Milliyetçi bir partinin sözde milliyetçi liderinden...

Biz hiç iyi bir haber alamayacak mıyız? Müjdelere hasret kaldık gibi. Artık televizyonları açmaya, gazete sayfalarını çevirmeye korkar olduk.
Çocuk cinayetleri, öldürülen küçük bir kızın katilini başta anne ve babası olmak üzere bütün köyün koruyup saklama çabalarını ibretle ve dehşetle izlerken özel hastanelerin “yenidoğan yoğunbakım” servislerinde bebekleri adeta öldürme uygulamaları yaptıklarını, o minnacık canlardan paralar kazanmak için akla gelmeyecek her türlü vahşeti gerçekleştirdiklerini izleyip öğrendik.Bütün bunlar olurken siyaset insanları, ülkeyi yönetenler ve de yönetime yardımcı olanlarla yönetmeye talip olanların dertleri de gündemleri de bambaşkaydı. Onlar için Anayasa değişikliği birinci öncelikti. Sanki bazı değişiklikler yapılınca yukarıda saydığım insanlık dışı olaylar yaşanmayacaktı.
***
Galiba siyasette amaca giden her yol mubah sayılıyor. Bakınız, “çocuk katili” dediğimiz, yıllardır ülkemizde yaşanan terör faaliyetlerinden sorumlu tutup ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla hapiste tutulan terörist başı için adeta bir af talebi var. Hem de milliyetçi bir partinin sözde milliyetçi liderinden. Kalkıp “terör örgütünü lağvediyorum” diyerek Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletin vekillerine hitap edecekmiş. Çocuk katili lağvetti diye de bütün teröristler imana gelip silahlarını teslim edecekler ve uslu vatandaşlar olacaklarmış.

Sayın Bahçeli konuşmaktan dinlemeye, bakmaya, görüp düşünmeye vakit bulamıyor olmalı. Birazcık susup da araştırsa o terör örgütünün gerçek liderinin Abdullah Öcalan olmadığını bilmesi gerekirdi. Aynen FETÖ terör örgütü liderinin de Fethullah Gülen olmadığı gibi…Ortadoğu’da ve de ülkemizde varlığını sürdüren bütün terör örgütlerinin destekçilerinin de, akıl hocalarının da ABD ve İngiltere olduğunu bilmeyen mi var? Bu devletler kendileri terörist devlettir ve dünyadaki egemenliklerini kendilerinin yaratıp destekledikleri bu taşeron örgütler marifetiyle gerçekleştirirler.


***
Hafta içi son olarak da biri kadın, iki terörist Türkiye Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Tesislerine saldırarak beş insanımızı şehit edip 20 kadar yurttaşımızı da yaralamışlardır. Sanki Devlet Bahçeli’nin konuşmasına bir cevap gibi, değil mi?


Bakan Bey çıkıp açıklıyor; kanları yerde kalmamış. Terör yuvaları imha edilmiş. Keşke daha önce imha etseydiniz. Hepsi de Türk Havacılık Sanayii için önemli değerler olan beş evladımızı kaybetmeden önce gerekli tedbirleri alsaydınız. Konuşmayı bırakıp iş yapsaydınız…Her terör eylemi sonrası aynı laflar; Kanları yerde kalmayacak, kanları yerde kalmadı…
Son söz; milletimizin başı sağ olsun. Bence bazı siyaset insanlarımızın yaş haddinden emekli olma vakitleri gelmiş gibi… Bu da benim teklifim; yeni anayasa yapılırken siyaset adamları ve ülkeyi yönetme heveslileri için de bir yaş haddi getirilmelidir.

Herkese iyi hafta sonları...