Yerel seçimlerden sonra CHP’de pür dikkat belediye başkanları izlenmeye alındı.
CHP’nin yıllar sonra Üç büyük il dahil kazandığı yerel seçim başarısının bundan
sonra nasıl değerlendireceği merak ediliyor elbet.
Burada CHP’nin kurumsal bir ağırlık koymasının yanı sıra, seçilenlerin ortak
hedeflere kilitlenmesi beklenebilirdi.
Ancak, aday belirleme süreci dahil, Yerel Yönetimlerden sorumlu olarak
görevlendirilen Seyit Torun başta olmak üzere CHP’de bu sürecin tepeden
yönetemeyeceği ve yönetilemediğini söylemek yanlış olmaz.
İzmir’in küçük kasabaları kadar olmayan Ordu’yu yöneten Seyit Torun maalesef
ne belediyelere yön verebiliyor ne de yapılan yanlışları eksiklikleri göremiyor.
Veya görse bile müdahale edemiyor-etmiyor.
CHP seçmeni belediye başkanlarının seçim süreçlerindeki sempatikliği ve halka
vaatlerine elbet baktı. Ve başkanlarına önemli bir kredi süreci tanıdı. Mart ayı
sonunda, Nisan ayı ortalarına kadar başkanlar koltuklarında bir yılını doldurmuş
olacak.
Büyük illere baktığımızda bana göre sürecin en büyük başarısını Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın gösterdiğini düşünüyorum.
Sadece işine odaklanmış bir süreç yönetiyor. Genel politikadan uzak, gösterişsiz
ama bir o kadar da başarılı kararlar alıyor.,
Son Koronavirüs salgını sürecinde bile attığı tam adımlar meslektaşlarının
önünde seyretti. Önce çocuklu ve sağlık sorunu yaşayabilecek personeline
verdiği izinler tüm ülkedeki belediyelere örnek oldu. Su parası ödeyemeyenlere
bu sürede kesinti yapılmamasının yanı sıra son olarak çok önemli bir kararı da
ülkede ilk olarak açıkladı. Yavaş son olarak belediye kiracılardan iki ay süreyle
kira alınmayacağını öteleneceğini duyurdu.
İstanbul’da herkesin sevgilisi olan Ekrem İmamoğlu ne yazık ki genel politikadan
uzak duramıyor. Oysa Yavaş’tan beklenilenlerin daha fazlası İmamoğlu’ndan
bekleniyordu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de başarı beklenen başkanlardan.
Ancak, Kemeraltı’nda açtığı Halkın bakkalı dükkanı, Kadifekale’de açtığı
sürdürülebilirliği tartışılacak Pagos üretici pazarı gibi eylemler daha ziyade ilçe
belediyelerinin yapması gereken, yapabileceği eylemler.
Soyer’in CHP içinde şimdiden bir sonraki seçimde “Cumhurbaşkanı adayı
yapılacağı ve bunun yurt dışından da destek gördüğü” söyleniyor. Bana bunu
söyleyen partiye çok yakın ve yemin billah ediyor.
Sayın Soyer’in, Seferihisar’dan gelip Büyükşehir koltuğuna rakiplerini geride
bırakarak oturduğunu düşünürsek, Cumhurbaşkanlığı adaylığı senaryosuna
elbet inanabiliriz.
Ama benim önerim İzmir’in sosyal konularda atılan adımların yanı sıra büyük
işlere ihtiyacı olduğu yönündedir. Örneğin Mansur Yavaş’ın bu günlerde kara
kara düşünen küçük esnafa yönelik aldığı karar İzmir’de de uygulanamaz mı?
CHP’nin kongreleri, kurultaylarını düşünmekten yorulan belediye başkanları,
partinin başarısı için çok ama çok çalışmak ve de üretmek zorundalar. Bu yolda
da Mansur Yavaş’ın izlediği yol doğru bir yoldur. Siz bırakın Seyit Torun’u
Yavaş’a bakın en iyisi.
YORUMLAR