“Herkes önlemini alsın, A, B, C senaryolarını hazırlasın. Dizi seyredeceğimize uyanalım, tedbirimizi alalım. İş çok ciddi.” Bu sözler uzun süredir ve bilhassa iyimserliği ile tanıdığım Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi’ye ait. 2020'ye 13 milyar 301 milyon dolarlık rekor bir rakamla başlayan Ege İhracatçı Birlikleri, tüm ülkede olduğu gibi korona virüs salgınından derin etkileniyor. Türkiye’nin en başarılı ihracatçı birliklerinden olan ve birçok üründe artı değer yaratan Birlik, Mart ayında yüzde 17.8 eksilme yaşarken Eskinazi, Nisan ayında daralmanın yüzde 50’ye ulaşabileceği uyarısında bulunuyor.Sanayi alanında Avrupa Birliği ülkelerinden talebin durduğunu anlatan Koordinatör Başkan Jak Eskinazi, “Fabrikalarımızda ne olacağı belli değil. Karşı tarafta muhatap olduğumuz fabrikalar kapalı. Tüm sanayi kollarında sıkıntı yaşıyoruz. Makina, tekstil, otomotiv sanayi çalışmıyor” diyor. Eskinazi, kimya, endüstriyel temizlik gibi sektörler üretimlerini sürdürürken, tarımda şimdilik yüzde 10'lar düzeyinde bir daralma yaşandığını ancak talebin canlı olduğunu dile getiriyor.
* Sunulan destek paketleri fabrikaları bir süre çalıştıramaz mı diye soruyorum ihracatçıların başkanına, şu anda yapılanın pansuman tedavisi olduğunu söylüyor. Uzakdoğu’da bir hareketlenme başlasa da. Avrupa ve Amerika’da alımlar durma noktasına gelmiş. Dünya piyasaları normale döndüğünde hemen siparişlerin akmayacağını da vurgulayan Başkan, “Herkes, yetkililer, sanayiciler, ihracatçılar A senaryosu, B senaryosu, C senaryosunu hazırlamalı. Dizi, film izlemeyi bırakıp kritik süreçleri atlatmaya çalışmalıyız. Fabrikalarımızın kapanmaması için mücadele etmeliyiz. İhracatı da üretimi de acil talebe göre yönlendirmeli, iç piyasada talebi artırıcı önlemler almalıyız. Herkes uyansın” çağrısında bulunuyor. Sanayi ve ihracat dünyasında fotoğraf bu. En iyimser olarak bildiğimiz isimler süreçten kuşkulu. Orta-zayıf çizgisinde yer alan Türk ekonomisi için günübirlik tedbirler yerine üç ve altı aylık kaos süreci göz önünde tutularak üretim ve ihracat planları hazırlamak, iç piyasaya talep artırıcı yeni kaynaklar yaratmak artık kaçınılmaz. Açık olan şu ki, Türk ekonomisi ve sanayisinde kartlar baştan karılmalı. Belki bu musibetin tek olumlu sonucu; inşaat, kamu ihaleleri gibi göz boyayıcı hamleler yerine yeni çağa yanıt verecek bir sanayi ve ihracat yapısı oluşturmak olacaktır. ÜRETİCİ ‘BAKAN’INI ARIYOR Korona virüs tehlikesiyle neredeyse her cephede savaşıyoruz. Ama bir cephe sanki boş izlenimi veriyor. 65 yaşın üstüne sokağa çıkma yasağı getirildi, halka” evden çıkmayın” diye baskılar artıyor, peki tarlada üreticiye; “önlemini al, tarlanda kal” çağrısını kim yapacak?
* Tarım Bakanı diyorsunuz. Çok zor. Nedense korona öncesinde sık sık ekranlarda gördüğümüz Bakanımız, ya ortalarda yok ya da görünse de sesi cılız çıkıyor. Sağlık Bakanı haliyle her gün televizyonda. İçişleri Bakanı, Ticaret Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ha keza çeşitli açıklamalar yapıyorlar. Tarım Bakanı’ndan şahsen duyduğumuz tek şey; “Et süt kurumu stoklarında etimiz var müsterih olun.”
* Adı Sonny Perdue. Amerika Tarım Bakanı. Önceki gün bir açıklama yaptı. Özetle diyor ki; “Çiftçilerimiz esnek ve bu belirsiz zamanlarda, büyüyen nüfusumuza gerekli olanı üretmek için gün ve gün çalışıyor, Amerikan halkını çiftçilerimizi, ve üreticilerimizi daima akıllarında tutmaya çağırıyorum. Tüm çalışmaları bize güvenli, sağlıklı ve bol miktarda gıda tedariki sağlamak için. Onlara şükran borcumuz var.”
* Bu kadar zor mu, üretene üreticiye de şükran borcumuz var demek? Bu denli gereksiz mi, üreticiye moral vermek? Tarım sektörünün şu sıralar devasa sorunları var: Nisan-Mayıs ekim-dikim dönemi, mevsimlik işçiler ne olacak? Çiftçilerin yaş ortalaması yüksek. Evlerinden nasıl çıkacaklar? Onların kalacağı yerlerde hastalık için nasıl önlem alınacak? Gübre, fide, tohum ile mazot ve elektrik fiyatlarında bu süreçte yüzde 50 indirim gibi teşvikler gelecek mi? Çiftçilerin tarım kredi kooperatiflerine borçları 2 ay ertelendi ancak özel bankalara olan borçları için nasıl bir prosedür izlenecek? Hayvansal üretimde tedarik zincirinde kırılganlıklar artıyor vs. Evinizde oturun dediğimiz vatandaşlara sağlıklı gıda ulaştırmak için çabalayan kim varsa, onlara da şükranlarımızı sunmak çok mu zor... Narh sistemine geçilmeli Türkiye’nin tarım alanındaki tek sivil inisiyatifi İzmir Tarım Grubu, tarım ve gıda sanayisindeki beklentileri net ortaya koyan bir platform. Grubun deneyimli isimlerinden Ziraat Yüksek Mühendisi Okay Serçinoğlu, yaşanan süreçte halk pazarlarının önemine ve alınması gereken tedbirlere sık vurgu yapan bir isim. Pazarlarda alınan birçok önlemde onun dile getirdiği görüşlerin payı büyük. Semt ve üretici pazarlarını artırmanın tarım ürünlerini yalnızca market satışıyla sınırlı bırakmayacağını vurgularken aracılara göz açtırmamak için yiyecek ve diğer tüketim mallarına fiyat sınırı anlamına gelen narh sistemine geçilmesini öneriyor. Serçinoğlu’nun, aksi halde marketlerde tarım ve gıda ürünlerini daha pahalıya alacağımız uyarısı dikkate değer.
YORUMLAR