Yaşar Eyice

Yaşar Eyice


'Tarihsel ve kültürel değerlerini koruyarak gelişim ve değişimi gerçekleştiriyoruz'

17 Temmuz 2020 - 10:00

Datça’ya ilk gidişim ‘Badem Tüccarı’ olarak oldu...

Tanıyanlar bu cümleme şaşırmışlardır.

Yaşamımda çok işler yaptım ama hepsi maddi karşılıksız.

Ya devlet görev verdi, ya da gazete patronlarım...

Fazla meraklandırmadan anlatayım:

Sanıyorum; 1970’li yılların sonlarına doğru, bir koalisyon hükümeti vardı.

İstanbul Milletvekili ve İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş 5 Ekim 1979 tarihinde oyuncu Aynur Aydan ile aralarında geçen bir aşk skandalı sonucu hükümetten istifa etti.

Daha doğrusu istifasından önce Çeşme’de sanatçının evine girerken fotoğrafları yayınlanınca, gazetelerde çeşitli aşk söylentileri çıktı.

Ve bir anda ortadan kayboldu...

Yer yarıldı sanki içine girdi....

Ben de bölge istihbaratçısı olduğum için Muğla’nın Datça ilçesinde olduğunu, Devlet Memuru Feyzi beyden öğrendim.

Durumu Aydın Bilgin’e ilettim...

O da ‘Ne duruyorsun?’ diyerek yola çıkardı.

Önce otobüsle Marmaris’e gittim...

Datça’ya bir minibüsün çalıştığını onun sabah erkenden Marmaris – Bodrum seferini yaptığını, akşamları ise aynı güzergahtan tıklım tıklım yolcu ile döndüğünü öğrendim.

 

*- Köşeyi dönünce

 

Vakit geçirirken, birden karşıma ulusal bir gazetenin foto Muhabiri Aykut  Fırat ile sonradan Konak Belediye Başkanı olacak Muhabir Erdal İzgi’ye rastladım....

‘Burun buruna’ derler ya, tam o zamanki belediye binasından çıkıp, sahile yürüyüp, köşeyi döner dönmez birbirimizi gördük.

Ben onlara, onlar bana ‘Burada ne yapıyorsun?’ sorusunu sorduk...

Tatil için geldiklerini söylediler.

‘Nerede kalıyorsunuz?’ diye sordum; ‘ Lidya’da’ dediler....

Ben de, bir diğer zamanın lüks oteli olan ‘Martı’da kalıyorum, bölge muhabirlerini denetlemek için yola çıktığımı, o zamanların acar muhabiri Süleyman Esen’i göreceğimi söyledim.

‘Akşam misafirim olun’ dedim..

Aynı şekilde onlar da ‘Sen bizim misafirimiz ol!’ dediler...

Ben onların yanından ayrıldım, koşarak belediyenin karşısındaki Çınar’ın altına koştum...

Çünkü Datça minibüsü yolcularını buradan alıyordu...

Ucu ucuna yetiştim...

Minibüs hareket etti, köşeyi döndü ben de ‘Trafik yatın’ derler ya, ben daha oturmamıştım ki, iki büklüm oldum beni görmemeleri için...

Dolambaçlı yollardan gittik.

 

*- Çok ünlüydü

 

Bir yerde Ege ile Akdeniz’in neredeyse birleştiği bir nokta vardı....

Bir araç zor geçecek gibiydi...

Bu arada söylemeden geçmeyeyim, minibüs şoförünün sol parmakları yoktu...

Bu dar yolda sol kolu dışarıda giderken, karşıdan gelen araçla sürtünme olmuş...

Bu yüzden parmaklarını kaybetmiş...

Belki de bileginden itibaren de tam anımsamıyorum..

Ama eski ‘kıdemli’ Datçalılar bilir...

Neyse güneş batmak üzere idi, Datça’ya geldik...

Ben o zaman en meşhur oteli Likya mıydı neydi orada oda ayarladım.

Feyzi beylerin işlettiği pansiyonda buldum...

O zamanlar Datça köyden bile küçüktü...

Herkes birbirini tanıyordu...

Yani yabancı kimse bu son durakta kaçacak yer de bulamazdı, saklanacak yer de...

Kendimi İzmir’den gelen badem tüccarı olarak tanıttım..

Feyzi bey ile bir iki toptancıyı gezdik, pazarlık bile yaptık...

Bademler de çeşit çeşit....

Tabii ki ben dersimi almış, nasıl davranacağımı öğrenmiştim...

Sonuçta; Bakan Hasan Fehmi Güneş’in sağlık ocağı lojmanında kaldığını, sabah erken saatte bir de güneş batarken tahta ince uzun iskeleden denize girdiği kulağıma fısıldandı.

Akşamları ise küçük çarsıda gezdiği, kahvede ve lokantalarda Datçalılarla sohbet ettiğini söylediler.

Gece flaşla fotoğraf çekebileceğim için ve de yabancı olduğum için anında derdest edilip, elimden filmlerin de korumaları tarafından alınması işten bile değildi.

Zaten bunu bildiklerinden hiç kimse de ‘hatıra’ bile olsa fotoğraf çektirmiyormuş...

 

*-  Kanlar içinde kaldım

 

Neyse ben günler uzun olduğu için şort giydim, elime bir plaj çantası aldım, fotoğraf makinasını içine koydum...

Sahilde kimse yoktu, denize girdim, çıktım...

Sonra kamışların içinde sürünerek mümkün olduğunca sağlık ocağına yaklaşmaya çalıştım.

Köpekler ve yılanlardan korkarım, sadece bunlar vardı....

Hani Müslüm Baba’yı dinlerken, jiletle kendilerini parçalayanlar oluyordu ya, benim de bacaklarımdan tutun da boynuma kadar gögsüm kanıyordu...

Şans mı ne, işte o anda Hasan Fehmi Güzel çıktı, iskelenin ucuna geldi ve kendini denize bıraktı...

Ben de 135’lik tele ile sanki 1200 asa film varmış gibi arka arkaya deklanşöre bastım...

36 poz doldurdum...

Bir karesi bile çıksa yeterdi...

Yine kimseye görünmemeye çalışarak döndüm....

Otelde yaralarıma pansuman yaptırttım...

Yemek için dışarı çıktımmm

 

*- Birkaç saat sonra

 

O da ne?

Marmaris’te olduğu gibi yine Erdal İzgi ile Aykut Fırat’la karşılaşmayayım mı?

Birbirimize sitem ettik...

Daha doğrusu çattık...

‘Beni neye ektin’ diye...

‘Hani akşam buluşacaktık’ diye...

Gece bir belki de ikiye kadar, birlikte bir restoranda oturduk, birimiz ne bileyim, tuvalete gitmek istese bile, ‘Hadi birlikte’ dedik...

Onları yalnız bırakmak istemiyordum, bir vatandaşla konuşsalar, ‘Kaçak Bakan Güneş’in burada olduğunu öğreneceklerdi.

Ama ben zaten resimleri çekmiştim...

Ama nasıl çıkacaklarını bilmiyordum....

Dedim ya, güneş battı batacaktı...

Nasıl anlatayım, bir dakika sonra Akşam Namazı vakti, idi...

‘Sabah yine buluşalım’ dedik...

 

*- Son hareket

 

Ben körfez gibi yarde, yarımada şeklindeki çıkıntının ucundaki otelde, tam sağlık ocağının karşısında idim...

Erkenden kalktım yine denize girecek mi, diye bekledim...

Bu kez çıkmadı...

Minibüse yetiştim, Muğla’ya kadar oradan da İzmir’e gazeteyi gittim...

Herkes beni, benim gibi heyecanla bekliyorlardı...

Osman Öksüz bin tembihle filmleri yıkadı...

Şahane çıkmıştı...

Tam sayfa ‘Bakan’ı bulduk!’ diye başlık atıldı...

Ya da ‘Bakanı yakaladık’...

Tam anımsamıyorum....

 

*- Meğer haberdarlarmış

 

Sonra ne oldu?

Meğer Erdal İzgi ile Aykut Fırat olayı biliyorlarmış...

Onlar da sandal tutup beklemişler...

Ama ne ben onlara bir şey belli etmemeye çalıştım, ne de onlar bana...

Benden sonra  resim çekmişler ve özel taksi tutmuşlar filmleri yetiştirmek için...

İzmir’de sabah uçağına yetişmişler bir gün sonraki, ikisi de ‘Amiral Gemisi’ olarak adlandırılan o gazetenin yazıişleri toplantısına girmişler heyecanla, ‘İşte resimler!’ demişler...

Ama gazete yönetimindekiler de ‘tık’ yok...

Ve Aydın Bilgin yönetiminde çalıştığım gazeteyi göstermişler;

‘BaksanaYaşar tek başına işi halletmiş, hem de tam sayfa!’ demişler...

Ve o günden sonra kaç kez bir işte karşılaştığımızda Erdal İzgi bana, ‘Hayatımda bir kez kazık yedim, o da senden!’ diye takılmıştı...

 

*- Tatil için

 

Sonra birkaç kez daha Datça’ya bu kez tatil yapmaya gittim...

Tabii bizim tatillerimiz hep böyle, yani ‘Hem seyahat, hem ticaret’ şeklinde geçer...

Bir keresinde de bu gazetecilik başarısından ötürü Patron Aydın Bilgin, Datça’da Vali Özer Türk’ün kurduğu ‘Aktur’a tatile göndermişti.

15 gün kadar kalmıştım...

 

*-  Sağlam adımlarla

 

Datça o gün nasılsa şimdi de öyle...

Tabii insanların yaşam yeri olarak seçtikleri bir yer oldu...

Çünkü denizi ve havası kadar Kaz Dağları’ndaki kadar oksijeni var...

Tabii ki yolu da düzeldi...

Son yıllarda mavi yolculuk gibi bazı turistik ilçeler ile deniz yolu bağlantısı da var...

 

*- Başkan anlatıyor

 

Bakın Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar ne diyor, nasıl sesleniyor?

Şimdi söz Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar’da...

‘Yurdumuzun belki de dünyamızın en güzel coğrafyasında hep birlikte barış ve huzur içinde yaşıyoruz. 

Amacımız, yaklaşık 3000 yıllık bir tarihe sahip Datça’mızı çağdaş, herkesin yaşamak ve görmek hayalini kurduğu, doğallığını kaybettirmeden çevre dostu yatırımların yapıldığı bir cazibe merkezi haline getirmektir.

 

*- Önemli nokta!

 

Hiçbir zaman ‘ne pahasına olursa olsun büyümek ve gelişmek’ gibi bir düşünce içinde olmak istemiyoruz.

 İlçemizin genel karakterini hiçbir zaman bozmadan, tarihsel ve kültürel değerlerini koruyarak gelişim ve değişimi gerçekleştirmek başlıca hedefimiz olup, bu doğrultuda çalışmalarımızı yapmaktayız. 

Biliyoruz ki artık modern belediyecilik sadece yol, su, kanalizasyon gibi hizmetleri yerine getirmek değil. Belediyeler,  engellilerin, çocukların, yaşlıların, öğrencilerin ve kadınların da ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hizmet planlamasını yapmak noktasına gelmişlerdir.

O nedenle belediyelerin görev alanları çok genişlemiştir.

 

*- Söyleyecek ve yapacak çok şey var

 

Geçtiğimiz yıl bu doğrultuda önemli adımlar atılmıştır.

2015 Temmuz itibariyle çok gurur verici, çok değerli bir görevi devraldım. Söyleyecek elbette çok şey var.

Ama daha önemlisi yapacak daha çok şey var.

Bana inanan, güvenen, bu göreve layık gören, kutlayan, eleştiren, herkese ama herkese çok teşekkür ediyorum.

Datça yarımadası belki de dünyanın en güzel yeri, ‘ama biz biliriz ki bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen, burası Dünya’nın en güzel yeridir. Ama Dünya’nın en güzel yerini sevmezsen, orası Dünya’nın en güzel yeri değildir…’

Datça’yı seviyorum ve bu yarımadaya olan borcumu ödemek istiyorum. Şimdi çalışmak zamanı.

Büyük Usta Nazım Hikmet’in dediği gibi:

‘İnanın: güzel günler göreceğiz çocuklar

Güneşli günler göreceğiz.

Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,

ışıklı maviliklere süreceğiz….. ‘

 

*- Tanınırlık artıyor

 

Her geçen gün Türkiye’de ve dünyada daha fazla tanınır hale gelen Datça’mızda, sanatsal, kültürel ve sportif faaliyetlerle çağdaş yaşamın ihtiyaçlarını karşılamak içinde çalışıyoruz.

Halkımızın bu tür ihtiyaçlarını karşılarken, bir yandan da tanıtım çalışmalarını yerine getiriyoruz. 

Tanıtım yaparken de yarımadayı bir bütün olarak ele alıp köylerimizle birlikte entegre bir turizm alanı yaratmak istiyoruz. 2015’de de Datça’yı marka kent olarak tanıtmak ve bu yolla turizm girdilerini artırmak en önemli hedefimiz olmuştur.

 

*- Halkın gücüyle

 

Biz bu görevleri halkımızdan aldığımız güçle yerine getiriyoruz.

Siz hemşerilerimizin belediyemize olan güveni bize her zaman cesaret vermiş, yüreklendirmiştir. 

Görevimizi yaparken tarafsızlık en dikkat ettiğimiz husus olmuştur. Geçen yıl da hep birlikte şeffaf ve hesap verilebilir bir çalışmayı yapmış olmanın gururunu yaşıyoruz.

Belediye Meclisinde iktidar-muhalefet çekişmesi yerine, katılımcı bir anlayışla verimli çalışmalar yaptık. Meclis üyelerimizin bu yaklaşım ve anlayışı her türlü takdirin üzerindedir.

Bu çalışmalarda bize her zaman güven duyan ve yanımızda olan değerli hemşerilerimize, belediyemiz çalışanlarına, demokratik kitle örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarına ve Belediye Meclisi Üyelerimize şükranlarımızı sunuyorum.’

 

*- Önde bitirdi

 

2019 Yerel Seçimlerine bir göz atarsak;

CHP’nin Datça Belediye Başkan adayı Abdullah Gürsel Uçar’ın yüzde 55,56 ile seçildiğini belirteyim...

İkinci sırada ise MHP’nin adayı vardı...

Feyzullah Gülada yüzde 40.02  oranında oy aldı...

Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar, 1960 Mesudiye doğumludur.

Daha önce CHP İlçe Başkanlığı, Belediye Meclis Üyeliği ve İl Genel Meclisi Üyeliği görevlerinde bulunmuş olan uçar, evli ve 2 çocuk babasıdır.

 

*- Kuldan yurttaşa döndüren Selanikli

 

Datça’dan son taze bilgi şu:

Datça Belediyesi'nden sürpriz açıklama:

‘Bizi kuldan yurttaşa dönüştüren Selanikli!’

Datça Belediyesi'nin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk için yaptığı mükemmel paylaşım böylece dikkat çekti.

Datça Belediyesi iki gün önce dikkat çeken bir paylaşımda bulundu.

Belediyenin, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü andığı paylaşım kısa sürede çok sayıda beğeni aldı ve sosyal medyada viral oldu.

Belediye'nin resmi Twitter hesabından yapılan paylaşımda, ‘Kapak fotomuza küçük (bize göre dev) bir detay ekledik. Bizi kuldan yurttaşa dönüştüren Selanikli bir çift mavi gözü seviyoruz.’ifadelerine yer verildi.

 

*- Yeni çevre düzenlemeleri

 

Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar anlatıyor:

‘Şehit Ali Osman Çetiner Caddesi . kentsel tasarım ve peyzaj 2. etap proje alanımız 890 m² olup yeşil alan miktarı 150 m²dir.

Datçanın doğal su kaynaklarının yetersizliğini göz önünde bulundurmak için az su tüketen bitkiler kullanılmıştır.

Çim her zaman olduğu gibi yine kullanılmamıştır.

En derin noktası 0.40 cm derinlikte olan ve devir daim yapan bir adet havuz alanı bulunmaktadır.

Havuzun üst kotunda üç boyutlu tasarımlarda görüldüğü üzere bir sembol bulunmaktadır.

Bu sembol 6 parça üzerinde bir saati simgelemektedir.

Gece-gündüz ve dört mevsimi temsil eden parçaların orta kısmında ki dairesel saat sembolünde akrep ve yelkovan bulunmamaktadır.

Bunun yerine Datçalı yazarımız Nihat Akkaraca’nın Datça’da Zaman adlı kitabında yer alan ‘Datça’da zaman yekparedir. Dün, bugün, yarın yoktur.’ sözü bulunmaktadır.

Sembolün üzerinde bir cam bulunmaktadır.

Bu camda güneş ve su ile birlikte sene de birkaç dakika gökkuşağı oluşacaktır.

Bu da insanın yaşamındaki mutlulukları yansıtmaktadır.

Heykelin altından akan su yolu insanın zaman çizgisini, havuz ise sonsuzluğu temsil etmektedir.

Alanda 5 adet iki katlı ve 5 adet bir çift kuşun sığabileceği küçük kuş yuvaları bulunmaktadır.

Surakarta, 9 taş, Go, Dümen ve Satranç ile Dama olmak üzere toplam 5 adet oyun masası yer almaktadır.

Sevgi yolu başlangıcında bulunan köpek dışkı poşeti ünitesi yanına poşet almayı unutan hayvan sever arkadaşlarımız için konulmuştur. Engelsiz tasarım yapılan bu alanda hiçbir şekilde engel teşkil edecek bir obje bulunmamaktadır.

Aksine alanda engellere dikkat çekmek amaçlı bir adet engelli sandalyesi bulunmaktadır.

Burada bir engel de sen koyma yazacaktır.

Ayrıca caddenin tabelası da bu kapsamda özel olarak yaptırılmaktadır.’

 

*- Tarihi değirmen

 

1923 Lozan Antlaşması'na bağlı olarak Türkiye ve Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi sırasında, Rumların bölgeyi terk etmesinin ardından önce Hazine'ye devredilen ve daha sonra Türk bir aileye satışı yapılan tarihi değirmen,  Datça Belediyesi tarafından aslına uygun olarak restore edilerek, turizme kazandırıldı.

Tarihi değirmene gelen suyun büyük bölümü denizle buluşurken, gölden dökülen suların oluşturduğu küçük şelale, denizin tuzlu sularından arınmak isteyen tatilcilere adeta doğal duş hizmeti veriyor.

Koronavirüs nedeniyle bu yıl plajlara duşmatikler konulamayınca, minik şelale her zamankinden daha fazla rağbet görmeye başladı.

Datça'ya tatile gelenlerin uğrak noktalarından biri haline gelen Ilıca Gölü son yılların en hareketli günlerini yaşıyor.

 

*- Çok önemli bilgiler

 

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü ile Datça Belediyesi'nin iş birliğinde 2007 yılında yapılan inceleme sonucu ortaya çıkan jeotermal enerji aramaları jeolojik ve jeofizik etüt raporuna göre; gölün sularında başta sodyum (yüzde 74) olmak üzere, potasyum (yüzde 1,23), Kalsiyum (yüzde 10), Magnezyum (yüzde 14) gibi katyonlar ile sülfat (yüzde 87.52), klor (yüzde 9,57) ile anyonlar bulunuyor.

 

*- Su dağın eteklerinden geliyor

 

Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar, Ilıca Gölü'nün tarihi bir geçmişe sahip olduğuna dikkati çekti.

Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar, ‘Gölün suyu dağların eteklerinden geliyor. Yıllar önce tarihi su değirmeninin çalışması için kullanılıyordu. Bugün ise, değirmenin fazla suyu günümüzde, tatilcilerin duş yeri haline geldi. Kimisi göle girerek yüzüyor. Suyun şifalı olduğu söyleniyor’  dedi.

 

*- Ege'den Akdeniz'e

 

Datça'lılar, Ilıca Gölü'nün yanındaki değirmenin, ilçenin en eski su değirmenlerinden biri olduğunu söylüyor.

Değirmenin ihtiyacını karşılayan gölün su kaynağı tam olarak bilinemiyor. Ancak, Ege Deniz'in altından buraya kadar geldiği ve Akdeniz'e döküldüğü söyleniyor.

Bu yönüyle de ilgi çekiyor.

Suyun rahatlatıcı bir özelliği var.

İnsanlar denizden çıkıp, burada duş alabiliyorlar.

Suyun şifalı olduğu da biliniyor.

Tatil için Datça'ya gelenlar,  denizin tuzunu minik şelalenin sularında attıklarını belirtip, ‘Ortam olarak çok güzel, nezih bir yer. Çok beğendik’ diyorlar.

 

*- Badem festival oldu

 

Yazımın başında Datça’da ‘Badem tüccarı’ olduğumu söylemiştim.

Yani bu kılığa girerek atlatma haber yaptığımı...

Datça Belediyesi’nin bir de ‘Çiçek gibi Festival’ diye tanıttığı, ünlü ‘Badem Çiçeği Festivali’ bulunuyor...

Bu yıl pandemiden  önce 7-8-9 Şubat’ta yapıldı.

Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar geçen yıl başkan seçildikten sonra Tarım ve Turizm forumu da düzenledi.

5 Ekim 2019 tarihinde Hızırşah Kültür Evi’nde; tarımsal üretimin sürdürülebildiği de ele alındı.

Neşet Ertaş da düzenlenen bir etkinlikte her yönü ile değerlendirildi.

Ülkemizin en iyi opera sanatçılarından bazılarının olacağı ücretsiz şan konserleri için  Datça severler ‘kaçırmamanızı öneriyoruz’ diyorlar...

Tabii ki Datça denilince akla gelen ‘Can Baba’yı da unutmamak lazım.

 

*- Kızlanaltı İmar Planları

 

İlçenin, Kızlan Mahallesi Kızlanaltı Mevkii’nde 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 18.Madde uygulaması ile ilgili yapılan parselasyon çalışması vatandaşlar tarafından incelenmek üzere 30 (otuz) gün süreyle askıya çıkarıldı.

 Askıya asılan parselasyon planı bilgilendirme amaçlı.

 

*- Önemli bir yönetmelik

 

 

Muğla İli, ‘Datça Belediyesi Bina, Cephe, Tanıtım Ve Reklam Uygulamaları Görünürlük Yönetmeliği’; ilçenin tarihi ve kültürel dokusunu, doğal ve çevresel değerlerini korumak ve gelecek kuşaklara değerli bir miras olarak aktarabilmek için her türlü reklam, pano, ilan ve tanıtım elemanları ve benzerlerinin yol açabileceği görüntü kirliliğini ortadan kaldırarak, kent estetiğine katkıda bulunmayı, ticari rekabette eşit şartları sağlamayı, reklam asma ve ticari tabela kullanımını düzenlemeyi ve bu işleri yapan gerçek veya tüzel kişilerle, kamu kurum ve kuruluşlarının uymak zorunda bulundukları esasları belirlemeyi amaçlayarak, yaşama geçirildi.

Bu da özelikle turistler tarafından olumlu karşılandı.

 

*- Hayatı kolaylaştıracak uygulamalar

 

Datça Belediyesi Kent Rehberi ve Çap Uygulaması yayında. Kent Rehberi uygulaması ile Datça Belediyesi sınırları içinde ‘Ada/Parsel’ araması yaparak parsellerin konumunu ve sorgulanan parsellerin çevresindeki parselleri ve yapıları görebilirsiniz. Bunun yanında Datça’da bulunan eğitim, sağlık, kültür-sosyal, dini tesis, resmi kurum, ticaret, turizm noktaları gibi önemli yerleri sorgulayabilir ve cadde/sokak ve adres sorgusu yapabilirsiniz. Harita katmanı ve altlık uydu görüntüleri üzerinde alan, mesafe ölçümü ve nokta sorgulama işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz.

 

*- Yeni işçilere zam

 

Taşeron çalışanı iken yasal düzenleme ile kurulan belediye şirketinde kadroya kavuşan çalışanlar sembolik de olsa aldıkları ücret artışı için başkanı Gürsel Uçar’a bir teşekkür ziyaretinde bulundular.

Bu artışla Belediye taşerondan belediye şirketine geçen işçilere ekstra haklar sağlayan ilk belediyelerden biri oldu.

 

*- ‘Dört el piyano’

 

Hızırşah Kültür Evi’nde Klasik Türk Musikisi ve Klasik Batı Müziği buluşması gerçekleştirildi.

İlk bölümde Datça Klasik Türk Musikisi Topluluğu nihavent fasıl ve solo şarkılarını seslendirdi.

İkinci Bölümde ise Ferhan ve Ferzan Önder kardeşler dört el piyano performanslarıyla Klasik Batı müziğinin örneklerini seslendirdi.

Dinletiye Datça Belediye Başkanı A. Gürsel Uçar ve Başkan Yardımcısı İnci Bilgin de katıldı ve sanatçıları tebrik etti.

 

*- Bir park daha...

 

Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar anlattı:

‘Özbel mevkiinde 220,222,224,225. Sokaklar arsında bulunan parkın toplam alanı 1770 m2 olup açık yeşil alanı 1100 m2 dir.

Toplam 4 araçlık otoparka sahip olan parkın bitkilendirmesi az su isteyen ve Datça ya özgü olan kekik, adaçayı vb bitkiler ile yapılmış Datçada ki su ihtiyacının ileride oluşturabilecek sıkıntıları göz önüne alınarak çimlendirme yapılmamış ve bundan sonra yapılan park alanlarında da bu özen gösterilecektir.

 5-12 yaş çocuk grubuna hitap eden ahşap oyun grupları bulunmaktadır. Fitness aletleri de bulunan parkta koruluk olduğu gibi korunmuştur. Bahtiyar Akkurt babası Arif Akkurt adına parkın yapım maliyetini karşılamıştır.’

 

*-  Datça-Knidos Arkeoloji Günleri

 

Datça Kaymakamlığı ve Datça Belediyesi’nin düzenlediği, Marmaris Müzesi ve Knidos Kazı ve Araştırmalarının ev sahipliği yaptığı,  Knidos Ören yerinde, uygarlık adına kültür ve sanatı baş tacı etmeyi, doğası, tarihi ve kültürel varlıklarına yönelik algıyı ve farkındalığı daha etkin hale getirmek amacı ile  ‘Datça-Knidos Arkeoloji Günleri’nin’ ikincisi yapıldı..

Etkinlik Knidos Antik Kenti’nde saat 17:30’da Knidos Kazı ve Araştırmaları bilim heyet üyesi olan uzman Arkeologları eşliğinde kent turu ile başladı.

 Kentin tarihi ve önemli yapıları ile sürdürülen yeni kazı faaliyetleri ve projeleri bu gezi sırasında anlatıldı.

Kendine özgü doğası ve yaşanmışlıkları içinde barındıran antik kentte gün batımı seyredildi  ve güneşin nefes kesici batışı izlenerek, meraklılarınca fotoğraflandırıldı

Muğla Büyükşehir Belediyesi Orkestrası ve dünyaca ünlü caz sanatçılarından Flütist Halit Turgay saat 21:00-22:00 saatleri arasında, Meteor yağmuru altında dinleyenlerini flüt konçertosu ve caz müziğinin eşsiz tınıları ile buluşturdu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum