Artun Sucuoğlu

Artun Sucuoğlu


"Z" kuşağı...

28 Aralık 2020 - 10:02

Son günlerine yaşadığımız 2020 yılında deprem ve  pandemi ile mücadele ettik. Hasta ve yaşamını kaybeden insan sayıları artıyor, bir yandan aşı çalışmaları, bir yandan yeni virüs mutasyonu gündemden düşmüyor. Pandemi sadece sağlık sektörünü ilgilendirmiyor, tarımdan sanayiye, turizmden eğitime kadar bütün sektörler pandemi nedeniyle ağır hasarlı durumda. Sadece virüsün etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik üretim yapan çok küçük düzeyde bir kesimin dışında ekonomik kriz etkili.

Pandemi nedeniyle başta turizm olmak üzere çok sayıdaki sektör can çekişiyor, eğitim sektörü, okulların kantinleri, müzikli işletmeler, lokantalar, çay ocakları, berberler, taşımacılık sektörü gibi çok sayıdaki sektör pandemiden üst düzeyde etkilenmiş durumda. Çok sayıda esnaf kepenk kapattı, oteller, lokantalar iflas etti, işsizlik sayıları katlandı. Bir tas sıcak çorbaya muhtaç insan sayısı çığ gibi büyüdü. İşsizlik ve geçim sıkıntısı insanları intihara sürüklüyor. Özellikle genç nüfus neredeyse geleceklerinden ümidini kesmiş durumda.

Siyasi aktörler bu dönemde farklı yollardan siyaset kazanını kaynatıyorlar. Yerel yönetimler pandemi ile mücadelede çok başarılılar .İktidar kanadı pandemi sürecinde mücadele ediyor görünüyor ama nedense asıl enerjisini muhalefete eleştiri olarak harcıyor. Halkın beklentilerine yeterli cevap veremiyor. Muhalefet iktidarı eleştirip olası bir seçimde kendine şans arıyor. Pandemi nedeniyle siyasiler olduklarından daha hızlı davranıp tepki vermek zorunda kalıyor. Şu anda bir seçim olsa yüzer gezer oyların fazlalığı siyasi alanda endişeye neden oluyor. Kim bu oyları almak için iyi ve yeni projeler üretebilirse ipi o göğüslüyecek görünüyor. Ama buradaki en önemli faktörlerden birisi de "Z" kuşağı dediğimiz genç nüfus.

Türkiye'de genç bir nüfus var. Genel anlamda genç seçmen oranı neredeyse olası bir seçimde oy kullanacak seçmenin yarısından fazla olacak. Görünen o ki, tüm partilerdeki adaylar bu seçimlerde iktidara gelebilmek ve meclise girebilmek için daha çok genç seçmene yönelik çalışma yapmak zorunda kalacaklar.

Öncelikle "Z" kuşağı dediğimiz genç seçmen,bu pandemi döneminde evde hapis kaldı, göreceli ve değişken siyasi görüşe sahip. İşsizliğin tavan yaptığı, işsiz sayısının on milyonu geçtiği ortamda yeni ve değişim içeren projeler üretip ikna edici projeler üretmek gerekiyor. Bu gençler bizler gibi anne ve babaları gibi sadık birer seçmen değiller. Bu nedenle hem partilerin hem de adayların seçim vaatleri onlar için büyük önem taşıyor. İçinde bulunduğumuz işsizlik ortamında beylik vaatler onları etkilemiyor. Umut aşılayan, vizyon ortaya koyan projeler ile karşılarına çıkmak gerekiyor.

Genç seçmenler önlerindeki en büyük engel olarak gördükleri işsizlik sorununun yanında çevre, insan hakları ve özgürlükler konusunda daha duyarlılar. Dolayısı ile bu konularda proje üreten ve projeleri ile onları ikna eden siyasi partilerden ve adaylardan daha kolay etkilenecekler.

Ayrıca sadece genç seçmen değil, Türkiye’de nüfusun yarısından fazlasının artık internet kullandığını düşünürsek dijital dünyada itibarı yüksek adayların ve siyasi partilerin seçmenin kalbini feth etme olasılığı yüksek anlamına geliyor.

Sonuç olarak, artık el yordamı ile yapılan kasaba zihniyetindeki politikalar değişime uğrayıp yenileşme sürecinde ilerliyor. Siyasette bulunan her kişinin bu değişime ayak uydurması gerekiyor. Ayak uyduramayanlar siyaset sahnesinden silinip gitmek zorunda kalacaklar, tıpkı tarihten silinen dinazorlar gibi.

Gün gençlerin, gençlere inanan değişime ayak uydurabilen vizyoner siyasetçilerin günü, ayağından makosenlerini çıkarmadan ortada dolaşanların değil.

"Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir." 

Herkese iyi haftalar.

YORUMLAR

  • 0 Yorum