bir önemi var. Hatay, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanetidir çünkü ‘Hatay benim şahsi meselemdir’ diyerek hasta yatağından kalkıp Hatay’ı anavatana katmıştır. Dolayısıyla Hatay’ın üstüne titrememiz gerekiyor. Büyük acılar yaşanan kentimiz, en büyük acıların yaşandığı bir kent, bu kentin ayağa kaldırılması gerekiyor. Belediye başkanlarımızla birlikte geldik. Belediye başkanlarımız, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımızla birlikte koordineli çalışıyorlar. Ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar, bütün belediye başkanı arkadaşlarımıza, onların çalışanlarına yürekten teşekkür ederim.
Eczanelerini kurdular, bir hastane yapacaklar, o da kısa süre içinde sahra hastanesi faaliyete geçecek. Çocuklarla ilgili, kadınlarla ilgili güzel çalışmalar var. Depremin etkilerini azaltmak için ellerinden gelen her türlü çabayı gösteriyorlar.
“HATAY GERÇEKTEN DEMOGRAFİK AÇINDAN DA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİR KENTİMİZ”
Hatay’ın demografisini değiştirme yönündeki bütün çabaları dikkate almak zorundayız dolayısıyla Hatay gerçekten demografik açından da dikkat edilmesi gereken bir kentimiz. Bu çerçevede ben ülkeyi yönetenlere seslenmek ve onları uyarmak isterim. Bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini de ifade etmek isterim. Bu bağlamda deprem dolayısıyla Hatay’dan ayrılıp komşu illere veya Türkiye’nin değişik illerine giden bütün Hataylı kardeşlerime; burası sizin yuvanız, buraya umarım kısa süre içerisinde dönersiniz.
“TARİHİ ESERLERİN KORUNMASI İÇİN ELİMİZDEN GELEN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERMEYE HAZIRIZ”
Her kentin bir ruhu, tarihi vardır. Hatay, kadim bir kenttir. Bu kadim kentin kültürüyle beraber, dokusuyla beraber, tarihi eserleriyle beraber korunması, yaşatılması, yıkılan eserlerin yeniden onarılması gerekiyor. Bu konuda da biz CHP olarak elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye hazırız. Eğer bu konuda bir yasal düzenleme yapılmak isteniyorsa bu yasal düzenlemeye parlamentoda her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Kentlerin ruhu vardı dedim, şunun için; kentler binalar değildir, yapılar değildir. O kentlerin kültürleri vardır, tarihleri vardır, tarihi eserleri vardır, bu kültürler bugünden yarına oluşan kültürler değildir yüzyılların süzgecinden geçip günümüze kadar gelen bu kadim kültürlerin korunması son derece önemli ve değerlidir.
“DEPREMİN ÜZERİNDEN 17 GÜN GEÇTİ, 17 GÜNDÜR BİR ÇADIR SORUNU HALA ÇÖZÜLMÜŞ DEĞİL”
Bir başka önemli konu; kırsal…Hep kentlerde durduk, kameralar büyük ölçüde kentlere yöneldi ama kırsalda da vatandaşlarımız var, onların da sorunları var. Depremin üzerinden 17 gün geçti, 17 gündür bir çadır sorunu hala çözülmüş değil. Gittiğim her yerde, arabadan indiğim her yerde önüme çıkan herkes çadır sorunundan söz etti. ‘Bir çadır bulamıyoruz’ diye. Kişiler çadırkentlerde değil evlerine yakın olan mahallelerde, çadırlarda yaşamak istiyorlar çünkü binalar yıkılmadıysa binalarında eşyaları var, bir şekliyle bu sorunu aşmak istiyorlar.
“YAHU ALLAH AŞKINA SİZ KOSKOCA TÜRKİYE’DE NASIL OLUR DA BİR ÇADIR SUNUNU ÇÖZEMEZSİNİZ? ÇÖZEMİYORLARSA BIRAKSINLAR BİZ ÇÖZELİM”
Hatay’dan bu ülkeyi yönetenlere seslenmek istiyorum; Yahu Allah aşkına siz koskoca Türkiye’de nasıl olur da bir çadır sununu çözemezsiniz! Nasıl olur da ‘Çadır sorununu çözdük’ diye ortada geziyorsunuz. Vatandaşı bir dinleyin, vatandaş size ne söylüyor bir bakın bakalım. Daha önce çağrı yapmıştım aynı çağrıyı tekrar yapıyorum; Türkiye’de çadır üreten, fiyatı ne olursa olsun ‘Evet biz çadır üretiyoruz istediğiniz çadırları size vereceğiz’ diyorsa herhangi bir sanayici, üretici çadırların tamamını satın alıp deprem bölgelerine göndermeye hazırız. Çözemiyorlarsa bıraksınlar biz çözelim. Bu sorun hala temel bir sorun olarak önümüzde duruyor. Havalar ısınacak daha farklı sorunlar ortaya çıkacak, iktidarın bu konuda çok daha hızlı davranması lazım ama kentin dokusuna, kültürüne, tarihine dikkat ederek, onları tahrip etmeden yol alması gerekiyor.”
HATAYLI DEPREMZEDE: ÇOCUKLARIMIZ BERBAT DURUMDA
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraşlı depremlerin büyük yıkıma ve can kaybına neden olduğu Hatay’ın Defne ilçesinde, Kılıçdaroğlu Gönüllüleri Merkezi, Büyükçekmece Belediyesi Koordinasyon Merkezi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bölgede kurmuş olduğu kamp alanını ziyaret etti ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kılıçdaroğlu’na, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu eşlik etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Defne’de ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait deprem koordinasyon merkezini ziyaret etti. Yetkililer, Kılıçdaroğlu’na, “Şu anda 95 arkadaşımız var ama ilk 550 kişiyle geldik” bilgisini verdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Bölgelerden gelenler de oldu. 300 kurye geldi, hiç kimseye söylemeden tamamen gönüllü olarak. Yardımları ihtiyaç sahiplerine götürdüler” dedi.
“UYKU UYUMADAN, DİNLENMEDEN İŞE KOYULDUK”
Belediye yetkilisi, Kılıçdaroğlu’na, “Toplamda 12 saatlik bir yolculuk yaptık. Sabah saat 5’te buraya indiğimizde kilometrelerce kuyruk vardı. Hakikaten içler acısı bir durum. Derhal, hiç uyku uyumadan, dinlenmeden işe koyulduk, kime nasıl faydalı olabiliriz diye. Zaten daha önce gelen itfaiye ekiplerimiz, kriz masası niteliğinde ihbarlar almışlar. Bizi oralara yönlendirdiler. O gün bu gündür çalışmalarımız devam ediyor. Arkadaşlarımız sirkülasyon halinde değişiyor, yormuyoruz arkadaşlarımızı. Ankara’dan başka bir ekip geliyor, yenisi ile tazeliyoruz. Sağ olsun Gümrük Müdürlüğü’nden rica ettik, burayı bulabildik. İlk önce alt taraftaki çadırı bulduk, orası özel bir mülkiyetin TIR parkıydı. Biz, buradan ne talep ettiysek çok hızlı bir şekilde TIR çıktı. Kervan yolda düzülür misali bu hale geldik. Çalışmalarımız halen daha devam ediyor” bilgisini verdi.
KILIÇDAROĞLU: TÜRKİYE SİZE ŞÜKRAN DUYUYOR
Mansur Yavaş, “Kahramanmaraş’ta kaçak suların tespiti yapılıyor. Enkaza suyun girmemesi gerekiyor, bu sefer de sudan dolayı acil durumlar oluşuyor” dedi. Kılıçdaroğlu ise “Gerçekten de büyük hizmetler yaptınız. Türkiye size şükran duyuyor. Biz gelsek buraya enkazı kaldırmak ya da bir kaçak suyu önlemek için onu beceremeyiz ama onun uzmanı olan sizlersiniz. Bu konuda ihtisas yaptınız. Deneyim kazandınız. Dolayısıyla hem soruna yaklaşmak hem de sorunu çözmek gibi bir kapasiteniz var. Teşekkür ederiz sizlere” diye konuştu.
“17 GÜN GEÇMİŞ, 17 GÜN SONRA HÂLÂ VATANDAŞ ÇADIR İSTİYOR VE BİZ ONLARIN ÇADIR İHTİYACINI KARŞILAYAMIYORUZ”
Bir başka belediye yetkilisi ise Kılıçdaroğlu’na, “Çok acıklı, çok duygusal sahneler yaşıyoruz. Yardım ulaştırdığımız halkımız da bizi sahadaki çalışmalarımızdan dolayı elinden geldiğince, bir zeytin olur, bir yağ olur, bize bir şey ikram etmeye çalışıyorlar. Bizi çok duygulandırıyor. Elimizde kalan son bir ısıtıcı vardı, küçük bir yavrumuzun çadırına götürdük, geri geldi. ‘Ne oldu yavrum’ dedim; çocuk, ‘Babam elektrikçi, bunun elektriği 2 bin vatmış. Buranın elektriğine zarar verir, kullanmayalım’ diye geri getirdi. Çok yüce gönüllü bir halkımız var. Çok ihtiyaçları var, çok ulaşılamamış yerler var. İstemeye alışık olmayan insanlar var, zor bir süreç” dedi. Başka bir yetkili ise “Özellikle ikinci depremden sonra çadır ihtiyacı doğdu” diye konuştu. Kılıçdaroğlu ise “Çadır sıkıntısı var maalesef. Çadır, Türkiye’nin her tarafında sorun. Söyledik, bir çağrı yaptık, ‘Kimin elinde fazla çadır varsa haber versin, fiyatı da önemli değil, gelip alacağız, göndereceğiz diye. Fakat maalesef yeteri kadar çadır bulamıyoruz. Var olan üretim merkezleri de AFAD’a çalışıyorlar. Çalışsınlar, biz çalışmasınlar demiyoruz. Çalışsınlar ama bir an önce çadırı vatandaşa ulaştıralım. Burada en büyük sorun; normalde bu tür kuruluşların elinde yeteri kadar çadır stoğunun olması lazım. Her an bir deprem olabilir, ilk ulaştırılacak şey çadırdır. İnsanların barınabileceği, kalabileceği bir yer. Stok yeteri kadar olmadığı için böylesi acı bir tablo ile karşılaştık. Halen daha çadır arıyoruz. 21’inci yüzyılın Türkiye’sinde 17 gün geçmiş, 17 gün sonra hâlâ vatandaş çadır istiyor ve biz onların çadır ihtiyacını karşılayamıyoruz. Böyle bir acı tablo ile karşı karşıyayız” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, ayrıca, “Bu ülkenin insanları gerçekten yardımseverdir. Koşturur, birbirine yardım eder. Bizim güzel bir atasözümüz var, ‘komşu komşunun külüne muhtaç’ diye. Aynı duyguyla hepimiz hareket ettiğimiz zaman çözemeyeceğimiz sorun yok” dedi.
DEPREMZEDE: AFAD’IN BİZE YAPTIĞI ZULÜM
Bir depremzede ise Kılıçdaroğlu’na, “15-16 gündür elimizde imkan olmasına rağmen AFAD’ın bize yaptığı zulüm. Elimizde çadır olmasına rağmen biz kendi imkanlarımız ile bir yerlere getirmeye çalıştık. Kendi imkanlarımız ile barakalarımızı kurduk, yerleştik. Elimizde imkan var, çadır da var, bunu halka neden veremiyoruz? Burada koordinasyonda mı sıkıntı var, planlarda mı sıkıntı var? Niye böyle? Dünya kadar yardım toplandı, bu yardımların halka nasıl ulaşacağını, bunun takibini yapabilecek misiniz? Bize ulaşabilecek mi? Evi yıkılan, hasar görenlere bir şekilde nasıl ulaşacak, takibini kim yapacak” diye konuştu. Kılıçdaroğlu da “Bunun takibini yapacağız. Siz vatandaş olarak yapacaksınız, biz de yapacağız. Toplanan paraların nereye harcandığı, hangi yatırımlar için harcandığını bir şekilde takip edeceğiz. Bir yerde yanlışlık olursa kamuoyuna açıklayacağız. Şundan emin olmanızı isterim; Türkiye, bu sorunu çözmek için kilitlenmiş vaziyette. Var sorunlar biliyorum” dedi.
Depremzede ise “Enkazın altında millete daha erken müdahale edilseydi canımız bu kadar yanmayacaktı. Bu kadar ölüm olmayacaktı. Zaten iletişim sıkıntımız vardı, yeni çözülmeye başlandı. Sesimizi daha yakın iletmiş olsaydık bu kadar ölüm olmazdı” diye konuştu.
DEPREMZEDE: BİZ, GEREKEN DESTEĞİ ALAMIYORUZ. DEVLET BURADA GEREKEN ÖNLEMİ ALIYOR MU
Depremzede yurttaş, sesinin geç duyulduğunu belirterek hasarlı evler için hasarsız raporu söyledi. Kılıçdaroğlu ise “Bu işin uzmanları gelecek, oradan gerekirse numune alacak. Evlerin kalınlığına bakacak, binanın yüksekliğine bakacak. Bu işin uzmanları yapacaklar bunu. Zaten büyükşehir belediyesi de bunun takipçisi olacak. Sonuçta bu kentte hiçbir binanın yıkılmasını, enkaz altında bir kişinin kalmasını asla istemeyiz. O nedenle her şeyden ders çıkarmamız gerekiyor” yanıtını verdi. Depremzede ise “Çıkartamıyoruz başkanım. 1999’da aynı şey oldu, şimdi Elazığ geldi. Biz akıllanamıyoruz. Biz, gereken desteği alamıyoruz. Devlet burada gereken önlemi alıyor mu? Sıkıntı devlette mi? Yapı denetimde mi sıkıntı? Burada bir aksaklık oluyor” dedi.
KILIÇDAROĞLU: DEVLET NEFES ALAMAZSA, KURUMLARI HAREKETE GEÇİREMEZSE İŞTE BU TÜR FELAKETLERLE KARŞI KARŞIYA KALIYORUZ
Kılıçdaroğlu, depremzedenin bu sözlerine karşılık, “Bunu da savcılar ortaya çıkaracak. Savcılara çağrı yaptık. Dedik ki ‘Bakın, bu işte kimin ihmali, sorumluluğu varsa gereğini yapın’. Devletin kurumlarını harekete geçirmemiz lazım. Devlet nefes alamazsa, kurumları harekete geçiremezse işte bu tür felaketlerle karşı karşıya kalıyoruz. Devletin nefes alması lazım. Devletin, bütün organlarının, kurumlarının, yasalarla kendisine verilmiş görevleri yapması lazım. Burası deprem bölgesiyse burada yapılacak binaların depreme dayanıklı olması lazım. Bütün bunların araştırılması lazım. Kimin kusuru, hatası varsa bir şekilde ortaya çıkarılması lazım” diye konuştu. Hataylı depremzede ise “Hatay yeniden inşa ediliyor. Hatay’ın kültürel mirasını koruyacak şekilde mi yapı planı çıkarılacak? Hiç olmazsa yapılırken tarihe özenerek, kendi kültürümüze sahip çıkarak yapılmasını sizden arz ederim” diye yanıt verdi:
İTFAİYE ERİ: ŞU ANDA SADECE TEHLİKELİ NOKTALARDA ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİYORUZ. GÖREVİMİZİN BAŞINDAYIZ
ABB İtfaiye Dairesi Başkanlığı çalışanı ise Kılıçdaroğlu’na, “Depremin meydana geldiği günden itibaren bölgeye hızlı bir şekilde intikalimiz gerçekleştirdik. İtfaiye arama-kurtarma ekiplerimizle, aşevimizle, arama-kurtarma köpeklerimizle çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Şu anda bildiğiniz üzere arama-kurtarma faaliyetlerimiz sona erdi. Emir-talimat doğrultusunda şu an enkaz çalışmaları başlatıldı. Biz de en son enkaz çalışması sırasında burada 6.4 şiddetindeki depreme maruz kaldık. Şu anda sadece tehlikeli noktalarda çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Görevimizin başındayız, çalışmaya devam ediyoruz. Allah devletimizi, milletimizi böyle bir şekilde tekrar sınamasın” dedi. Kılıçdaroğlu da itfaiye erlerine teşekkür etti.
DEPREMZEDE: ÇOCUKLARIMIZ BERBAT DURUMDA. ANNEMİZ 95 YAŞINDA. KADIN TİTRİYOR, ÖLÜYOR SOĞUKTAN. ÇADIRIMIZ YOK
Başka bir depremzede yurttaş ise Kılıçdaroğlu’na, “Çocuklarımız berbat durumda. Annemiz 95 yaşında. Kadın titriyor, ölüyor soğuktan. Çadırımız yok. Ne yapacağımız belli değil. Kimse el uzatmıyor bize. Allah razı olsun, buraya geldiler, bir yemeğimiz oldu. Kimse bakmıyor. Yapacak bir şeyimiz yok. Bir siz varsınız. Umutsuzluk olsa şehrimizi bırakırdık, bırakmadık. Şu an yıkık evlerimizin yanında duruyoruz. Biz, şehrimizi terk etmedik, terk etmeyeceğiz. Ama yaşamakta zorlanıyoruz. Söyleyecek söz kalmadı artık” diye dert yandı. Kılıçdaroğlu ise depremzedeye, “Tek isteğim, umutsuzluğa kapılmayın. Sorunu çözmek zorunda kalacaklar zaten” diye yanıt verdi.
Bir başka depremzede yurttaş da Kılıçdaroğlu’na, “Ölümden döndük. 5 çocukla çıktık. Çok şükür, Lütfü Başkan’ım numaramızı aldı. Mehmet vekilim de numaramızı aldı. Bir çadır istiyorum, sadece bir çadır. Başka bir şey istemiyorum. Para istemiyorum, yemek istemiyorum. Bir tane çadır. Eğer benim kardeşlerim yurt dışından iki günde geliyorsa, devletimiz gelemiyorsa yazıklar olsun. Bir çadır istiyorum. 15 gündür biz yıkanmadık. Burayı da bırakıp gidemeyiz. Her şey güzel olacak, eminiz” dedi.
DEPREMZEDE: HERKES HATAY’I KADERİNE BIRAKTI
Su sıkıntısı olduğunu ifade eden başka bir diğer depremzede ise Kılıçdaroğlu’na, “Tek kurtuluşumuz sizsiniz, artık yeter. Bıktık, artık nefes alamıyoruz. Bizi ayakta tutan bir Antalya kaldı, herkes Hatay’ı kaderine bıraktı” diye dert yandı. Bir başka Hataylı depremzede de “Antakya’da depremzede olarak elimizden geleni yapıyoruz. Beş gün Mozaik Hastanesi’nde gece gündüz bütün arkadaşlarımıza yardımcı olduk. Desteklerinizi bekliyoruz. Herkes çok mağdur. Herkes çok çaresiz ve bitkin. Lütfen desteklerinizi ihmal etmeyin. Hepimiz insanız. Dayanışma içerisinde hep birlikte ayağa kalkacağız. Güzel Antakya’mızı tekrar kalkındıracağız” diye dert yandı.
KILIÇDAROĞLU: ÇADIR BULAMIYORUZ. SIKINTI O
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, deprem felaketinin yaşandığı Hatay’ın Defne İlçesinde Kılıçdaroğlu Gönüllüleri Merkezi ve Büyükçekmece Belediyesi Koordinasyon Merkezini bugün ziyaret ederek yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Kılıçdaroğlu’nun ziyaret ettiği ve deprem sonrası ilk günden itibaren bölgede gönüllü bir şekilde çalışan yurttaş şunları söyledi:
“Antalya Toplumsal Afet Derneği, ODTÜ’lü öğrenciler ve ODTÜ İzci Kulübü ile beraber faaliyet yürütüyoruz. Buradaki sistemimiz; gelen bilgiler teyit ediliyor, teyit edilen bilgiler doğrultusunda barkod sistemiyle hızlıca kolilere götürüyoruz. Ortalama günde 200 aileye yardım ediyoruz. Köylere bakıyoruz. Samandağ’da bir aş evimiz, bir fırınımız, İskenderun’da bir ana depomuz daha var. Bütün bölgede toplam 14 tane dağıtım depomuz var. Elektrik problemimiz var. Tek problemimiz o kaldı. İlk günden beri alandayız. 8 şehirde toplamda 600’e yakın gönüllü arkadaşla beraber bütün köylere girmiş durumdayız.”
GÖNÜLLÜ: “ÇADIRKENTE GİTMEK İSTEMİYOR İNSANLAR. ÇADIRKENTLERE YÖNLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ İNSANLAR”
Kılıçdaroğlu’nun; “Talep daha çok ne” sorusuna gönüllü yurttaş; “Talep şu an çadır meselesi var. Biz Hatay’da merkezde tek bir çadır dağıtılmasını doğru bulmuyoruz geçen depremdeki en büyük problemimiz evlerin altına kurulan çadırlardan çıktı. Çadırkente gitmek istemiyor insanlar. Çadırkentlere yönlendirmeye çalışıyoruz insanları” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, gönüllülere teşekkür etti.
Kılıçdaroğlu’nun ziyareti sırasında bir ODTÜ’lü öğrenci, “Kemal Bey bir maruzatım var. Turuncu yakalı arkadaşlarım var onlar hepsi buranın vatandaşı. Onlar canla başla çalıştılar. Onlara sözüm var, siz buraya geleceksiniz ve ben sizi Kemal Bey ile tanıştıracağım dedim” diye konuştu. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, gençlerle tanıştı, sohbet etti. Kılıçdaroğlu’nun “En çok neye ihtiyaç duydunuz” sorusuna gençler, “Su ve gıda” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, gençlere “Ailelerinize çok selam söyleyin, saygılarımı söyleyin, geçmiş olsun dileklerimi iletin” dedi.
“ÇADIR BULAMIYORUZ. SIKINTI O. TÜRKİYE’DE ÇADIR ÜRETİMİ ARZU ETTİĞİMİZ MİKTARDA DEĞİL O NEDENLE BÜYÜK SIKINTI VAR”
Kılıçdaroğlu ile sohbet eden bir yurttaş; “Çadır ihtiyacı karşılanmadı. İnsanların çadırkentlere gitmesi biraz sıkıntılı az derece hasar gören binalardaki insanları çadırkente gönderemiyoruz. Evini, barkını, hayvanını bırakıp çadıra gitmez. Kendi bahçesinde bir çadır kurma talebi çok, bu taleplerin karşılanmasını istiyoruz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, yurttaşa; “Onu söyledik. Hem büyükşehir belediye başkanlarımız hem diğer belediye başkanlarımız çadır ihtiyacını karşılamak için ellerinde geleni yapıyorlar. Fakat şöyle bir sorunumuz var, çadır bulamıyoruz. Sıkıntı o. Türkiye’de çadır üretimi arzu ettiğimiz miktarda değil o nedenle büyük sıkıntı var. Hatta şu çağrıyı yaptık; ‘Kimin elinde ne çadır varsa, fiyatına bakmayacağız ve geleceğiz bütün çadırları alacağız, vatandaşın ihtiyacı var, bu çadırları vereceğiz’ diye ama yeteri kadar bulamıyorlar. Belediye başkanlarımız bazen ulaşıyorlar, alıyorlar ve onu sizlere aktarmaya çalışıyorlar. Bilmenizi isteriz. Tekrar geçmiş olsun” dedi.
Kılıçdaroğlu’na çalışmalar hakkında bilgi veren Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Bunların taşlarını falan, toplatmıyoruz. Hasta ürünü restore edebilmek için tabi hem Kültür Bakanlığı hem biz hem sivil toplum kuruluşlarından, Avrupa’dan, dünyadan bütün bu tarihi eserleri ayağa kaldırmak lazım. Şehri yeni yapmak kadar en az bu da önemli çünkü şehrin kimliğini bunlar daha çok belirliyor” diye konuştu.
Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Rıza Evren Kılcı bölgedeki çalışmalara ilişkin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na bilgi verdi ve şunları söyledi:
“Yemek dağıtım yerimiz efendim. İstanbul’dan hazırlayarak buraya geldik. Gönüllü aşçılarımız var. Burada sayıya göre 2 bin, 3 bin vatandaşımıza, her türlü talebi karşılayabilecek, her türlü sıhhi koşullarda yemeklerimizi yapabilecek şekillerde örgütlendi arkadaşlarımız. Gecesini gündüzüne katarak da çalışıyorlar. Burada dediğimiz gibi ilk geldiğimiz zamanlarda ne yazık ki burada hiçbir şeyimiz yoktu. Belediye Başkan’ımız, Hasan Başkan’ımız bize emri verdiler biz de hiç düşünmeden buraya arkadaşlarımızla, 120 kişi ekiple geldik.
“ÇOCUK EĞİTİM ALANI, OYUN ALANI MASAL ODALARI OLABİLECEK BİR YER YAPALIM DİYE BİR PROJEMİZ VAR”
Arama kurtarma ekibi 14 can çıkardı. İki noktada yemek üretim ve dağıtım noktamız var. Buraya bir lojistik merkezimizi kurduk. Almanya’dan çocukların mesajlarıyla burada dağıtım için çocuklar diyor ki, ‘Lütfen arkadaşlarıma ulaştırın’ diyor. Oyuncaklar geliyor, o notlarla birlikte paylaştırılıyor. Yardım tırlarımız geliyor onları dağıtıyoruz. İş makinelerimizin sevkini yaptık. Bir de konteyner kent kurmak için yetkililerimizle, başkanımızla birlikte burada bir yer bakıyoruz. Bir de konteyner kent yapmak için burada çalışmamızı yapacağız. Bir de köy projemiz var. Merası içerisinde olan bir köy projesi yapalım denildi. Bir de annelerin çocukla vakit geçirebileceği, çocuk eğitim alanı, oyun alanı masal odaları olabilecek bir yer yapalım diye bir projemiz var.
“BURADA KAMYONETLERİMİZ VAR, NEREDE İMKÂN NEREDE SES GELİYORSA ORAYA GİDİP, YETİŞTİRİP KENDİLERİNE TESLİM EDİYORUZ”
Arkadaşlar gece gündüz demeden, motivasyonumuz tamdır burada, her türlü hijyen koşulları altında arkada bir tuvalet ve banyo imkânı sağladık. Burada dediğimiz gibi hijyen koşulları altında yemeklerimizi burada sunuyoruz. Burada kamyonetlerimiz var, nerede imkân nerede ses geliyorsa oraya gidip, yetiştirip kendilerine teslim ediyoruz. Allah bir daha böyle bir acıyı göstermesin. O kadar çok bize yardım yapmak isteyen, o kadar gönüllü insanlarımız var ki, hakikaten öyle, konteyneri tuvalet ve banyo haline getirdik. Buradan hizmet etmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz.”
Kılıçdaroğlu, “Başkan’ım bu evlerimiz ne olacak bizim” diye soran bir yurttaşa; “Çözülecek” diye yanıt verdi. (ANKA)
YORUMLAR