Mahkemede süklüm püklüm bir adam, görseniz haline acırsınız.
Hakime diyor ki; “Eşimi kıskançlık nedeniyle öldürdüm, tahrik indiriminden yararlanmak istiyorum”
Karısı; Gizem Günay daha 26 yaşındaydı, iki çocuk annesi.
Ege’de, Muğla’da yaşanan olay mahkemede kayıtlara şöyle geçti:
‘…Bir apartmanda kalorifer ateşleyicisi olarak görev yapan Gökhan Günay, 6 Ağustos gecesi evinde bir süre içki içti. Bir başka kadınla ilişkisi vardı ve bu kadın eşi Gizem’e cep telefonundan mesaj göndermişti. Mesajı silmek için karısından telefonun şifresini istedi. Genç kadın direndi.
İnsan demenin abes olduğu adam (bu tanım kayıtlarda yok, şahsi yorumdur) eşine tekme atıp, yumruklamaya başladı. Yerde kıvranan bedene sopayla defalarca vurdu.
Genç kadın o kadar ağır dövülmüştü ki, dalağı patladı, beyin kanaması geçirdi.
Ameliyatı sabaha kadar sürdü, kurtarılamadı Gizem.
Sonradan öğrendik. Yıllarca ruhsal, fiziksel şiddet görmüş, hatta bir kez boşanmış ancak çocuklarının hatırına kocasıyla ikinci defa evlenmiş, katmerlenmiş bir dramın kahramanıydı o.
Mahkeme günü Ege’nin amazon kadınları, Gizem’in annesinin yanındaydı, mahkemede tahrik indirimine sonuna kadar direndiler.
Neyse ki talep reddedildi.
Bir adam, karısını döverek sopayla canice öldürür sonra hangi yüzle ‘ben iyi bir adamım diyerek indirim talep eder’ diye mi geçti aklınızdan. Şaşırmayınız!
NELER GÖRDÜK
“Terbiyesiz hamileler” diyen düşünürün,
Hükümet görmesin diye ‘ponpon kızları’ yasaklayan federasyon başkanın,
Erkek arkadaşı tarafından hunharca öldürülen kızın anne-babasını suçlayıp “kızlarına sahip çıksalarmış” diyen emniyet müdürün,
Kadının sırtından çıkan 26 santimlik bıçağa ‘sapı uzun gösteriyor, aslında öldürücü değil’ raporu veren adli bilirkişin,
“Kızlar okuyunca, erkekler evlenecek kız bulamıyor” diyen il genel meclisi üyen,
“Dekolte giyen kadınlar tecavüzü göze almalı” açıklaması yapan profesörün,
30 yıldır duran kadın ve erkek figürlü heykelleri abdest bozuyor gerekçesiyle kaldıran üniversiten,
Yazar John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar romanını ‘müstehcen’ bulan milli eğitim müdürün,
”Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın, neden çocuk ölsün, günahı ne? Anası ölsün” sözlerini sarf edebilen büyükşehir belediye başkanın,
Hatta “Kürt sorunun çözümü için batılı erkekler Güneydoğu’dan kuma alsın” diyen dahi! belediye başkanın,
Kahkaha atan kadınların ‘iffetsiz’ olduğunu söyleyen bakanların,
“Kürtaj yaptıran kadınlar, tecavüzcülerden daha suçlu” demekten çekinmeyen TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanın,
Hatta yeni evlenen çiftlere, ‘Cinsel ilişki esnasında çok konuşmak iyi bir şey değildir zira çocukta dilsizlik-kekemelik oluşabilir’ diye kitap yazdırıp dağıttıracak kamusal cehaletin varsa….
E elbette karısını döve döve öldüren adam da iyi halden indirim ister.
Nasılsa bilir ki, Gizem’in katili yalnızca kendisi değildir!
Dünya, 8 Mart’ları Kadınlar Günü olarak kutlar, Türkiye’de ise daha çok Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılır bu tarih. Aslında kadının yaşadığı zorlukları anlama ve algılatma günüdür.
Türkiye’de başta şiddet birçok haksızlığın, baskının, zulmün, cehaletin öznesi hala kadınlar.
Her ne kadar 8 Mart’lar ülkemde, ‘kadın geceliklerinde kampanya’, ‘kozmetiklerde 2 alana bir bedava’ kıvamında kutlanmaya devam etse de, özünde farkındalık yaratma, mücadeleye Gizem ve şiddet yüzünden hayatını kaybetmiş onbinlerce kadın adına devam etmenin simgesidirl
Belki bizler çabaladıkça, Türkiye artan şiddete, eşitsizliklere, vahşete karşı, koşulları değiştirmeden sonuçların değişmesini beklemek gibi bir gafletten de uyanır.
YORUMLAR