Tüprag: 19 Yıldır Çevresel İzleme Ve Denetim Faaliyetleri Gerçekleştiriliyor
Tüprag, Kışladağ Altın Madenı̇’ne ilişkin Aihm kararları hakkında bilgi paylaştı

TÜPRAG Metal Madencilik tarafından işletilen Avrupa’nın ve Türkiye’nin en büyük üretim kapasitesine sahip altın madenlerinden Kışladağ Altın Madeni’ne yönelik devam eden hukuki süreç kapsamında 12 Şubat’ta Uşak İdare Mahkemesi’nde AİHM kararı ele alınacak. Söz konusu karar, ÇED Olumlu kararının iptali amacıyla 2004 yılında açılan dava dosyasında yer alan uzman görüşlerinin davacılara ayrıca tebliğ edilmemesi nedeniyle yeniden görüşülecek. TÜPRAG, yaptığı açıklamada, AİHM kararının davanın esasına etki eden bir yönünün bulunmadığını, yalnızca yargılama sürecindeki usule ilişkin olduğunu vurgulayarak, bu durumun işletmenin faaliyetlerini etkilemeyeceğini belirtti.
TÜPRAG, geçtiğimiz günlerde bazı mecralarda yer alan ve AİHM kararının görüşüleceği dava ile ilişik tutulmak istenen su analiz raporlarına ilişkin iddialara da açıklık getirdi. TÜPRAG tarafından yapılan açıklamada, Kışladağ işletmesinin üretim faaliyetlerine dahi geçilmeden önce ilgili bakanlıklar ve Uşak Valiliği tarafından oluşturulan komisyon tarafından 19 yıldır düzenli olarak çevresel denetimlere tabi tutulduğu belirtildi. Bugüne kadar gerçekleştirilen tüm bu denetimler sonucunda herhangi bir uygunsuzluğun tespit edilmediği, bu durumun resmi raporlar ve bilimsel değerlendirmelerle de doğrulandığı ifade edildi.
19 Yıldır düzenli olarak çevresel izleme ve denetim yapılıyor
2003 yılında, o zamanki adıyla Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ÇED olumlu kararı verilerek 2006 yılında üretim faaliyetlerine başlayan Kışladağ̆ Altın Madeni, aynı yıl Uşak Valiliği tarafından DSİ de dahil olmak üzere kamu kurumlarından oluşturulan “Kışladağ̆ Altın Madeni İzleme Denetleme Komisyonu” ile madende su ve toprak numune alımına başlayarak üretim faaliyetlerini sürdürüyor. 19 yıldır düzenli olarak çevresel izleme ve denetim faaliyetleri gerçekleştirilen madende bugüne kadar en az ayda iki kez olmak üzere açılmış toplam 26 gözlem kuyusunda su için 34, toprak için ise 19 farklı kimyasal parametreyle sürekli olarak denetim çalışmaları yürütülüyor. Bununla beraber ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü gibi kurumlar tarafından da rutin ve plansız denetimler gerçekleştiriliyor.
TÜPRAG, Kışladağ Altın Madeni’nde işletme alanından dışarıya kontrolsüz atıksu deşarjı söz konusu olmadığı gibi maden sahasına düşen yağmur sularının da toplanarak arıtıldığı ve maden sahasında geri kullanıldığını ifade etti. Bu sayede, sadece 2023 yılında DSİ tarafından madene yasal olarak tahsis edilen yer altı suyu çekim miktarının yalnızca yüzde 47’si kullanılırken, su tüketiminin optimize edilmesiyle çevresel risklerin en aza indirildiğinin altı çizildi.
İşletme, biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik çalışmalar kapsamında ise, maden sahası ve çevresindeki bitki örtüsü ile yaban hayatının durumunun yılda iki kez Hacettepe Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü akademisyenleri tarafından izlendiğini belirtti. Şirket henüz maden işletmeye geçmeden önce takibine başlanan ekosisteme ilişkin elde edilen tüm verileri, düzenli olarak kamuoyu ile paylaştığını vurgulayarak, bu izleme çalışmalarının sonuçlarının, maden sahası ve çevresinde tespit edilen türlerin ve popülasyonların sağlıklı olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
TÜPRAG, 2006 yılından bu yana gerçekleştirilen tüm bu çevresel izleme ve denetleme hususlarının yok sayılarak nereden ve hangi koşullarda alındığı, numune almaya yetkin kişiler tarafından alınıp alınmadığı bilinmeyen analiz sonuçlarının Kışladağ Altın Madeni’nin faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel bir etkiymiş gibi gösterilerek servis edilmesinin 12 Şubat tarihinde gerçekleşecek AİHM kararının görüşüleceği duruşma öncesinde yapay bir gündem yaratma çabası olduğunu duyurdu.
Madene karşı açılan davanın iki kez reddine karar verildi
Kışladağ Altın Madeni ÇED Olumlu kararının iptali amacıyla Bakanlık aleyhine 2004 yılında açılan dava ve devamında gelişen yargı sürecinde ise iki kez davanın reddine karar verilmiş, davacıların temyiz yoluna başvurması üzerine ise Danıştay 14. Dairesi, öne sürülen hususların temyiz nedenlerinden hiçbiriyle uyuşmaması gerekçesiyle Manisa İdare Mahkemesi kararını 2011 yılında onamıştı. Davacıların karar düzeltme yoluna başvurması üzerine de Danıştay 2013 yılında düzeltme isteminin reddine hükmetmişti.
AYM gerekli tüm tedbirlerin alındığına, ihlal olmadığına hükmetti
Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvurular konusunda ise başvuruların 12 tanesi incelenmeksizin kişi yönünden “yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez bulunmuştu. Maden bölgesinde yaşadığı tespit edilen bir kişinin AYM başvurusu ise usul ve esas yönünden incelendikten sonra ÇED raporunda gerekli tüm tedbirlerin alındığı belirterek, 2018 yılında herhangi bir ihlal söz konusu olmadığına karar verilmişti.
Usule yönelik AİHM kararı görüşülecek
Davacıların, Türkiye mahkemeleri tarafından adil yargılanma haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle 2018 yılında AİHM’e yaptıkları şikayet ise Nisan 2024’te sonuçlanmıştı. Karara göre AİHM, davacıların bilirkişilere soru yöneltememesi nedeniyle oluşturdukları şikâyette adil yargılanma haklarının ihlaline sebep verir bir durumun oluşmadığına karar vermiş; davacıların yargılamalara etkin bir şekilde katılma haklarının ihlal edilmediğine kanaat getirmişti. Ayrıca, AİHM tarafından verilen kararda davacıların adil tazminine ilişkin taleplerinin de reddine hükmedilmişti.
AİHM tarafından Kışladağ Altın Madeni lehine sunulan tüm bu kararlarla birlikte, dava dosyasında yer alan uzman görüşlerinin davacılara ayrıca tebliğ edilmemesi nedeniyle verilen ihlal kararı doğrultusunda 12 Şubat’ta Uşak İdare Mahkemesi’nde AİHM kararı görüşülecek.
YORUMLAR