Yaşar Eyice

Yaşar Eyice


Çağdaş, modern kimliğiyle Buca

22 Haziran 2020 - 10:00

*- Üzüm kokan bir kent Buca için...

*- Belediye Başkanı Erhan Kılıç: ‘Buca’yı parmakla gösterilecek kent yapacağız’

*- Buca Belediyesi sahibi olduğu 200 dönüm araziyi tarımsal üretime yönlendirme kararı aldı. Belediye Başkanı Av. Erhan Kılıç ‘Artık boş tarlamız kalmayacak. İlk etapta üzüm bağımızdan hasat edeceğimiz 20 ton üzüm ve 16 dönüm tarlamızdan elde edeceğimiz tüm mahsulü ihtiyaç sahiplerine dağıtıp, yaralarına merhem olacağız’ dedi.

*- ‘Açlığın önlenmesi ve gıda güvenliğinin sağlanması için tüketim alışkanlıklarımızı da tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor’ diyen Buca Belediye Başkanı Kılıç, ülkemizin neredeyse %80’inin kaygıya değer düzeyde çölleşme riski altında bulunduğunu rakamlarla açıklayarak, ‘Bu sorunu Buca’da tamamen ortadan kaldıracaklarını’ anlatıyor.

*- Buca Belediyesi, Ordu’da çıktığı bale kursundan evine giderken cezaevi firarisi tarafından katledilen Ceren Özdemir’in hayalleri için harekete geçti Ceren’in adı, sanat atölyelerinden meslek kurslarına kadar binlerce Bucalıya imkan sağlayan Çamlıkule Semt Merkezi’ne verildi.

*- Sonar Araştırma’nın 31 Mart yerel seçimlerinin ardından Türkiye genelinde yaptığı yerel yönetimler memnuniyet anketinde 9’uncu sırada yer alan Buca Belediye Başkanı Av. Erhan Kılıç, ‘Buca’da artık sorun dönemi bitti, proje dönemi başladı’ dedi.

*- Türkiye’nin yaklaşık 50 şehrinden daha kalabalık bir yeri yönetip memnuniyet düzeyini arttırmak için gurur verici bir çalışma ile sonuç aldıklarını anlatan Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, ‘Göreve geldiğimiz günden beri bütün enerjimizi kentimizin sorunlarına adadık. En küçük sorundan en büyük soruna kadar tespitlerimizi ve çözüm yöntemlerimizi belirledik. Yaptığımız ve yapacağımız tüm çalışmalarda sadece hemşehrilerimizin sesine kulak verdik.’ diyor.

Buca daha düne kadar ‘İzmir’in arka bahçesi’ olarak adlandırılıyordu...

Buca için İzmirlilerin görüşü ‘Çıkmaz Sokak!’ idi...

Ama şimdi öyle mi?

Bir zamanlar Bornova gibi Buca da Levanten ailelerinin huzur bulduğu ilk tercih ettikleri yerleşim alanı idi...

Bucallılar denizcilerin söyledikleri gibi ‘Levent’ insanlardı ve çok çalışkan idiler...

Dağı taşı işlediler ve bir ‘gizli cennet’ yarattılar...

Ama zamanla yabancılaşınca bu güzellikler de yavaş yavaş kayboldu...

Şimdi işte şimdi, 31 Mart seçimlerinde CHP’den son dakika adayı olarak ortaya çıkan Belediye Başkanı Erhan Kılıç, kılıcını çekti...

Mustafa Kemal Atatürk’ün de açıkça belirttiği bir sözle işe başladı:

‘Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, sadece bir tek şeye ihtiyacımız var çalışmak!’

Evet çalışmakla, sadece gece gündüz çalışıp, eksikleri, yanlışları, hataları yerinde tespit ederek anında müdahale ile sorunların çözüleceğini prensip edindi.

Partisi içinde bile ‘Olur mu?’ diyenleri mahcup ederek, bir yılı aşkın sürede mahçup etti.

Düşünün, birçok belediye başkanı daha sağını solunu öğrenmeden Buca Belediye Başkanı Hukukçu Erhan Kılıç, adaleti sağlayarak, hak yemeyerek, kimseyi düşman bellemeden sadece ve sadece hizmeti ele aldı.

Ne demişti Belediye Başkanı Erhan Kılıç Buca halkına;

 

*- Hep birlikte

 

‘Değerli Hemşehrilerim,

 Bucamızı eğitimden sanata, kültürden spora hayatın her alanında yapacağımız yatırımlarla çağdaş modern kimliğini yükseltip, İzmir’in parmakla gösterilen kentleri arasında yer alması için çalışmalarımıza başlıyoruz.

Tüm Bucalıların aklındaki, hayalindeki daha çağdaş, daha özgür bir kent yaratmak için hep birlikte yol alacağız.

İlk etapta eğitimden sanata, spordan tarıma uzanan onlarca projemizi hızla hayata geçirip kentin ve kentlinin ihtiyaçları doğrultusunda belirleyeceğimiz yepyeni projelerimizle Bucamızı eskisi gibi üzüm kokan, nefes alan bir kent haline getireceğiz.

Yapacağımız tüm çalışmalarda önceliğimiz yeşil alan olacak.

Çocuk oyun alanlarıyla, vatandaşımızın rahatlıkla gezebileceği kent parklarımızla hepimizin gıpta ile bakacağı bir Buca yaratmak istiyoruz.

Bucamızı ortak akılla yönetilen şeffaf, özgür ve çağdaş bir kent yapacağız. İnancımız, kararlılığımız ve projelerimizin yanında tek ve en önemli ihtiyacımız sizlerin yol arkadaşlığı. Gelin el ele, omuz omuza verip Bucamızı birlikte yüceltelim…’

 

*- Üzüm kokan bir kent!

 

Başkan Erhan Kılıç’ın, ‘Bucamızı eskisi gibi üzüm kokan, nefes alan bir kent haline getireceğiz’ sözünden önce bir bilgi paylaşımı yapmak istiyorum, Bu çalışmanın çok daha iyi anlaşılabilmesi için...

Bu yıl ‘sürdürülebilir üretim ve tüketim’ teması koronavirüs ile ortaya çıktı.

Sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması için hepimize, daha çok vizyon sahibi kişilere örneğin Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç gibilere düşüyor.

Kuraklık riski altındaki alanlar, aynı zamanda çölleşme riski altındaki topraklarımızı etkiliyor.

‘Peki bunda ne var?’

Ya da ‘Bir şey olmaz!’ Bu da bir şey mi?’ diyenlere küçük bir örnek vereyim:

Artan nüfus artışı ve benzeri görülmemiş tüketimin başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıklar üzerinde baskı yarattığını, 2050 yılında sadece gıda ihtiyacının karşılanması için iki Hindistan büyüklüğünde (yaklaşık 600 milyon hektar) ilave tarım arazisine ihtiyaç duyulacağını biliyor muydunuz?

Ya da,

Gıda güvenliği açısından büyük önemi olan kurak alanlar toprak bozulumu nedeniyle verimliliğini kaybettiğini....

Bu nedenle tarım arazisi bozulumu, çölleşme ve kuraklıkla mücadele çalışmalarında sürdürülebilir tarım arazi kullanımının sağlanması, bozulan tarım arazilerinin restorasyonu kadar bireysel olarak tüketim alışkanlıklarımızın değişmesi doğaya olan yükümüzün azaltılması ve gıda israfının engellenmesi konularında herkesin üzerine düşeni yapmasının büyük önemi bulunuyor...

Bu küçük anlatımımdan herhalde ders çıkaranlar olmuştur...

‘Bu da iş mi?’ diyenlere küçük bir yanıt olarak...

Şimdi yine Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç’a dönelim ve yalnız Buca değil, tüm İzmir için önemli olan bir iki çalışmasını, hizmetini ele alalım:

 

*- Köyler bölgesine ‘can suyu’

 

Üreticiye verdiği desteklerle tanınan Buca Belediyesi ve Başkanı Erhan Kılıç, kendi fidanlığında yetiştirdiği 1800 zeytin fidanını köyler bölgesine ocak ayının sonlarında ‘Yılbaşı Hediyesi’ olarak  dağıttı.

İlk zeytin dağıtımını Kırıklar’da gerçekleştiren Buca Belediye Başkanı Av. Erhan Kılıç, hemşehrilerle bir araya geldi.

Tarım alanlarının korunması ve geliştirilmesi için mücadele verdiklerini söyleyen Kılıç, üreticilerin sıkıntılarından faydalanmak isteyen rantçılara karşı uyarıda bulunarak ‘Topraklarınızı toplamaya çalışan yapılara izin vermeyin. Tarlalarınızı satmayın’ dedi.

Kırıklar’ın ardından Belenbaşı, Doğancılar, Karacaağaç, Kaynaklar’daki vatandaşlara da zeytin fidanı hediye edildi.

Başkan Kılıç bu konuda görüşünü  dile getirirken, Buca’nın köylülerine de sesleniyor:

‘Dünya coğrafyasına baktığınızda ciddi anlamda iklimsel sıkıntılar yaşanıyor. Anadolu coğrafyası, özellikle bizim bulunduğumuz Gediz ve Menderes bölgesi çok değerli yerler. Bizim köylerimiz çok kıymetli. Ben de bir köy çocuğuyum. Benim de tarlalarım var. Geleceğimiz tarımda. Gelecekte tarım açısından bu bölgeler altın değerinde olacak. Konut bir şekilde halledilir. Ama bir avuç toprak bile değerli olacak. Topraklarınızı toplamaya çalışan yapılara izin vermeyin. Sahip çıkın, tarlalarınızı satmayın” diyor.

 

 *- ‘Üreticinin sıkıntıları düzelecek!’

 

Üreticilerin yaşadığı sıkıntılara rağmen ayakta kalmaları için desteklere devam edeceklerini ifade eden Kılıç, ‘Şu anda tarımsal faaliyetlerle geçinmek çok zor. Üretici maliyetlerini biliyoruz. Üreticinin ürünlerinin fiyatlandırılmasının da ne kadar düşük ve kötü olduğunu biliyoruz. Ama bu düzelecek. Bunu bir başkan olarak değil, tarımdan anlayan birey olarak söylüyorum. Bizler de Buca Belediyesi olarak sorunlarınızı azaltmak için, insanımıza destek olabilmek için çalışmalarımıza durmadan devam edeceğiz.

Zeytin fidanı çalışmamız bunlardan bir tanesi.

Hep birlikte üreterek kazanacağız’ diyor.

 

*- Mücadele kaçak yapılaşma ile

 

Göreve geldiği günden beri yeşil alanların korunması için talimat veren ve takipçisi olan Kılıç, çalışmalar hakkında bilgi vererek, ‘Özellikle kaçak yapılaşmayla mücadelemiz var.

Bu kaçak yapılaşma, konut ve barınma ihtiyacından ziyade parasal ranta yönelik faaliyetlerden oluşuyor.

Bizim amacımız buradaki yapı bozulmasıdır.

Burada oluşmuş bir sistem var, bu bozulsun istemiyoruz.

 İlk etapta bu çalışmalar çekici görünebilir ama sonrasında çok sıkıntı yaşarız.

Burası İzmir’in akciğeri; buraya sahip çıkmak bizim asli görevimiz. Köylerimizde betona dönüşmüş bir bölge görmek istemiyorsak bunu yapmak zorundayız.

Her şeyden önce çocuklarımız için yapmak zorundayız” şeklinde konuştu.

Peki Buca Belediyesi sadece Zeytin fidanı mı dağıtıyor?

 

*- Buca yeniden üzüm kokacak.

 

Kentin yüzlerce yıllık sembolü üzümü yeniden canlandırmak için yola çıkan Buca Belediyesi, çalışma rotasını belirledi.

Buca razakısı ve benekli sultani üzümlerinden oluşan  12 dönüm üzerine yayılacak yeni bir bağ oluşturulacağını açıklayan Başkan Erhan Kılıç, üzümlerin coğrafi işaretinin alınmasında da son aşamaya gelindiğini  müjdeledi.

Üreticilerin teşvik edilerek ilçedeki bağlarda üzümcülüğün şahlandırılacağını ifade eden Kılıç, ‘Buca’daki toprakları ranta değil, tarıma açacağız’ sözünü sık sık tekrarlıyor.

Buca Belediyesi kentin kaybolan değeri üzümü yeniden şahlandırmak, bağcılık kültürünü yeniden ayağa kaldırmak için harekete geçti. 

Bu nedenleBuca Üzüm Çalıştayı da düzenlendi.

Başkanın ifadesine göre: Buca’da bağcılık kültürünü geliştirmek, ilçedeki üreticileri kaliteli üretime teşvik etmek ve Buca razakısını markalaştırmak için başlatılan çalıştay, Buca Belediyesi Bağ Evi’nde gerçekleştirildi. Buca Belediye Başkanı Av. Erhan Kılıç, çalışma rotasını açıkladı.

‘13 dönümlük bağımızın ardından şimdi 11 bin 980 metrekarelik yeni bir bağ kuracağız.

Burası tamamen Buca razakısı ve benekli sultaninin yetiştiği Buca’ya özgü üzümlerden oluşan bir bağ olacak.

Tamamen geleneksel tarım yöntemi uygulayacağız.

Buca’da razakının olduğu zamanlardaki geleneksel yöntemlerle bu işi yapmayı düşünüyoruz.

Bu işi bilen Bucalılar...

Buca’nın hafızası  da onlar...

Hep birlikte Buca razakısını Buca’da yeniden canlandırırız’ diye düşünüyorum.

Daha sonra da coğrafi işaretini alarak markalaştıracağız.  

Bizim burada amacımız  kar sağlamak değil, Buca’nın sembolünü yeniden gün yüzüne çıkarmak’ ifadelerini kullandı.

 

*-  ‘Buca’nın sembolü cezaevi değil, üzümdür!’

 

 Kılıç, ‘Buca’nın uzun yıllardan beri sembol olmuş bir değeri var.

Buca razakısı, Buca üzümü.

Ama Buca denince akla Buca Cezaevi geliyor.

Bu üzüm bağları, bugün belediye binamızın olduğu yerlerdeymiş.  Maalesef çarpık kentleşmeyle o verimli topraklar, bugün üzerinde oturduğumuz beton yığınlarına dönüşmüş durumda.

Ama elimizde Kaynaklar bölgesi gibi bir değer var.

İçerisinde tarım yapabileceğimiz alanlar var.

Bu alanlarda Buca’nın sembolünü yeniden canlandırmayı hedefliyoruz’ diyerek konuya ne kadar önem verdiğini belirtiyor.

 

*- Öne çıkan bir kent

 

Buca’nın yani Başkanın misyonu belli:

‘Yerel hizmetleri, adaletli, etkin ve kent kimliğine uygun biçimde sunmak!’

Vizyon da açık ve seçik;

‘Sürdürülebilir kent politikası ile değişimi yöneterek, yenilikçi ve özgün nitelikleri öne çıkan bir kent olmak.’

Temel değerler neler?

Adil Olmak,  Eşitlik İlkesini Benimsemek, İnsan Odaklı Değişimi Önemsemek, etkin yönetim anlayışına sahip olmak, sürdürülebilir kent politikası oluşturmak, yenilikçi yaklaşımı desteklemek, yönetimde katılımcı yaklaşımı gözetmek, ekip çalışmasını kurum çalışmalarına hakim kılmak...’

Her halde bu temel değerlere hepimiz sahip çıkmalıyız...

 

*- Normalleşme sürecinde...

 

İktidarın başının isteği, yani gönlünün razı olmaması ile normale dönüş yolunda hızla ilerliyoruz.

Tabii ki ‘iyi’ diyen de var ‘dikkat’ çekenler de...

Peki Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç bu konuda Bucalılara ne diyor, nasıl sesleniyor?

İlk cümlesi şu:

‘Aldığımız her nefese dikkat etmek zorundayız!’

Belediye olarak normalleşme sürecinde de alarmda olduklarını ifade eden Başkan Kılıç, rakamlardaki artışa dikkat çekerek, ‘İlaç bulunana kadar aldığımız her nefese dikkat etmek zorundayız’ diyor.

Normalleşme sürecinin rehavete neden olmaması uyarısında bulunuyor...

Başkan Kılıç, ‘Bizim içimizde bir normalleşme süreci başlamadı. Hala alarm halindeyiz.

Her ne kadar Türkiye genelinde tedbirler büyük ölçüde kaldırılmış olsa da rakamlar maalesef yeniden yükselmeye başladı.

Belediye olarak çalışmalarımıza aynı tempoyla devam ediyoruz.

Şu an tüm kaynaklarımızı, enerjimizi bunun için hazır tutuyoruz.

Çünkü İzmir’in en kalabalık ilçesinde yaşıyoruz.

Şimdiye kadar beklentilerin aksine son derece başarılı bir süreci geride bıraktık.

Bunu hemşehrilerimizle birlikte yaptık.

Şimdi bu emeklerimiz boşa gitmesin, koronavirüs Buca’dan uzak kalmaya devam etsin diye önlemlerden taviz vermiyoruz’ diye konuştu.

 

*- Güzel günler için

 

Bucalılara çağrı yapan Kılıç şöyle sesleniyor.

‘Pandemi sürecinde ne kadar normalleşmeye başlamış olsak da yaşamımızı koronavirüse göre şekillendirmeliyiz.

Kendimizi korumamız lazım.

Sosyal mesafe ve maske konusuna dikkat etmemiz gerekiyor.  Normalleşme diye bir şey yok. 

Evet, iş yerleri AVM’ler açık olacak ama biz kendi izolasyonumuza dikkat etmek zorundayız.

Her hangi bir yasağa gerek kalmadan evlerde kalmaya devam edeceğiz. Tüm Bucalı hemşherilerimizden koronavirüse karşı tedbiri elden bırakmamalarını, kurallara uymayanları uyarmalarını rica ediyorum. Güzel günler yakın; yeter ki önlemimizi alalım...’

 

*- Buca’da avukat

 

Bu arada anımsatayım:

Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, 23 Haziran 1977 tarihinde Manisa'nın Salihli ilçesinde dünyaya geldi.

Erhan Kılıç, orta ve lise eğitimini Sekine Evren Anadolu Lisesi'nde tamamladı.

1996 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde lisans öğrenimine başladı, 2000 yılında mezun oldu.

Mesleki stajını ve vatani görevini tamamladıktan sonra 2002 yılında serbest avukatlık yapmaya başlayan Kılıç, İzmir Barosu’nda çeşitli görevlerde bulundu, Türkiye Barolar Birliği Delegeliği yaptı.

Yani şu anda başkan olmasaydı, o da İzmir Barıosu ile birlikte Ankara yürüyüşünün içinde olacaktı.

Siyasi yaşamına Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları’nda aldığı görevle başladı ve1999 yılında CHP'nin en genç İlçe Başkan Yardımcısı oldu.

Kılıç, 2006-2008 yılları arasında Atatürkçü Düşünce Derneği Buca Şube Başkanlığı görevini de yürüttü.

22 yıldır CHP üyesi olan Kılıç, 2014-2019 yılları arasında Buca Belediye Meclisi’nde CHP'nin Grup Başkan Vekilliği görevini yaptı.

Yani Buca’da partililer gibi her vatandaş tarafından tanınan bir sima...

 

*- En kalabalık ilçe

 

Az önce başkanın ağzından İzmir’in yüzölçüme göre en kalabalık ilçesinin Buca olduğunu öğrendik...

Tabii ki hızla göçün bunda büyük payı var...

Ve de yine Başkan Kılıç’tan öğrendiğimize göre, Buca’da resmi kayıtlara göre 3 bin 486 mülteci barınıyor.

Peki bunlara ayrımcılık yapılıyor mu?

‘İstenmiyor’ olabilirler her yerde olduğu gibi ama asla!

Buca’da, Buca Belediyesi’nin Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği işbirliğiyle kurduğu ‘Mülteci Destek Masası’ da bulunuyor.

Buca’da mültecilerin toplumsal hayata adapte olabilmeleri ve eşit yaşam hakkı sağlayabilmek için hizmet veren Merkez, 2019 başından beri 3 bin 486 mültecinin hayatına dokundu.

Buradan da öğreniyoruz ki, İzmir’de en fazla mülteciye sahip ilçe yine Buca...

Danışmanlık hizmetinin yanı sıra mültecilerle yerel halk arasındaki uyumun arttırılması konusunda da çalışmalar yapılıyor:

Örneğin: Suriyeli annelerin bir araya getirildiği Anneler Günü etkinliği, mülteci çocuklarla akvaryum gezisi, veli toplantıları, muhtar bilgilendirme toplantıları gibi çok sayıda etkinlik düzenleniyor...

Bu satırlara nokta koyarak anlatayım:

 

*- Sayı artıyor

 

Öncelikle;

 ‘Huzurunu bozanlardan uzak dur, arkandan konuşanları arkanda bırak,

Seni önemseyenlere değer ver...

Şimdi de şunu bil, aklından çıkarma;

2020 Dünya Göç Raporu’na göre dünya genelindeki göçmen sayısı 272 milyona yükselerek dünya nüfusunun yüzde 3,5’ine ulaştı.

2050 yılı için yapılan göç tahminleri, dünya genelindeki göçmen sayısının 230 milyona yükseleceği ve dünya nüfusunun yüzde 2,6’sını oluşturacağı yönündeydi.

2020 verileriyle birlikte bu tahminlerin üzerine 30 yıl öncesinden çıkıldı.

Ekonomik sebeplerden bağımsız olarak şiddet, çatışma, savaş ve doğal afetler nedeniyle ülkesini terk edenlerin sayısı ise toplam 41,3 milyona ulaştı.

Bu sayı 1998’den bu yana izlenen Ülke İçinde Yerinden Edilme İzleme Merkezi'nin (IDMC) verilerinde bir rekor olarak değerlendirildi.

Bu insanların yarıdan fazlasını çocuklar, kalanın çoğunluğunu da kadınları oluşturuyor.

 

*- Geçici koruma altındalar

 

Yüzyıllar boyunca mazlumların sığınacak limanı pozisyonunda bulunan ülkemize gelirsek, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 29 Mayıs 2020 tarihli istatistiklerine göre Türkiye’de 3 milyon 579 bin 318 Suriyeli yaşıyor.

Kayıt dışı olarak başka ülkelerden gelenlerin sayısı ile birlikte bu rakam 5 milyonu buluyor.

Suriyeliler Türkiye’ye geldikleri 2011 yılından bu yana Geçici Koruma Statüsü altında bulunuyor.

Hâlihazırda Türkiye’de bulunan Geçici Koruma Statüsü’ndeki mültecilerin yaklaşık 1 milyonunu 0-9 yaş arası çocuklar oluşturuyor.

Bu rakam, yaklaşık 1 milyon çocuğun Türkiye topraklarında doğduğu ve bu topraklarda büyüğü anlamına geliyor.

 

*- İşbirliği yapmak şart

 

Ve bu konuda ‘Hukukçu’ olan Buca Belediye Başkanı Avukat Erhan Kılıç’ın görüşleri ve çağrısı da şöyle;

‘Mülteciliği doğuran silahlı çatışmaları, iç savaşları, ekonomik problemlerin sonlandırılması için Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve ilgili devletlerin aksiyon alarak daha fazla yardımlaşma ve iş birliği yapmaları, gerekiyor.

Çatışmaların silah satışından beslendiği dikkate alındığında hâlihazırda devam eden çatışmaların sonlanması için ilgili bölgelere silah satışının engellenmesi için gerekli önlemlerin alınmasını ve yaptırımların uygulanması lazım.

Bu bağlamda kuruluş gayesi uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden her türlü saldırganlığı cezalandırmak olan ve daha önce Irak, Sudan, Somali, Afganistan ya da İran’a benzer konularda çeşitli yaptırımlar uygulayan BM Güvenlik Konseyi daimî üyelerini tutarlı olmaya ve bilhassa çatışma bölgelerine yaptıkları silah ihracatını durdurmaya davet edenlere ben de katılıyorum.’

 

*- Buca’nın tek çiçeğine bile...

 

Buca’nın en önemli sorunlarından birini de yine Başkan’dan öğrenelim:

Hatırlarsanız Bodrum Belediye Başkanı söyleşide, ‘Şu anda bile Bodrum’un bir yerlerinde mutlaka kaçak inşaat vardır!’ diyerek özeleştiri yapmıştı.

Uzak bir zamanda değil, yakında...

Cennet Buca’da ise ‘kaçak moloz istilası’  durmak bilmiyor.

Doğa düşmanları son olarak Şahin Tepesi’nde belediyenin koyduğu bariyerleri yıkarak yeşil alana tonlarca moloz bıraktı.

Buca Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, her gün ortalama 50 ton molozu kentin yeşil alanından temizlediklerini ifade ediyor.

Çevre suçlarına karşı yaptırımların artırılması gerektiğini ifade eden Başkan Kılıç ise, ‘Buca’nın bir tek çiçeğine zarar verenin karşısında duracağız’ diyor.

Düşünün bir yandan betonlaşmaya karşı yeşil bir kent için çalışan Buca Belediyesi, yaz aylarıyla birlikte artan kaçak moloz dökümlerine karşı da mücadelesini sürdürüyor...

‘Bu utanç maalesef hepimizin’ diyen Belediye Başkanı Erhan Kılıç sözlerini şöyle tamamlıyor:

‘Tüm hemşehrilerimizi duyarlı olmaya davet ediyorum. Buca’nın bir tek çiçeğine zarar verenin karşısında duracağız. Kaçak moloz dökümünü gören vatandaşlarımızdan bizlere ulaşmalarını rica ediyorum. Hep birlikte alarmda olacağız.’

Doğaya karşı verilen zararlara karşı yaptırımların arttırılması için de çağrı yapan Kılıç, ‘Hem belediyemiz hem de İzmir Büyükşehir Belediyemiz bu katı atıkların doğaya zarar vermeden bertaraf edilmesi için tüm kolaylıkları sağlıyoruz.

Buna rağmen üç kuruş daha fazla kâr elde etmek için geleceğimizi yok ediliyor.

Ekiplerimiz gece gündüz bu doğra düşmanlarının peşinde dolaşıyor. Maalesef kestiğimiz cezalar yeterli olmuyor.

Bu konuda çevre suçlarına ilişkin cezaların arttırılması gerektiğini düşünüyorum.’

 

*- Geri dönüşüm zinciri oluşturulacak

 

Sıfır atık projelerini ard arda hayata geçiren Buca Belediyesi, vatandaşlara daha etkin ulaşmak için muhtarlıkları devreye soktu. İlçedeki 47 mahalle muhtarını ziyaret eden çevre mühendisleri, atık yağlarda olduğu gibi evsel atıklarda geri dönüşüm zinciri oluşturması için çağrı yaptı.

 

*- Türkiye’de bir ilk: Ücretsiz akademik eğitim

 

Köy enstitüleri ruhu Buca’da yeniden canlandı.

Buca Belediyesi, Kızılçullu Bilim ve Sanat Merkezi ile Türkiye’nin ilk akademik eğitim veren belediyesi oldu.

Bilim ve sanat alanında gelecek vaad eden öğrencilere ücretsiz eğitim veren Merkez, genç cevherlere proje üretme imkanı sağlayarak uluslararası arenada Türkiye’yi temsil etmelerinin yolunu açıyor.

BUCA IMSEF adlı yarışma da düzenleyen Merkez, Ekim ayında 42 ülkeden lise öğrencisini bilim ve sanat alanında projeleriyle Buca’da ağırlayacak.

 

*- Kapı kapı sıfır atık çağrısı

 

Sıfır atık hedefiyle çevreci bir kent için çalışan Buca Belediyesi bilinçlendirme kampanyası başlattı.

Evsel atıkların ayrıştırılarak geri dönüşüme yönlendirilmesi için çalışan Belediye, birbirinden sevimli maskotlarla kent geneline atık poşeti, çevreci bez çanta ve bilgilendirici broşürler dağıttı.

 

*- Normalleşme mesaisi

 

Pandemi sürecinde yaptığı etkin çalışmalarla örnek gösterilen Buca Belediyesi, normalleşme sürecinde de çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

Salgın riskini azaltmak için park ve sokaklarda yoğun mesai yapan ekipler,  eczane, kuaför, kafe, kıraathane gibi insan sirkülasyonunun yoğun olduğu mekanlarda da dezenfekte çalışması yapıyor.

 

*- Miniklere çevreci yarışma

 

Kentteki çevre bilincini temelden aşılamayı hedefleyen Buca Belediyesi, 5 – 12 yaş arası çocuklar için gerçekleştirdiği geri dönüşüm yarışması sonuçlandı.

Çocukların atıklardan kendi oyuncaklarını yaptığı yarışmada dereceye giren çocuklar, bisiklet, zeka oyunları ve kitaplarla ödüllendirildi.

Yarışma kapsamında 5 – 12 yaş arası çocuklardan geri dönüştürülebilir malzemelerden kendi oyuncaklarını yapmaları istendi. Yaklaşık bir haftalık yarışma süresinde çocuklar birbirinden yaratıcı projeleri jüriye sundu.

 

*- 1 yılda 8 bin hayvana kucak açtı

 

Buca’nın can dostları merkezi başarısıyla göz dolduruyor.

Doğumdan ölüme kadar yaşamlarının tüm evrelerinde can dostlara bakım ve tedavi hizmeti veren Buca Belediyesi Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi, bir yılda 8 bin hayvana kucak açtı.

Zor şartlarda yaşam savaşı veren sokak hayvanlarına hizmet veren Merkez, 1 yılda bin 306 hayvana kısırlaştırma ve aşılama yaptı, 483’ünü sahiplendirerek sıcak bir yuvaya kavuşturma başarısı gösterdi.

 

*- Hem yenilendi, hem onarıldı

 

Çağdaş ve modern bir kent yaratma hedefiyle çalışan Buca Belediyesi, muhtarlıklar ve vatandaşlardan gelen talepler doğrultusunda kent sokaklarını hem yeniledi, hem onardı.

Buca Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü, geride kalan 15 aylık dönemde 27 bin metrekarelik alana kilit parke döşerken, 13 kilometrelik kaldırım, 7 bin metrekarelik alanda da asfalt yaması yaptı.

 

*- 6. Balkan Panorama Film Festivali

 

15 – 21 Ekim 2020 tarihler arasında Buca Belediyesi’nin himayesinde İzmir’de gerçekleşecek olan 6. Balkan Panorama Film Festivali’nin Danışma Kurulu belli oldu.

Altı kişiden oluşan danışma kurulu üyeliklerine Türk sinemasının duayenlerinden Ediz Hun, Balkanların en tanınmış ve en ödüllü yönetmeni Milcho Manchevski, Sam Peckinpah, Peter Ustinov gibi yönetmenlerin filmlerinde yer almış eski Yugoslavya’nın efsanevi oyuncusu Igor Galo, Balkanların en tanınmış oyuncu ve yapımcılarından Lazar Ristovski ve Türkiye’nin en verimli sinema hocaları arasında yer alan Maltepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Yıldız ve  Beykent Üniversitesi, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Makal seçildiler

 

*- Buca’da mali disiplin sağlandı

 

Buca Belediye Başkanı Av. Erhan Kılıç, göreve geldiği günden beri 125 milyon TL borç ödediğini belirtirken, ‘Biz artık  Buca’da mali disiplini sağlamış durumdayız’ dedi.

Başkan Kılıç, ilk olarak pandemi sürecinde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Zorlu sürecin yerel yönetimlerin üzerinde ciddi bir yük olduğunu ifade eden Kılıç, merkezi hükümetin travmatik durumlarda daha fazla destek olması gerektiğini söyledi. 

Başkan Kılıç, ‘Bucalıların bu salgından korunmasını sağlayabilmek için ciddi bir mücadele verdik. İlk vaka çıktığı zamanlarda resmi makamlarla bir toplantı gerçekleştirdik.

 O toplantıda, İzmir’deki vakaların yüzde 30 ila yüzde 40’ının Buca’da çıkması bekleniyordu. Ne kadar şu an 510 binlik resmi bir nüfusa sahip olsak da, şu an 800 bine yakın bir nüfusa sahibiz.

Dolayısıyla biz hemen kapsamlı bir çalışma başlattık.

Türkiye genelinde dezenfekte için bulduğumuz Türkiye’deki 4 aracı belediyemize kazandırdık. Tüm mahalleleri, muhtarlar kılavuzluğunda 3 kere dezenfekte ettik.

İzmir’in en yüksek vakası Buca’da beklenirken en alt sıralarda kaldık. Bir vatandaşımız bizim yaptığımız çalışmalarla virüsten uzak kaldıysa ne mutlu bizlere. Pandemi sonuna kadar çalışmaya devam edeceğiz’ diyerek sözlerini tamamladı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum