Tarih demek Sultanhisar demek…

Yaşar Eyice yazdı...

Tarih demek Sultanhisar demek…
13 Ağustos 2020 - 11:23

Bugün, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, yüzde 52.60 oy ile Aydın’ın Sultanhisar Belediye Başkanı seçilen Osman Yıldırımkaya’yı ve bu güzel kentimizi ve çevresini tanıtmaya çalışacağım.

Osman Yıldırımkaya’nın ünlü bir sözü var, dudaklarından düşmeyen;

‘Önce iş… Önce ahlak… Önce insan!’ diyor…

Bu arada başka kentlerde rastlamadığımız bir özelliği daha var Sultanhisar Belediye Başkanı’nın…

‘Başkan nerede?’ sorusunu kendi soruyor sıradan bir vatandaş gibi ve yanıtını yine kendi veriyor…

Tabii ki bunu internet aracılığı ile tüm halka duyuruyor.

Bunun nedeni de şu:

Hepimiz biliyoruz, yaşıyoruz;

Ülkemizde birçok yöneticiye ulaşmak oldukça zor…

Önünüze çeşitli engeller çıkar ve sonunda özel kalem ya da sekreter, ‘Toplantıda’ deyip sizi aklı sıra atlatır..

Hiç kimse, halkın değişiyle ‘Bunları yemez’ yani ‘inanmaz’ ama mecburiyetten, başını eğer ve kaderine, gelişmelere sesini çıkaramaz…

Yalnızların yalnızı olur…

İşte bunu iyi bilen, zamanında bizler gibi çok yaşayan Sultanhisar Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya da, seçilir seçilmez ‘Başkan nerede?’ sistemini oturtmaya çalışıyor.

Yani sadece makamda değil, sokakta, çarşıda, toplantıda sıradan vatandaşlarla bile yan yana gelip dertlerini, isteklerini dinleyip, hizmeti ayağa götürmeye çalışıyor.

 

*-  Müdürlük yaparken…

 

Sultanhisar Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya, 30 Eylül 1960 tarihinde Isparta'da doğdu, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrenimini de Isparta' da tamamladı.

Evli ve bir çocuk babası olan Yıldırımkaya, 1980 - 99 yılları arası Jantsa A.Ş. Personel Müdürlüğü, 1994 - 2001 yılları arası aynı şirkette yönetim kurulu üyeliği yaptı.

Aktif siyaset yaşamına ise1991 yılında başladı.

1999 - 2009 yılları arası 2 dönem Atça Belediye Başkanlığı yaptı.

Şimdi ise iki dönem belediye başkanlığını yaptığı Atça, Belediye Başkanlığını sürdürdüğü Sultanhisar’ın önemli bir mahallesi oldu.

Bu arada ben size bir de heykeli de olan Atçalı Kel Mehmet’i Başkanın ağzından anlatayım:

 

*- Atçalı Kel Mehmet Efe

 

1829'da Kuyucak'ta başlayan Kel Memet'in önderliğindeki Aydın ayaklanması bir halk ihtilali özelliklerini taşır görünmektedir.

Osmanlı İmparatorluğu'nun girdiği savaşların vergi yükünden bunalan halka bu vergiyi kaldırdığını ilan etmiş, mültezimlerin, voyvodaların ve zabitlerin halktan keyfi olarak topladıkları vergileri kaldırmıştır.

Bunlarla da yetinmeyerek, ' vali-i vilayet, hademe-i devlet, Atçalı Kel Memet ' şeklinde imzaladığı fermanlarda hükümetten serbest ticaret ve tarımın korunmasını, kanunların değiştirilmesini, daha eşit kanunlar yapılmasını ve askerliğin yeni esaslara bağlanmasını istemiştir.

 

*-  Fikir adamı gibiydi

 

Aydınlıların yanı sıra, Kütahya, Manisa, Burdur ve Denizli 'nin bazı kazaları, onun ileri sürdüğü fikirleri sevinçle karşılamış, ona kapılarını açmış ve kendilerine efendi yapmışlardır.

İlk ayaklanmasında Aydın mütesellimi ve yanındaki adamlarıyla girdiği çatışmalar hariç, diğer kasabalarının hiç birisinde ona karşı silah atılmamıştır.

Aksine, adamlarıyla birlikte bu kasabalara birer kurtarıcı gibi girmiştir. İdaresi altında bulunan yerlerde halkının malına, canına ve ırzına saygı gösterdi.

Seyahat hürriyetine engel olmamıştır.

Zulmü ve adaletsizliği ortadan kaldırmak, yeni bir düzen kurmak için çalışmıştır.

Savunduğu fikirlerin II. Mahmut 'un reformları ve sonrasındaki Tanzimat ilanı ile paralellikler arzettiği ileri sürülebilir.

 

*- Zamana dikkat!

 

Öte yandan, Aydın İhtilali döneminin, Osmanlı İmparatorluğu'nun pek çok bölgesinde bir önder etrafında toplanarak yerel idareleşmeye (veya derebeylik kurmaya) yönelen hareketlerle eşzamanlı olduğu unutulmamalıdır.

Boyut ve tarzları farklılıklar göstermekle birlikte, Manisa'da Karaosmanoğulları, Çukurova 'da Ramazanoğulları, Yanya 'da Tepedenli Ali Paşa, Tuna boyunda Pazvantoğlu, hatta Mısır 'da Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanları aynı dönemin hadiseleridir.

Osmanlı Devleti, uğradığı kayıplara rağmen, bunların hepsini aşmıştır.

Şimdi kaldığımız yerden yine devam edelim:

 

*- Sultanhisar’da ikinci dönemi

 

Osman Yıldırımkaya, yaklaşık 35 yıllık çalışma hayatında konut kooperatiflerinde ve Atça Spor Kulübü'nde başkanlık da yaptı.

Akçay Sağ Sahil Sulama Birliği'nde encümen üyeliği ve 3 yıl başkanlık da yapan Osman Yıldırımkaya; aktif siyaset hayatına Cumhuriyet Halk Partisi'nde devam ederek 30 Mart 2014 Mahalli İdareler Genel seçimlerinde Sultanhisar Belediye Başkanlığı'nı kazanmıştır ve halen bu görevi sürdürmektedir.

Yani Sultanhisar’da da ikinci dönemidir.

 

*- Ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınma

 

Bir üst yönetici olarak,  5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 20. maddesi gereğince, Belediye meclisinin aldığı kararlara uygun olarak çalışmalarını yürüten, yasalarla verilen birçok hizmeti yaparken; meclisin ve Encümenin aldığı kararları da uygulayan Sultanhisar Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya şöyle konuşuyor:

‘Sultanhisar’ımızın ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda kalkınması, ulusal ve uluslararası platformda tanıtımının yapılması,vatandaşlarımızın sağlıklı ve huzurlu bir ortamda yaşayabilmeleri için ihtiyaçları olan her türlü kolaylığın sağlanması, çevre temizliği, tertip ve düzeninin korunması Belediyemizin en önemli ilkeleridir.

Bu saydıklarımız, ilkeden de öte, aslında her belediyenin yerine getirmek zorunda oldukları görevlerdendir.

Belediye olarak vatandaşlarımızdan olan alacaklarımızı tahsil edememek en büyük sıkıntımız olmuştur.

Ancak 2014 yılında çıkarılan 6552 sayılı kanun, 2016 yılında çıkarılan

6736 sayılı kanun, 2017 yılında çıkarılan 7020 sayılı kanun ve son olarak 2018 yılında çıkarılan 7143 sayılı kanun ile vatandaşların belediyemize olan vergi, resim, harç vb. borçları yapılandırılarak hem vatandaşlara ödeme kolaylığı sağlanmış hem de belediyemiz tahsilâtı hızlanmıştır.

 

*- Kolaylık sağlandı

 

Son çıkarılan 7143 ayılı kanun ile kira alacaklarımız da yapılandırma kapsamına alınmış olup, kiracılarımızın kira borçlarını ödemesi konusunda kolaylık getirilmiş ve belediyemizin de kira tahsilatlarında bir miktar artış olmuştur.

Ancak anılan bu kanunlar ile mükelleflerimiz borçlarını yapılandırmalarına rağmen ödeme konusunda aynı hassasiyeti

göstermemişlerdir.

2019 yılı Mayıs ayından itibaren, belediyemizin alacaklarının takibi

hususunda etkin çalışmalar yapılarak, vadesi geçmiş olan alacaklarımızın önemli bir kısmının tahsilatı yapılmıştır.

Yine de mükelleflerimizden tahsil etmemiz gereken alacak miktarımızın

da azımsanmayacak düzeyde olduğunu belirtmek isterim.

Bu alacaklarımızın tahsil edilmesi için mevzuatın idaremize vermiş olduğu yetkiler çerçevesinde çalışmalarımız devam edecektir.

Bütün belediye personelimiz ile birlikte mevzuat hükümleri çerçevesinde görevimiz olan iş ve işlemleri titizlik içerisinde yapacağımızı belirtiyorum.’

 

*- Yaşam kalitesini arttırma

 

Sultanhisar Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya, ‘Misyonumuz; belediye bilinci ve sorumluluğumuz gereği, şehrimizin yaşam kalitesini artırma, hemşerilerimizin daha çağdaş daha modern ve daha kentleşmiş bir ortamda uygar biçimde yaşamaları, tarihi ve kültürel değerleri koruyarak, çocuklarımıza daha güzel bir Sultanhisar bırakmak, tabiat harikası güzel Sultanhisar'ımızı tanıtmak, kimliğini pekiştirme ve İlçemizin layık olduğu yerlere gelmesine katkı sağlama adına; yerel hizmetleri adaletli, dürüst, şeffaf, kaliteli, gelişime açık, verimli ve etkili bir yönetim

anlayışı ile sunmaktır.’ Diyerek, sözlerini şöyle sürdürüyor:

‘Vizyonumuz ise; güzel ilçemize sahip çıkarak, yaşantımızın her anında iç içe veya karşı karşıya bulunduğumuz sorunları çözen, rahat ve huzurlu bir ortam sağlayan kısaca; yaşam kalitesi yüksek, sürdürülebilir bir çağdaş kent yapan öncü ve önder belediye meydana getirmektir.’

 

*- Yasa ne diyor?

 

Bilindiği gibi; Aydın Büyükşehir’in ilçe belediyesi olarak Sultanhisar Belediyemizin görev, yetki ve sorumlukları,5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesi ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesi hükümleri çerçevesinde belirlenmiştir. Bu kapsamda belediyemizin görev, yetki ve sorumlukları aşağıdaki gibi sıralanıyor’ diyen Osman Başkan sözlerini şöyle sürdürdü:

‘İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent ilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor, orta ve yükseköğrenim öğrenci yurtları; sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler.’

 

*- Portakal’dan Çilek Festivali’ne…

 

Pandomi nedeniyle bu yılı bırakıp, önceki yıllara dönelim…

Örneğin; Sultanhisar ilçesinde, 49'uncu Uluslararası Sultanhisar-Atça, Nysa Çilek Tarım Kültür ve Sanat Festivaline..

Bu yıl 51’ncisi düzenlenecekti, olağanüstü şartlar nedeniyle yapılamadı.

Sultanhisar ilçesinde, 49'uncu Uluslararası Sultanhisar-Atça, Nysa Çilek Tarım Kültür ve Sanat Festivalinin açılış konuşmasını yapan CHP'li Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya şöyle demişti:

‘Uluslararası Sultanhisar-Atça, Nysa Çilek Tarım Kültür ve Sanat Festivali'ne hoş geldiniz.

Uluslararası olması nedeniyle festivalimize yurt dışından katılan Ukrayna, Gürcistan, Bosna-Hersek, Bulgaristan halkoyunları ekiplerimiz ile yurt içinden katılım sağlayan tüm halkoyunları ekiplerimize de hoş geldiniz diyorum.

İlçemizde 1940 yılında portakal panayırı olarak başlayıp, sonraları portakal bayramı olarak düzenlenen etkinliğimiz, ilerleyen yıllarda daha da büyüyüp gelişen bir festival olarak 2014 yılına kadar Nysa Kültür ve Sanat Festivali adı altında süre gelmiştir.

Malumunuzdur ki; daha önce Sultanhisar'la birlikte Atça'da da ayrı ayrı düzenlenen festivalimiz, idari birleşmeden sonra Uluslararası Sultanhisar-Atça, Nysa Çilek Tarım Kültür ve Sanat Festivali adını almış ve 2014 yılından itibaren tek festival olarak düzenlenmeye başlanmıştır. Etkinlikler, kentsel büyüklüğü göz önünde tutularak ilçe merkezimizle birlikte Atça'da da gerçekleştirilmektedir.

Değerli ses sanatçıları ile yerli ve yabancı folklor ekiplerinin gösterileri halkımızın seyir zevkine hitap etmektedir.

Görsel şölenin yanı sıra düzenlenen panayırlar, kültürel faaliyetler, zarafet güzeli, çilek güzeli ve diğer sosyal etkinliklerle de festivalimiz dolu dolu yaşanmaktadır. Festivalimiz; her zaman olduğu gibi kardeşlik ve dostluk bağlarını pekiştirmek, kültürel ve dostane paylaşımlarla bölgemizin kültür, sanat, tarım ve turizm alanlarında gelişimini sağlamaya yöneliktir. Dolayısıyla festivalimiz kent ve ülke tanıtımımıza katkı sağlamak, büyük emeklerle yetiştirilen yerli ürünlerimizin hak ettiği şekilde değerlendirilebilmesi amacını gütmektedir.’

Bu anlatım bana Manisa’nın Akhisar ilçesini anımsattı.

Orada da, yani Akhisar’da da yıllarca ‘tütün festivalleri’ yapılıyordu, ne zamanki Amerikalıların isteği üzerine bu stratejik ürünümüz yok oldu, vizyon sahibi yöneticiler bu kez zeytinciliğe döndüler ve ülkemizin yüzde 80 sofralık zeytin üretimini gerçekleştirmiş oldular

Şimdi de size Sultanhisar’daki çilek üretimini anlatayım, aynen İzmir’in Menemen ilçesine bağlı Emiralem’de olduğu gibi…

 

*- Sultanhisar Çilek Üretimi

 

Osman Başkan bakın Çilek’i nasıl anlatıyor:

‘Son yıllarda iç ve dış piyasada ilgi görmeye başlayan çilek, arz ve talep neticesinde üretim alanları çoğalarak çeşit zenginliği ve süreklilik açsından, alternatif bir ürün olarak üretim miktarını arttırmaktadır.

Türkiye’de çilek üretim ve ihracatı giderek hızla yükselmesine rağmen dünya pazarında daha fazla yer alması mümkündür.

Türkiye değişik iklim ve toprak karakterleri yönünden çilek yetiştiriciliği önemli bir potansiyele sahiptir.

Sultanhisar İlçemizde 2010 yılında 24,000 ton çilek üretimi gerçekleştirilmişken, son yıllarda 35,000 ton civarında çilek üretimi yapılmaktadır.

Yaklaşık 8 bin Dk arazide Yüksek Tüneller içinde çilek üretimi yapılmaktadır..

Sultanhisar çileği üretim miktarı ve yetiştirilen çileğin kalitesi ile Türkiye çilek yetiştiriciliğindeki ikinci sıradaki yerini haklı olarak koruyacaktır. 

Sultanhisar çileği, hasattan sofraya kadar geçen zaman süresinde, tazeliğini ve raf ömrünü muhafaza etmesi ile kendini kanıtlamış ve üretim kalitesi bakımından da ilk sırada yer almaktadır. 

Sultanhisar çileği aydın ilimizin en önemli ihraç ürünleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. İlçemizde üretilen çileğin ihracattaki payı %60 civarındadır.

Sultanhisar çileği başta Rusya olmak üzere Romanya, Ukrayna, Sırbistan ihraç edilirken, bu sene yeni bir Pazar olarak, Orta doğu ve İran’a ihracat başlamıştır. 

Bol miktarda A, B ve C vitaminleri ile kalsiyum, demir ve fosfor gibi mineral maddeler içeren çilek, kansere karşı da önemli bir kalkan.

Uzmanlara göre çilek; kansere karşı koruyucu ve ilerlemesini önleyici özellikler taşıyor. Bağışıklığı güçlendiren ve besin değeri yüksek olan çilek; çocuk felci, ağız ve deri yaralarını oluşturan bazı virüsler için öldürücü etkiye de sahip.

Çileğin diğer faydaları şöyle sıralanabilir: Ciltteki sivilce ve aknelere iyi gelir. İdrar söktürücü, romatizma ve gut hastalığı ağrılarını azaltıcı etkisi var. Sinirleri kuvvetlendirip, bağırsak kurtlarını döker ve ateş düşürür. Ancak çok güçlü bir besin olduğu için bazen alerjiye neden olabilir.

 

*- Dünya’nın en önemli tören yeri; Nysa Antik Kenti..

 

Şimdi da Sultanhisar ilçesini anlatmasını Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya’dan öğrenelim:

‘Aydın İl Merkezi'nin doğusunda, Aydın / Denizli karayolu üzerinde, Aydın'a 30 km. uzaktadır.

İlçe doğusunda Nazilli, batısında Köşk, güneyinde Yenipazar ve kuzeyinde Ödemiş ile çevrilidir.

Sultanhisar Antik dönemdeki Pelasg toprakları üzerinde kurulmuştur. Dünyanın önemli tören yerlerinden biri olan Nysa Antik Kenti, kent merkezine 3km. uzaklıkta olup, Sultanhisar Belediyesi'nin mücavir alanı içindedir. Kent içinden geçilerek Nysa Antik Kenti'nin tarihi M.Ö.3. yüzyıla uzanmaktadır.

Türkmenlerin (Horasanilerin) bu bölgeye gelişi 1200 yıllarına varmaktadır.

Yöre 1270 - 1307 yılları arasında Menteşoğulları Beyliği'ne katılmıştır. Sultanhisar 1307 - 1390 yıllarında Aydınoğlu Beyliği, 1390 - 1922 yılları arasında Osmanlı Devleti'nin egemenliği altında kalmıştır.

Sultanhisar, Aydınoğlu Beyliği'nin kurucusu Mehmet Bey'in kız kardeşi Nilüfer Sultan için yaptırdığı hisardan adını almaktadır. Bu ilçe Nilüfer Sultan'ın eseri olduğundan dolayı ‘Sultanhisar’ olarak adlandırılmıştır.

Antik Çağ'dan bu yana “Kral Yolu”, “İpek Yolu”, “Ulu Yol” gibi önemli ticaret yolları üzerinde bulunan Sultanhisar, sahip olduğu benzersiz iklimi, tabiat varlıkları yanısıra önemli bir kültür ve sanat merkezi olarak hep önemini korumuş bulunmaktadır.

Milli Mücadele döneminde Kuva-yı Milliye'nin önemli direniş merkezlerinden birisi olmuştur.

Yörük Ali Efe'nin Sultanhisar Kavaklı Köyü'den oluşu; milli mücadelede bu ilçenin önemini daha da vurgulamaktadır.

Bu nedenle Sultanhisar, milli mücadele döneminde karanlık günler yaşamış, işgal kuvvetleri tarafından yakılıp yıkılmış, insanları derin acılar ve zulüm çekmiştir.’

 

*- Yörük Ali Efe ve Malgaç Baskını

 

Ali Efe 1895 yılında Sultanhisar ilçesi Kavaklı Köyü'nde dünyaya gelmiş. Babası Sarıtekeli Aşireti'nden İbrahim Oğlu Abdi, annesi yine Yörüklerin Atmaca Aşireti'nden Fatma'dır.

Yörük Ali Efe 19 yaşına geldiğinde Aydın Dağları'nda Alanyalı Molla Ahmet Efe'nin zeybeği olur.

Kısa zamanda efesinin ve zeybeklerin güven ve sevgisini kazanarak çetede ikinci adam durumuna gelir.

Alanyalı Molla Ahmet Efe'nin Bozdoğan Kavaklıdere baskınında ölümü üzerine “YörükAli Efe” adıyla grubun başına geçer.

Dört yıldan fazla dağlarda dolaşan Yörük Ali Efe halk tarafından sevilir, sayılır, destek ve itibar görür.

1919 yılında, Yörük Ali Efe Aydın'ın Çine İlçesi'nde Kuva-yi Milliye’ye katılır ve Çine grubunun lideri olur.

16 Haziran 1919 tarihinde, 60 arkadaşıyla birlikte Sultanhisar İlçesi'ne 2 km. uzaklıkta bulunan Malgaç Demiryolu köprüsünü havaya uçurur ve köprü yanındaki düşman karargâhını imha eder, oradaki düşman kuvvetlerini etkisiz hale getirir.

Bu baskın, Kuva-yı Milliye’nin adını duyuran, Milli Mücadele hareketini tetikleyen, düşmanın önemli bir kuvvetine karşı yapılan ilk örgütlü, teknik niteliği bulunan planlı bir baskındır.

Düşmanı şaşırtır.

Nazilli'ye düşman kuvvetlerinin trenle asker ve mühimmat sevkıyatını engeller.

Yörük Ali Efe'nin ileride Milli Aydın Cephesi Kumandanı olmasını sağlar.

Bu baskın Ege bölgesinde düşmana karşı yapılan ilk örgütlü sivil saldırı harekâtı olmuştur. Malgaç Baskını'nın Batı Anadolu’da milli mücadele savaşının başlamasında öncü bir rolü ve önemi vardır.’

 

*- Paris'e benzerliği

 

Bilgi yarışmalarında da sık sık sorulduğu ve iki dönem Sultanhisar Belediye Başkanlığının yanı sıra iki dönem de Sultanhisar’a bağlı Atça’yı ve önemli özelliğini anlatmasını Osman Başkan’dan istedik.

Şunları söyledi;

‘Atça, 27 Mayıs 1919'da uğradığı Yunan işgali'nden 5 Eylül 1922'de kurtulduğunda mağlup Yunan Ordusu'nun kaçarken yakıp yıktığı virane bir görünümde iken Cumhuriyet'in ilanıyla tekrar büyümeye başlamıştır. Uzun zaman Avrupa'da kalan ve Fransa'da şehir planlamacılığı konusunda eğitim alan Abdi Bey hayran olduğu Paris'in Şanzelize (Fransızca: Champs-Élysées ) gibi ünlü caddelerinin birleştiği, ismi daha sonra Charles de Gaulle olacak olan Etoile Meydanı'nı örnek alarak Atça'yı yeniden imar etmek üzere Osmanlı'nın son döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında belediye başkanlığı yapan Maşacızade Hafız Mehmet Efendi'nin talebi üzerine görevlendirilmiştir.

 

*- Aynı noktaya

 

Aynı meydanda bulunan Zafer Takı (Fransızca: Arc de Triomphe )'nın bulunduğu yere de Atça Parkı'nı yerleştirdi.

Etoile Meydanı'na bağlanan 12 caddeye karşılık Atça'ya da 45° açı ile 8 simetrik ana cadde ve bunları dik kesen yüzlerce düzenli sokaklar yerleştirdi.

Sekiz ana cadde (bunlar: Karakol Caddesi, Kurtuluş Caddesi, Abdi Bey Caddesi, Nazilli Caddesi, Kavaklar Caddesi, Jurnalı Caddesi, Batı Caddesi ve Atatürk Caddesi) kent merkezindeki Atça Parkı'nda birleştiği; çok katlı yapılaşmaya izin verilmeyen belde, daha çok bahçe içindeki müstakil evlerle donatıldı.

Türkiye'de bu şekilde tasarlanmış ilk ve tek yerleşim birimidir.

Romalılar Döneminde kurulan Atça'da belediye teşkilatı 1867 yılında kurulmuştur.

Atça Belediyesi Ege Bölgesi'nin ilk belediyelerinden birisidir.’

 

*- Yöresel lezzetler

 

Sultanhisar Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya son yıllarda gurme turizminin de önem kazandığımı, bir fincan kahve içmek ya da bir porsiyon yemek için binlerce insanın turistik gurme gezilerine katıldıklarını belirterek yöresel yemekleri, lezzetleri de anlattı,

Başkan şöyle konuştu:

‘Aydın mutfağı, zeytinyağlı yemekleri, incir, üzüm, narenciye ürünleri, turunç reçeli ve çipura, kefal, mercan ve barbunya gibi zengin balık çeşitleri ile Türkiye'nin çeşidi bol ve lezzetli mutfakları arasındadır. Yörenin kendine özgü yemeklerinden bazıları; çorbalardan tarhana çorbası, kulak çorbası; yemeklerden acılı güveç, patlıcan biber kızartma, zeytinyağlı kırlı kızartma, zeytinyağlı taze ve kuru börülce, patlıcan kavurma, sarmaşık ve kedirgen kavurma, yaprak sarma, etli nohut yahnisi, nohutlu kereviz, etli enginar, arap saçı, ciğer sote, imambayıldı, keşkek, tandır kebap, yuvarlama (sıkma), paşa böreği, cilav(ayran böreği); salatalardan patlıcan-biber teretoru (turşusu), börülce teretoru, turp otu salatası, semizotu salatası, çingene pilavı; tatlılardan ise irmik helvası, zerde, muhallebi, sütlaç, aşure, lokma, pelvize tatlısı, paşa böreği, yuvarlama, ısırganotu böreği sayılabilir.’

 

*- NYSA Antik Kenti

 

Nysa Karia Bölgesi'nin önemli kentleri arasında yer almaktadır. Bölgenin ve Menderes Nehri'nin kuzeyinde, Cevizli / Aydın (Messogis) Dağlarının güneyindeki korunaklı yamaçta bulunmaktadır. 

Antik dönemde  yoğun olarak kullanılan önemli bir ana yol, Anadolu'nun iç bölgelerinden gelerek Nysa'dan geçmekte ve buradan Karia ve İonia Bölgeleri›nin diğer kentlerine ulaşmaktadır.

Dolayısıyla kent önemli ulaşım ve ticaret yolları üzerinde yer almaktadır. Kent Menderes Nehri'nin hemen kuzeyinde, nehrin oluşturduğu bereketli havzada kurulmuştur.

Antik kaynaklardan Hellenistik Dönem'de, MÖ 3. yüzyılda kurulduğu öğrenilen Nysa, özellikle Roma Dönemi'nde oldukça gelişmiş bir kent haline gelmiştir.

Strabon ve Bizanslı Stephanos’un anlattıklarından, kuruluşu hakkında bilgi edindiğimiz Nysa’nın ilk olarak Athymbra ismiyle kurulmuş olduğunu öğrenmekteyiz. 

Antik kaynaklar ışığında Nysa önemli bir eğitim ve kültür kentidir. Öyle ki, Amasya’lı ünlü coğrafyacı Strabon (MÖ 64 – MS 24), eğitimini Nysa'da sürdürmüştür. Strabon Coğrafya adlı eserinde (Geographica XIV, 649) kenti, hızlı akan ve derin bir boğaz oluşturan dereyle ikiye ayrılmış, çifte kent olarak tanımlayıp, kentteki yapıları anlatmaktadır.

Antik kentte gerçekleştirilen kazı ve araştırma çalışmaları sonucunda, alanda kalıntıları bulunan yapıların, Roma Dönemi'ne ait oldukları saptanmıştır.

Kentin kuruluş dönemine ait Hellenistik Dönem yapıları, kentte ağırlıklı olarak görülen Roma ve Geç Roma Dönemi mimarisinin altında kalmıştır. Strabon’un sözünü ettiği yapılardan batı yakadaki Gymnasium, Tiyatro ve Stadion; ve doğu yakadaki Agora ve Gerontikon, ilk olarak Hellenistik Dönem’de inşa edilmiş yapılardır.

 

*- Roma döneminde

 

Menderes Nysa'sı olarak da adlandırılan kent, özellikle Roma Dönemi'nde eğitim ve kültür açısından oldukça ilerlemiştir. Kentte eğitim amaçlı kullanılan yapılardan biri genç erkeklerin eğitildiği Gymnasium, diğeri ise Efes Celcius Kütüphanesi'nden sonra, Anadolu'nun en iyi korunmuş örneklerinden biri olan (M.S. 2. yüzyıla tarihlenen) Kütüphane'dir.

Bu yapıların yanı sıra Tiyatro ve Stadion da, Nysa kentinin gelişmiş kültürünün göstergesi olan yapılardır. Kentin politik,  sosyal ve ticari yaşantısını ise Gerontikon / Yaşlılar Meclisi ve Agora yansıtmaktadır.

 

*- Görülmesi gereken bir örnek

 

Topografyaya uyumlu bir şekilde inşa edilmiş yapıların çoğu, Roma Döneminin mimari ve mühendislik özelliklerini oldukça çarpıcı bir şekilde yansıtmaktadır.

Vadi üzerine inşa edilmiş olan Stadion ile 3 adet köprü ve kenti ikiye ayıran derenin içinden geçtiği Tünel, Roma Dönemi mimarisinin görülmesi gereken örneklerindendir.

 

*- Kalıntılardan, yani çalışmalardan öğreniliyor

 

Kentin 3 km batısında, iki katlı tonozlu yapılardan oluşan bir mezarlık alanı (Nekropolis) ve daha da batıda yer alan bir kutsal alan (Akharaka / Pluton ve Kore Tapınağı) bulunmaktadır.

Geç Roma ve Bizans Dönemlerinde, MS 12. yüzyıla kadar, kentte yaşamın devam ettiği, kentte ortaya çıkarılan kalıntılardan anlaşılmaktadır.

MS 13. ve 14. yüzyıllarda Aydın Bölgesi›ne Selçuklular ve Anadolu Beylikleri›nden Menteşe ve Aydınoğulları Beylikleri hakim olmuş, 15. yüzyıldan itibaren ise Nysa terkedilerek, güneyindeki günümüz modern yerleşimi olan Sultanhisar'da yaşanmaya başlanmıştır.

Bu önemli bilgileri de Yrd. Doç. Dr. Serdar Hakan Öztaner’in çalışmalarından öğrenmiş olduk.

YORUMLAR

  • 0 Yorum