Kılıçdaroğlu, Kuşadası'nda 16 projeye start verdi
Aydın Büyükşehir Belediyesi ile Kuşadası Belediyesi tarafından yürütülen 16 projenin ilçedeki bir otelde düzenlenen açılış ve temel atma törenine katılan Kılıçdaroğlu, kent estetiğine katkı verilmesi gerektiğini ifade etti.
04 Haziran 2021 - 10:47
Kentlerin dokusu, kültürü ve tarihi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Kente baktığınızda farklı bir tabloya bakıyormuşsunuz hissi uyandırması lazım. Kentin kimliğini korurken aynı zamanda güzel bir kenti çocuklarımıza, torunlarımıza emanet ediyoruz demektir." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, daha sonra aynı otelde turizm temsilcileriyle bir araya geldi.
Türkiye'nin, Anadolu'nun uygarlık zengini ülke olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Etiler döneminde yapılan bir barajı, Çorum'a miting için gittiğinde duyduğunu ve inanamadığını dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Turist gelmiyor diyorlar. Demek ki bizim demokrasi anlayışımızda bir tuhaflık var. Dünyanın öngördüğü demokrasi kültürünü kendi ülkenize getirmelisiniz. Binali Yıldırım ve Ahmet Davutoğlu, başbakanlık yaptıkları dönemde beni ziyarete geldiklerinde şunu söylediler. 'AB'nin fasıl açmasını bekliyoruz'. Niye fasıl açılmasını bekliyoruz. İster açsınlar ister açmasınlar. Demokrasinin bütün kuralları neyse kendi ülkemize getirelim. Dönüp Almanya'ya da Fransa'ya da Hollanda'ya da Belçika'ya da söyleyelim. Kardeşim sizin ülkenizde demokrasinin hangi kuralları varsa hepsi bizim ülkemizde var. Sizin fasıl açmanıza ihtiyacımız bile yok ama bu da olmadı. Bunun yanında güvenlik. Demokrasinin olduğu yerde kişi kendini daha da güvende hisseder."
Kılıçdaroğlu, barışçıl bir dış politika izlenmesi gerektiğini aktararak, turizmcilerin salgın döneminde fatura ödediğini ve ödemeye de devam ettiğini ileri sürdü.
Millet İttifakı'nda çok farklı siyasi görüşler olarak bir araya geldiklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Biz kendi ülkemize, bu güzel ülkeye demokrasi getireceğiz. Herkes inancını özgürce yaşayacak. Kimliğinden ötürü hiç kimse suçlanmayacak. Herkesin yaşam tarzına saygı duyulacak. Hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmeyecek. Bunu yaptığımız zaman göreceksiniz ülkeye turist de gelir, kalıcı da olur. Sadece kıyılara gelip tatil yapma dönemi değil, 12 ayın 12 ayında da turistler gelmeli, gezmeli. Türkiye'yi tanımalı, kültürümüzü görmeli. Hoşgörüyü görmeli, Anadolu hoşgörüsünü görmeli. Bütün bunları yapma imkanımız var." dedi.
Salgın döneminin kendine özgü koşulları olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, aşı konusunun halledilemediğini savundu.
Şubat sonunda 50 milyon doz aşı gelmesi gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sağlık Bakanı'nın yapılan sözleşmeden haberi bile yok. Normal çünkü sözleşmeyi yapan Devlet Malzeme Ofisi. Devlet Malzeme Ofisinin aşı ile ne işi var. Aşı bir malzeme mi? Doğrudan firma ile yapmıyorsunuz ve araya bir aracı koyuyorsunuz. Israr ettik aracı koymanıza gerek yok. Doğrudan doğruya size gelsin. Anlaşmayı yapın doğrudan size gelsin. İlla bir aracı olacak. Niye bir aracı olacak? Hala aşı konusunda ciddi sorunlarımız var. Sözleşmeyi de biz kendi olanaklarımızla bulup kamuoyuna deklare ettik. Böyle bir tablo olur mu? Aşı var parasını verirsiniz sözleşmesini yaparsınız. 50 milyon doz demek, 25 milyon kişinin aşılı olması demektir. Şubat sonunda bunun olması lazımdı ama aşılabilir. Bu süreç içerisinde biraz zor aşılacak, öyle görünüyor. Bütün sorunlar çözülebilir, çözeceğiz kararlıyız. Sizler de artık Türkiye'nin sağlıklı yönetilmediğini görüyorsunuz."
Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, daha sonra aynı otelde turizm temsilcileriyle bir araya geldi.
Türkiye'nin, Anadolu'nun uygarlık zengini ülke olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Etiler döneminde yapılan bir barajı, Çorum'a miting için gittiğinde duyduğunu ve inanamadığını dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Turist gelmiyor diyorlar. Demek ki bizim demokrasi anlayışımızda bir tuhaflık var. Dünyanın öngördüğü demokrasi kültürünü kendi ülkenize getirmelisiniz. Binali Yıldırım ve Ahmet Davutoğlu, başbakanlık yaptıkları dönemde beni ziyarete geldiklerinde şunu söylediler. 'AB'nin fasıl açmasını bekliyoruz'. Niye fasıl açılmasını bekliyoruz. İster açsınlar ister açmasınlar. Demokrasinin bütün kuralları neyse kendi ülkemize getirelim. Dönüp Almanya'ya da Fransa'ya da Hollanda'ya da Belçika'ya da söyleyelim. Kardeşim sizin ülkenizde demokrasinin hangi kuralları varsa hepsi bizim ülkemizde var. Sizin fasıl açmanıza ihtiyacımız bile yok ama bu da olmadı. Bunun yanında güvenlik. Demokrasinin olduğu yerde kişi kendini daha da güvende hisseder."
Kılıçdaroğlu, barışçıl bir dış politika izlenmesi gerektiğini aktararak, turizmcilerin salgın döneminde fatura ödediğini ve ödemeye de devam ettiğini ileri sürdü.
Millet İttifakı'nda çok farklı siyasi görüşler olarak bir araya geldiklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Biz kendi ülkemize, bu güzel ülkeye demokrasi getireceğiz. Herkes inancını özgürce yaşayacak. Kimliğinden ötürü hiç kimse suçlanmayacak. Herkesin yaşam tarzına saygı duyulacak. Hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmeyecek. Bunu yaptığımız zaman göreceksiniz ülkeye turist de gelir, kalıcı da olur. Sadece kıyılara gelip tatil yapma dönemi değil, 12 ayın 12 ayında da turistler gelmeli, gezmeli. Türkiye'yi tanımalı, kültürümüzü görmeli. Hoşgörüyü görmeli, Anadolu hoşgörüsünü görmeli. Bütün bunları yapma imkanımız var." dedi.
Salgın döneminin kendine özgü koşulları olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, aşı konusunun halledilemediğini savundu.
Şubat sonunda 50 milyon doz aşı gelmesi gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sağlık Bakanı'nın yapılan sözleşmeden haberi bile yok. Normal çünkü sözleşmeyi yapan Devlet Malzeme Ofisi. Devlet Malzeme Ofisinin aşı ile ne işi var. Aşı bir malzeme mi? Doğrudan firma ile yapmıyorsunuz ve araya bir aracı koyuyorsunuz. Israr ettik aracı koymanıza gerek yok. Doğrudan doğruya size gelsin. Anlaşmayı yapın doğrudan size gelsin. İlla bir aracı olacak. Niye bir aracı olacak? Hala aşı konusunda ciddi sorunlarımız var. Sözleşmeyi de biz kendi olanaklarımızla bulup kamuoyuna deklare ettik. Böyle bir tablo olur mu? Aşı var parasını verirsiniz sözleşmesini yaparsınız. 50 milyon doz demek, 25 milyon kişinin aşılı olması demektir. Şubat sonunda bunun olması lazımdı ama aşılabilir. Bu süreç içerisinde biraz zor aşılacak, öyle görünüyor. Bütün sorunlar çözülebilir, çözeceğiz kararlıyız. Sizler de artık Türkiye'nin sağlıklı yönetilmediğini görüyorsunuz."
Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.
YORUMLAR